Kısa Kısa Tarihi Yarımada Gezi Rehberi | İstanbul

Tarihi Yarımada Gezisi (Aya Sofya)

Genel:

Çok uzun zamandır aklımda olan ama İstanbul'un çılgın kalabalığı nedeniyle gitmeye bir türlü cesaret edemediğim Tarihi Yarımada'yı, 17 Temmuz 2021 tarihinde, biraz da bayram tatilinin başlamasını ve İstanbul'un boşalacağını ümit ederek gezme fırsatı yakaladım. Gerçi yine de biraz erken davranmışım sanırım, çünkü beklediğim kadar da boş değildi:)) Tarihi Yarımada'nın tamamını gezemedim ama biraz sonra okuyacağınız üzere en önemli yerlerini gördüğümü düşünüyorum.

Bu yazı, diğer gezi yazılarımdan biraz farklı olacak. Başlıktan da anlaşılacağı üzere kısa kısa, ağırlıklı ne nerededir, nerede ne vardır üzerine kurulu bir yazı yazmaya çalışacağım. Çünkü bazı tarihi yerlere girmek için ciddi bir zaman harcamam gerektiğinden ve bir çoğunu daha önceki yıllarda görmüş olmamdan dolayı kısa kısa anlatıp size genel ve faydalı olacağına inandığım bilgiler vereceğim. Bu arada eminim birçok arkadaşım zaten buraları ziyaret etmiştir ama henüz gidemeyenler için umarım faydalı olacaktır.

Ulaşım:

Ulaşım kısmında Tarihi Yarımada'ya nasıl gidilir diye anlatmak yerine, keşfet kısmında yeri geldikçe nereye nasıl gidilmeli, araç nereye bırakılmalı tavsiyeleri şeklinde anlatacağım. Vakit kaybetmeden geçelim Keşfet Kısmına:)

Keşfet:

Tarihi Yarımada olarak adlandırılan bölge esas itibari ile Fatih İlçesi sınırları içerisinde yer alıyor. Ama tabi ki bir çok bilindik semti kapsıyor. Bunların ise en önde gelenleri; Eminönü, Sirkeci, Fener, Sultanahmet, Beyazıt ve Vefa. 

Tarihi Yarımada

Ben bu yazıda sizlere gezi öncesi yaptığım plan çerçevesinde ziyaret ettiğim yerleri, aşağıda ki güzergaha göre anlatacağım. Tabi Tarihi Yarımada yazdıklarımdan çok daha fazlası, çünkü adım başı bir tarihi eser mevcut:) Benim günüme sığdıramadığım diğer yerleri de yazı aralarında sizlere tavsiye niteliğinde liste olarak bırakacağım.

Benim Güzergah

Benim bu gezide arabayı bıraktığım nokta meşhur Bozdoğan Kemerinin kuzeyi, yani Haliç tarafı oldu. Burada ana yol üzerinde İspark'a ait yol kenarı park yerleri var. Ancak bu nokta ilk başta mantıklı gibi görünsede, Süleymaniye Camii çevresi ve Eminönü'nü yürüyerek gezdikten sonra Sultanahmet civarına araba ile gitmeniz gerektiğinden, arabaya geri dönüş için yürümek biraz zorlayıcı. Hele ki benim gibi Temmuz'un ortasında ve 35 derecede bu geziyi yaparsanız:))

İlk ziyaret noktamız aslında gezi planımda yer almayan ama görünce girme ihtiyacı duyduğum Şehzade Camii.

Şehzade Camii (Fatih İlçesi):

Şehzade Camii ve Türbesi

Muhteşem Yüzyıl dizisini izleyenler Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu Şehzade Mehmet'i hatırlarlar. Tabi dizi ile bu şahsiyeti hatırlatmak pek doğru olmasa da Ülkemizde bir çok insan ne yazık ki tarihimizi dizilerden öğreniyor yada öğrendiğini zannediyor:(( Velhasıl Kanuni Sultan Süleyman bu camiyi ve külliyeyi genç yaşta vefat eden oğlu için 1543-1548 yılları arasında Mimar Sinan'a yaptırmış.

Şehzade Camii İçi

Camii Fatih Merkez ile Beyazıt Semti arasında yer alıyor. Büyük bir avlusu var ve sıcaklarda ağaçların altında oturmak büyük keyif veriyor. İçeri girer girmez doğal klimalı bir ortama girmişsiniz hissi veriyor. Avlu içerinde türbeler, medrese ve tabhane (yoksul, hasta, iş arayan insanların dinlendiği, barındığı yer) bulunuyor. Mimari olarak görülmesi gereken özel bir yer.

