1990'lı yılları gençlik dönemine denk gelmiş biri olarak 2000'li yıllardan herkes gibi bende çok umutluydum. Ne de olsa milenyum, uzay çağı ve teknolojinin yükselişiyle bambaşka bir yüzyıla giriş yapacaktık, en azından öyle olacağını zannediyorduk değil mi?
Peki şu anki duygularınız ne durumda? Sizlerde benim gibi tam bir hayal kırıklığı olduğunu düşünüyor musunuz?
Teknolojide çağ atlayacağımızı zannederken; bütün dünya bir virüse teslim olmuş ve aciz bir şekilde aşının bulunmasını bekliyor. Uçan arabalara bineceğimizi, uzay seyahatleri yapacağımızı hayal ederken; karşı komşunun kapısını çalmaktan bile korkar olduk.
Geçmiş yıllara baktığımızda, teknolojik olarak iyi seviyelere geldiğimizi de söylememiz lazım tabi.. Örneğin, kim derdi gün gelecek telefon görüşmelerimizi saatimizden yapabileceğimiz ya da görüntülü telefon görüşmeleri ile karşılıklı çay sohbetleri gerçekleştirebileceğimiz.. Peki, bunların özellikle bu dönemde avantajlarını yaşarken; gerçekten teknoloji çağındayız diyebiliyor muyuz? Gerçekten teknolojinin avantajlarını doğru şekilde kullanabiliyor muyuz? Yoksa günden güne büyük çoğunluğumuz bu teknolojilerin (TELEFON) kölesi mi olduk?
2000'li yılların 5'te 1'lik bölümünü bitirmemize artık son 1 ay ve 2020 yılının da sonuna geldik. Gerçi böyle yazmamak lazım, 1 ayda neler olabileceğini, yaşayabileceğimizi tahmin etmek gerçekten çok zor..
2020 yılında neler yaşadığımızı hatırlamaya ne dersiniz? Muhtemelen yaşanılanlardan sonra boş versene, bitse de gitse artık 2020 dediğinizi duyar gibiyim.. Ama gelin biz yine de bir göz atalım ki günümüzün balık hafızalılık probleminden 5-10 dk. da olsa uzaklaşıp neler yaşamışız hep beraber hatırlayalım..
OCAK 2020: Muhtemelen yaşayacaklarımızdan habersiz, günlük koşturmacalar içinde kaybolduğumuz son günlerin habercisi oldu bu ay..
2019 Eylül ayında başlayıp, yaklaşık 6 ay süren, 28 insan ve 1 milyar 250 bin hayvanın öldüğü Avustralya yangını uzun yıllar akıldan çıkmayacak felaketlerin başında geliyor. Ayrıca bu yangında 10.3 milyon hektar orman kül oldu. O görüntüler sanırım sizin de gözünüzün önüne gelmiştir.
Ay daha yeni başlamasına rağmen, yılın ilk felaket haberi Endonezya'dan geldi. Son 13 yılın en büyük sel felaketi olarak kayıtlara geçen bu felakette 54 kişi hayatını kaybetmiş olsa da yaklaşık 30 milyon insanın sel felaketinden etkilendiği kayıtlara geçti...
Ocak ayı başları Koronavirüs adına, birçok insanın duyduğu ama ne olduğunu bilmediği için ciddiye almadığı, birçoğunun ise ne olduğundan haberdar dahi olmadığı zamanlardı. Ama ciddiyetin ilk habercisi 10 Ocak 2020 tarihinde Sağlık Bakanlığı bünyesinde kurulan Korona Virüs Bilim Kurulu oldu. Daha dün kurulmuş gibi ama neredeyse 1 yıl oldu...
Ocak ayının son günü ise bu hastalıktan, virüsten dolayı "ne oluyor kardeşim" dememize sebep olan ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından "Uluslararası Öneme Sahip Halk Sağlığı Acil Durumu İlan" edildi...
Bu ayın sonlarına doğru ülkemizde de karşılaşacağımız birçok felaketin ilkini; 24 Ocak tarihinde Elazığ Depremi ile yaşadık. Malatya'yı da etkileyen bu depremde 41 vatandaşımız hayatını kaybetti. Ancak deprem öldürmez, binalar öldürür gerçeğini milenyumda olmamıza rağmen anlaşılmadığını bir kez daha görmüş olduk...
Yine dünyadan bir haber, İran'dan havalanan ve kalkıştan kısa süre sonra düşen Ukrayna Havayollarına ait yolcu uçağında tam 176 insan hayatını kaybetti...
Bu ay içerisinde; Türk Siyasetinin en önemli kadın aktörlerinden Rahşan Ecevit hayatını kaybetti. Aynı zamanda tüm dünyanın tanıdığını, oyununa ve kişiliğine saygı duyduğu basketbol efsanesi Kobe Bryant geçirdiği helikopter kazasında kızı ile birlikte hayatını kaybetti..
Ocak ayında yaşadığımız felaketlerin yanı sıra, bu ayda yaşanan güzel haberleri de belirtmeden geçmeyelim istiyorum. Ocak ayının başında Altın Küre Ödüllleri sahiplerini buldu ve en iyi drama-erkek oyuncu ödülünü meşhur Joker filminde ki Joaquin Phoenix aldı. (Abimle birlikte bu filme gitmeyi gerçekten çok istemiştik ama o dönem bir türlü fırsat bulup gidemedik. Keşke ertelemeyip gitseydik. Sonrasında zaten istesek de gidemedik..)
ŞUBAT 2020: Şubat ayı listesi de ne yazık ki Ocak ayından farklı sayılmaz.
Van Bahçesaray'da yaşanan çığ felaketi Şubat ayı listesinin ilk sırasında. Ne yazık ki bu felakette 41 vatandaşımızı kaybettik...
Arkasından aynı günlerde büyük felaketin eşiğinden dönüldü desek sanırım yanlış olmaz, bir havayolu şirketinin uçağı Sabiha Gökçen'de iniş esnasında pistten çıktı, ne yazık ki 3 vatandaşımız hayatını kaybetti. Ama olay sonrası görüntüler uzun süre gündemde kaldı...
Bu arada ay sonuna doğru İran'da yaşanan deprem Van'ı da etkiledi ve 10 vatandaşımız hayatını kaybetti....
Son olarak belki ileride bize yeni bir felaket olarak dönecek ama şu an birçoğumuzun bilmediği bir konu daha var, o da; Antartika'da ki sıcaklık artışının tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığı bilgisi (18,3 derece). Nelere sebep olabileceğini çok bilmiyorum ama iyi olmadığı kesin...
MART 2020: Ve Mart ayı... Pandeminin hayatımıza rakamsal verilerle girdiği ve herşeyin başladığı ay...
Dünya Sağlık Örgütü tarafından Koronavirüs küresel bir salgın (pandemi) olarak ilan edildi.
11 Mart 2020'yi hepimiz sanırım hatırlıyoruz. Sağlık Bakanlığı tarafından resmi olarak Türkiye'de ilk Koronavirüs vakasına rastlandığı açıklandı ve herşey bu açıklama ile hızlı bir şekilde başladı... Hemen bir hafta sonrasında; ilk ve orta dereceli eğitim kurumları 1 hafta , üniversiteler 3 hafta süre ile eğitim iptal edildi.
17 Mart'ta ise ilk kötü haberi aldık. Virüs sebebi ile ilk Koronavirüs ölümü gerçekleşti. Hatırlar mısınız; o ilk ölüm haberini alınca nasıl da tedirgin bir şekilde, her akşam "acaba bugün kaç kişiyi kaybettik" diye üzüntü ile bekler olmuştuk.. Peki bugün? Kaç kişi eskisi gibi istatistiklere bakıyor acaba....
İlk sokağa çıkma yasağı ise büyülerimiz için (65 yaş üstü) 21 Mart tarihinde geldi.
Peki dünyada durum nasıldı? İtalya'da tüm ülke kırmızı bölge ilan edilerek salgının önüne geçilmeye çalışıldı ama İtalya'da durumlar hiç iç açıcı değildi. Sadece İtalya değil birçok Avrupa ülkesi virüse teslim bayrağı çekmek üzereydi.
Bu arada olimpiyatlar, Futbol Şampiyonaları, Şarkı yarışmaları ileri tarihlere ertelendi. Tüm dünyanın tek ortak gündemi COVID-19 olmuştu artık..
Ayrıca dip not olarak yazalım; Mart ayında petrol fiyatları da son 20 yılın en düşük seviyesine indi.
Gördüğünüz gibi Mart ayı ciddi endişe, korku ve gelişmelerin yaşandığı bir ay oldu. Bununla birlikte, teknolojinin faydasını gördüğümüz, online hayatımıza da bu ay içerisinde geçiş yapıldı..
NİSAN 2020: Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını anlamaya başladığımız aylar geliyordu ve felaketlerin ardı arkası kesilmiyordu...