Şehzade Camii

Yeni başlığa geçmeden, buranın hemen kuzeyinde Vefa Semtinde meşhur Vefa Bozacısı ve Vefa Lisesini de görme imkanı bulabilirisiniz. Aynı zamanda bu çevrede bir çok tarihi eserde mevcut.

Vefa Bozacısı

Çevredeki Tarihi Eserlerden Biri

Süleymaniye Camii ve Külliyesi:

1551-1557 yılları arasında yine Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan'a yaptırılan ve Mimar Sinan'ın en önemli eserlerinden birisi Süleymaniye Camii. Mimar Sinan'ın kendisinin kalfalık dönemi eseri olarak tanımladığı yapı. Osmanlı mimarisinin en önemli eserlerinden birisi olmanın yanı sıra İstanbul'a en hakim noktalardan birinde ve bir çok İstanbul silueti fotoğrafını da süsleyen ihtişamlı bir camii.

Süleymaniye Camii

Külliye'nin bahçesi yaklaşık 6 bin metrekarelik bir bir alana sahip ve içeride; Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan'a ait türbeler,

Kanuni Sultan Süleyman Türbesi

Hürrem Sultan Türbesi

Meşhur Süleymaniye Medreseleri olarak bilinen 7 adet medrese ve caminin kuzeyinde Süleymaniye Kütüphanesi mevcut.

Külliye Çevresi

Unutmadan Camii içerisi de gerçekten çok ihtişamlı; içeride İskenderiye, Baalbek, İstanbul'da ki Kıztaşı ve Sarayı Amir-e'den alınarak getirilmiş dört adet çok değerli granit sütun bulunduğu resmi kaynaklarda yazıyor.

Camii İçi

Camii İçi

Bir sonraki durağımız Eminönü Meydanı ama öncelikli tavsiyem camiden aşağı inerken karşınıza çıkacak boğaz ve Haliç manzaralı teras kafelerden birinde oturup, çay/ kahve içmeniz yada bir şeyler yemeniz. Gerçekten mükemmel bir manzara ile baş başa kalacaksınız.

Galata Kulesi Manzarası

Süleymaniye Cami'den Manzaralar

Süleymaniye Cami'den Manzaralar

Eminönü ve Sirkeci:

Özellikle her milletten turiste rastlayabileceğiniz ve İstanbul'un kalbi sayılabilecek yerlerden birisi de sanırım Eminönü diye düşünüyorum.

Eminönü Meydanı ve Yeni Camii

Sıcak havalarda pek çekilmese de, bu bölgede Eminönü Meydanı, Yeni Camii, Mısır Çarşısı, Tarihi Galata Köprü ve Eminönü semti ile bitişik Sirkeci Semtinde ki Tarihi Tren Garını dolaşabilirsiniz. 

Meydanın bence bir özelliği yok:)) Bunaltıcı ve baş döndürücü bir kalabalık var sadece. Hemen karşıda bulunan Galata Köprüsüne geçip, orada balık tutan insanların yada güzel İstanbul'un fotoğrafları çekebilirsiniz.

Benim gibi sıcaktan bunalırsanız Mısır Çarşısına girip, biraz serinleyebilirsiniz:) Yalnız içeride moralinizin bozulma ihtimali çok yüksek.. Çünkü bizim esnaf her zaman olduğu gibi para kaynağı olarak yabancı turistleri görüp, bizlerin yüzüne bile bakmıyor.. Zaten fiyatlarda pek bize göre değil:)

Mısır Çarşısı

Bir de Mısır Çarşının hemen yanında üstü yarı açık bir çarşı daha var. Orası da biz Türkler için:) Ayrıca ilginizi çekerse, Mısır Çarşısı ile Yeni Camii arasında Tarihi Çiçek Pazarı'nı da dolaşabilirsiniz.

Türkler için olan Çarşı:))

Buradan sonra isterseniz Gülhane Parkı ve devamında Topkapı Sarayına yürüyerek gidebilirsiniz. Ancak atacağınız her adım sizi arabanızdan daha da uzaklaştıracağı için bir daha düşünmekte fayda var. Yada birazdan anlatacağım yerlere yürüyerek gidecek ve arabanıza dönüşü taksi ile yapacaksınız.

Sultanahmet:

Sultanahmet Meydanı

Gelelim gezmesi en keyifli bölgeye:) Zaten benim anladığım ve gördüğüm kadarıyla Tarihi Yarımada denilince ilk akla gelen bölge burası ve en önemli, gezilmesi en keyifli eserler, yapılar burada. 