COVID-19 vaka sayılarının bu ay içerinde resmi olarak 2 milyonu aştığını öğrendik. Özellikle ABD'de durum çok ciddi seviyelere gelmişti.
Bu ay daha çok sokağa çıkma yasakları ile anılan bir aydı aslında, ilk önce 20 yaş altına, ardından herkes için haftasonu sokağa çıkma yasakları başladı. Bu dönem, çoğu kişinin aklında Luppo'nun efsaneler arasına girdiği günler olarakta, hafızalarda yerini aldı...
Mecburiyeti olanlar dışında evde kalmalar, stay home sloganı artık dünyanın her yerindeydi. Evde ekmek yapmadan tutunda insanların yeni hobiler edindiği, maharetlerini sergilediği aylar oldu bu dönem.
Tabi doğal afet ve felaketler ile ilginç haberlerin ardı arkası kesilmiyordu. Doğu Afrika'da başlayan çekirge istilası ile Asya ve Ortadoğu'da görülen karınca istilalarını da eklemek lazım listemize.
Araştırma yaparken bir sitede gördüm ve çok ilginç geldi. Sizlerle de paylaşayım istedim. ABD'de insanlar saç kestirme ihtiyacı için Nisan ayında ayaklanmışlar:-)) Bizde sanırım bu dönemlerde evde oğlumla saçlarımızı 3 numara yapmıştık ve kuaförlerin/berberlerin serbest bırakıldığı ilk günleri aklıma getirdi bu haber:-))
MAYIS 2020: Mayıs ayı belki de COVID-19 dışında neredeyse hiçbir şeyin olmadığı kısmen sakin bir ay oldu... Tek kayda geçen önemli haber ise ay sonuna doğru düşen Pakistan'a ait bir yolcu uçağı ve hayatını kaybeden 97 kişi oldu...
HAZİRAN 2020: Belki de yaz aylarının gelmesi ve havaların ısınması ile birlikte düşen vaka sayıları, çok aza inen ölümlerin ardından kontrollü normalleşme sürecine geçme dönemini başlattı. İnsanları sıcak havalarda evde tutmak gerçekten çok zor olacaktı ama bununda değerini sanırım pek bilemedik ki son aylarda ciddi sıkıntılar yine baş göstermeye başladı.
Korona harici bu ay içerisinde tüm dünyada protestolara sebep olan, ABD'de ki ırkçılık karşıtı gösteri ve protestolar bir anda yoldan çıktı. Black Lives Matter'ın ortaya çıkışına sebep olan George Floyd isimli siyahi vatandaşın bir polis yüzünden ölümüne sebep olan videoyu ve sonrasında ortaya çıkan protesto görüntülerini sanırım herkes hatırlıyordur....
TEMMUZ 2020: Bu ay havaların iyice ısındığı, acı korona vakalarının unutulmaya başladığı aylardan biri olduğu için korona ile ilgili kayda değer bir olay yaşanmadı ülkemizde.
Sakarya Hendek'te ki Havai Fişek Fabrikasında meydana gelen patlama ile hayatını kaybeden 6 vatandaşımız ile başlayan Temmuz ayı, maalesef Çanakkale'de meydana gelen 450 hektar orman yangını ile devam etti.
Temmuzda başka bir felaket ise benim 43 üncü yaş günüm olması idi:-)))
AĞUSTOS 2020: Ayın ilk haftaların da ilk felaket haberi Lübnan'dan geldi. İnsanın kanını donduracak patlama görüntülerini unutmak mümkün değil..
Devamında ülkemizden bir kötü haber geldi. Yine bir doğal afet; Giresun ve ilçelerinde meydana gelen sel ve heyelan felaketinde 6 vatandaşımız hayatını kaybetti.
Bu arada Koronavirüs aşısının bulunduğuna dair efsaneler artık dünya çapında yayılmaya başladı.
EYLÜL 2020: Koca bir yazı kimileri tedbirlere uyarak, kimileri ise herşey bitmiş ya da hiçbirşey olmamış gibi geçirdi. İleriki aylarda sebep olacakları yeni felaketleri düşünmeden. Bu ay düşen vaka sayıları, yok denecek sayıdaki ölümler nedeni ile yüz yüze eğitim okul öncesi ve ilköğretim 1 nci sınıflar için 21 Eylül'de başladı.
Haber kanallarında, sosyal medyadaki videolardan izlediğimiz ve yüreğimizi ağzımıza getiren Polatlı'daki kum fırtınası da bu ay içerinde meydana geldi ve unutulmazlar arasında yerini aldı.
EKİM 2020 : Tüm dünya ve ülkemiz için Ekim ayı da yeni felaketlerin ve virüsün yoğunlaştığı bir ay oldu. Koronavirüs ikinci dalga tüm dünyada öncekinden daha ağır bir şekilde başladı.
Hatay Belen'de başlayan ve 400 hektar ormanımızın kül olduğu orman yangını Ekim ayı ortalarındaki ilk kötü haber oldu..
Ayın ortalarında ileride kısa süre sonra tekrar sona erecek yüz yüze eğitimin kademeli olarak artırılmasına başlandı. Haftada iki gün olarak başlayan yüz yüze eğitim, artan vakalar sonrası Kasım ayında tekrar uzaktan eğitime geçilmesine sebep oldu.
Ve bu ayın sonunda ikinci bir felaket haberi İzmir'den geldi... Tsunami ile birlikte gelen 6,6 büyüklüğündeki deprem ve hayatını kaybeden 117 vatandaşımız. (Rakam resmi rakam değildir.)
KASIM 2020 : Halen içinde bulunduğumuz Kasım ayında dünyada ki ilk gündem maddesi ABD Başkanlık seçimleri oldu.. Gerçekten hayli ilginç, düşündürücü ve bir o kadar da komik bir seçim süreci takip ettik.
Ayın sonlarına doğru bir futbol efsanesi, Pele ile birlikte dünyanın en iyi futbolcusu olan Diego Armando Maradona beklenmedik bir şekilde hayata gözlerini genç yaşta kapadı.
Diğer ama hiç değişmeyen ve en önemli gündemimiz olan Koronavirüs ise bu ay yine patlama yaptı ve önceki seneye göre istatistikleri alt üst eden sayılara, seviyelere ulaştı... Kademeli yasaklar yeniden uygulanmaya başladı. Peki hala bu durumun ne kadar bilincindeyiz? Tartışılır :((
Bugün geldiğimiz noktada ise; dünya genelinde 61 milyon insan bu virüse yakalandı ve 1.44 milyon insan hayatını kaybetti. Ülkemizde ise 548 bin kişi bu virüse yakalanırken ne yazık ki 13 bin vatandaşımız da hayatını kaybetti...
Bu arada 2020 yılında doğal afetler kapsamında dünyada meydana gelen depremlerde toplam 193 insan hayatını kaybetti ve bu kayıpların %70'inden fazlası ne yazık ki bizim ülkemizde yaşandı.
Burada sizlere BM raporlarından bir bilgi yazmak istiyorum; rapora göre 1980-1999 yılları arasında 4 binin biraz üzerinde doğal afet meydana gelmiş, bu rakam 2000-2019 yılları arasında ise 7 binin üzerine çıkmış. İnanılmaz bir artış gibi görünüyor ancak can kayıpları biraz farklı; 1989-1999 yılları arasında can kaybı 1,19 milyon. 2000-2019 yılları arasında ise 1,23 milyon. Afet sayısı neredeyse iki kat daha fazla ama ölüm sayıları aynı oranda artmamış. Aslında bahsedeceğim konu şu; bize bütün felaketler 2020 yılında olmuş gibi gelse de aslında durum böyle değil. Yine resmi rapor ve rakamlarda 2020 yılında meydana gelen doğal afet sayısı önceki yılların ortalamasının çok az üzerinde. Aslında hemen her yıl yakın sayılarda ve can kayıpları ile doğal afetler yaşıyoruz ama özellikle Koronavirüs nedeni ile sanırım herşeyi bu sene yaşıyormuşuz hissine kapılıyoruz..
Yazımızın artık sonuna geldik, sanırım iç karartan bir yazı oldu ama gerçekler ve yaşanmış olaylar bunlar. 2020 yılını tamamlayabilmek için önümüzde tam 1 ay daha var. Neler yaşayacağımızı, dünyada ne tür gelişmeler olacağını bilmek imkansız. Ama özellikle Koronavirüs tedbirleri ile önce kendimize, sonra ailemize ve fedakar sağlık çalışanları ile diğer tüm insanlara saygılı davranarak insani görevimizi yerine getirelim ve üzerimize düşen görevi yapalım...
(Yazıda kronolojik olaylar için tr.wikipedia.org adresinden faydalanılmıştır.)
2021 yılını umutlu, güzel haberlerle bekleyelim; sağlıklı günler diliyorum..
2 Yorumlar
Temmuz ayı sen demek yani :)
YanıtlaSil:-)) Hem de her sene:-))
Sil