Ben Eminönü'nü gezdikten sonra tekrar arabaya döndüm ve Sultanahmet'e araba ile geldim. Burada ki gezime ise Marmara Üniversitesi'nin tarihi binası önünden başladım. Aracı ise buranın güneyinde ve yaklaşık 500 metre ilerisinde ki İspark Otoparkı'na bıraktım. Buraları biliyorsanız tabi ki aracınızı başka yere de bırakabilirsiniz. Ancak ben özel ve sokak arası otoparklara araç anahtarı bırakmak gerektiğinden İspark'ları tercih ediyorum:)

Marmara Üniversitesi Tarihi Bina

Marmara Üniversitesi tarihi binası sonrası ilk göreceğiniz alan Sultanahmet Meydanı. Meydanda ise sizi piramit, sütun, Alman Çeşmesi ve Türk ve İslam Eserleri Müzesi karşılıyor olacak. Bu meydan bildiğiniz üzere zamanında hipodrom ve at meydanı olarak kullanılıyormuş.

Dikilitaş

Dikilitaş denilen obelisk MS 390 yılında Roma İmparatoru I. Theodosius tarafından Mısır'dan getirtilerek buraya dikilmiş. Orjinal boyu 30 metre iken, şu an 18,5 metrelik kısmı var.

Yılanlı Sütun

Yılanlı Sütuna aynı zamanda Burmalı Sütunda deniliyor. Birbirine sarılmış 3 piton yılanını tasvir ettiği düşünülen Antik Yunan Anıtı olarak geçiyor. Günümüze 5 metresi ulaşan anıta ait 2 yılan kafası kayıp olup, 1 tanesi İstanbul Arkeoloji Müzesinde sergileniyor.

Alman Çeşmesi

Bunların devamında ise sizi Alman Çeşmesi karşılıyor olacak. 1901 tarihinde dönemin Alman İmparatoru tarafından Sultan'a hediye olarak yaptırılmış. Tabi karşılığında bir çok söz alınarak:) İlginçtir; çeşmenin tüm parçaları Almanya'da yapılmış ve burada sadece birleştirme işlemi yapılmış. Daha ilginç olanı ise bu işlemden önce çevreye ağaçlandırma, arkasından kanalizasyon sistemi yapılmış ve ardından çeşme faal hale getirilmiş:) Sene 1901:)

Türk ve İslam Eserleri Müzesi Giriş

Bu arada Türk ve İslam Eserleri Müzesi 'de aynı yerde ve Osmanlı Döneminin son müzesi olma özelliği taşıyor. Türk ve İslam eserlerinin topluca sergilendiği ilk Türk Müzesi olma özelliği de var. Müze her gün 09.00-17.30 saatleri arasında açık. Müze kart geçerli, yoksa giriş ücreti 60 TL.

Bir sonraki durağımız yine yürüme mesafesinde ki meşhur Aya Sofya:)

Aya Sofya:

Aya Sofya

Şimdiki adı ile Ayasofyai Kebir Camii Şerifi. Dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalan en önemli anıtlarından biri olduğu resmi kaynaklarda yazıyor. Bugüne kadar yaşanan felaket ve isyanlardan dolayı, aynı yerde 3 kez yeniden yaptırılmak zorunda kalmış.

Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethi sonrası kilisenin orjinal yapısı korunmak suretiyle çeşitli ilaveler sonucunda camii olarak kullanılmaya başlanmış. 1934-2020 yılları arasında müze kilise olarak kullanıldıktan sonra tekrar camiye çevrilmiş. 

Aya Sofya İçi

Bunlar tabi resmi kaynakların bilgileri ama benim izlenimi, gerçekten çok etkileyici bir yer olduğu yönünde. Birçok tartışmaya sebep olan bu kutsal yer, inşa edildiği dönem göz önüne alındığında gerçekten çok önemli bir eser. Ve inanın içine adım attığınızda etkilenmemek mümkün değil. Mimari anlamında beni gerçekten çok etkiledi.

Cami için haliyle giriş ücreti ödemiyorsunuz. Ancak kadınlar için başörtü zorunluluğu var. Kapıda ki güvenlik eğer kıyafetinizin camii için uygun olmadığını düşünürse bunun içinde, ücreti karşılığında, hemen karşıda hastanelerde tek kullanımlık kıyafetler gibi elbise ve başörtüsü satan bir mağaza var. 

Aya Sofya İçi

Burasının bir camii olduğunu düşünerek açılış-kapanış saati var mı diye inanın hiç merak etmedim:)) En azından yatsı namazı sonuna kadar açık olur diye düşünüyorum:)

Buradan sonra Sultanahmet Camine gitmek yerine kuzeye yani Gülhane Parkına yürümeye karar verdim. Oradan arabaya dönüşte diğer yerleri ziyaret etmek bana daha mantıklı geldi.

Gülhane Parkı:

Çevresi birbirinden değerli tarihi eserlerle dolu bu park, biraz serinlemek yada yürüyüş yapmak için ideal yerlerden biri. Topkapı sarayının dış bahçesi olarak kullanılan park ismini içerisinde ki güllerden almış ve 1912 yılında park olarak halkın hizmetine açılmış. Sonrasında uzun yıllar bakımsız kalan park 2003 yılında restorasyonlar sonrası yeniden temiz ve bakımlı bir park olarak halkın hizmetine açılmış.

Bu parkın Cumhuriyet döneminde ki önemi ise; 24 Kasım 1928 tarihinde Mustafa Kemal ATATÜRK'ün latin harflerini kara tahta üzerinde halka anlattığı/ tanıttığı yer olması. Yani o meşhur fotoğrafın çekildiği yer sanırım burası. İçerisinde keyifli vakit geçirebileceğiniz bir yer.

Sonraki durağımız Topkapı kompleksinin kuzey girişi. 

İstanbul Arkeoloji Müzesi:

Kuzey girişi sonrası ilk göreceğiniz yer burası. Aslında burası tek müze değil. Toplam 3 müzeden oluşan bir kompleks. Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşkten oluşuyor. Ve çeşitli kültürlere ait 1 milyona yakın eser sergileniyor. Ayrıca müze ülkemizin ilk müzelerinden. 

Müze Kart geçerli, yoksa sanırım 50 TL. gibi bir giriş ücreti vardı. Pazartesi hariç her gün açık ve şu an 09.00-19.30 saatleri arasında gezme imkanınız var. Kışın daha erken kapanıyor.

Topkapı Sarayı:

Topkapı Sarayı Müze Girişi

Tarihi Yarımada'nın sanırım en özel yeri burası. Bu özel yapı yaklaşık 400 yıl boyunca İmparatorluğun kalbi ve padişahların evi olmuş.  Sultan Abdülmecid ile İmparatorluğun kalbi Dolmabahçe'ye taşınsa da her zaman önemini koruyan bir yer olmuş. 

Bir diğer özelliği ise 1924 yılında müzeye çevrilmesi ile Cumhuriyet tarihinin ilk müzesi olması:) Burası ile ilgili kısa bilgileri burada bırakıyorum çünkü aşırı kalabalık ve sıradan dolayı içeri girmedim. Zaten burası başlı başına bir yazı konusu:)

Saray Salı hariç her gün ziyarete açık ve 09.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Bu arada unutmadan Sarayın Harem Bölümü içim müze kart geçerli değil. Topkapı Sarayı için müze kart geçerli ancak yoksa 100 TL. gibi bir ücret ödemek zorundasınız. (Müze kart çıkartma ücreti 60 TL.)

Aya İrini Kilise Müzesi:

Aya İrini Kilise Müze

Buranın en önemli özelliği Bizans'ın ilk kilisesi olması. İsmi ise Kutsal Barış anlamına geliyor. Aynı zamanda o yüzyılda yaşamış ve birçok efsanesi olan bir azize. Zaten kilise bu efsaneler neticesinde Konstantin tarafından bu azize adına yaptırılıyor.

Tabi tek özelliği bu değil:) Aslı ahşap olan kilise 2 kez yangın geçirdiği için yeniden inşa ediliyor. Ayrıca depremler birçok kez onarım görmesine sebep oluyor. İstanbul, Osmanlı hakimiyetine geçtikten sonra ilk başta cephanelik olarak kullanılıyor ve sonrasında ise Osmanlı'nın ilk müzesi olarak kullanılmaya başlanıyor.

Aya İrini Kilise Müze

Müze kartın geçerli olmadığı yer için giriş ücreti 80 TL. Salı günleri hariç her gün 09.00-18.00 saatleri arasında açık.

Topkapı Sarayı Güney Çıkışı

Topkapı'nın güney kapısından çıktıktan sonra ise ilk göreceğimiz yer bu sefer Sultan 3.Ahmet Çeşmesi.

Sultan 3.Ahmet Çeşmesi:

Sultan 3.Ahmet Çeşmesi

1729 yılında yaptırılan çeşme, oraya kadar gitmişken kesinlikle görülmesi gereken bir eser. Zaten yolunuzun üzerinde ve görmeme ihtimaliniz yok. Tam bir sanat eseri. Dönemin mimarlarından Ahmet Ağa tarafından yapılmış. Burası aslında Aya Sofya'nın hemen doğusunda. Yani Gülhane Parkına gitmeden önce de burayı görüp, Topkapı Sarayı için güney kapsını kullanabilirsiniz. 

Sultan 3.Ahmet Çeşmesi

Sultanahmet Camii:

Sultanahmet Camii

Şu an caminin bir kısmında, içeride ve dışarıda tadilat çalışması var. O yüzden çok keyif veren bir görme olmadı benim için. Cami bildiğiniz gibi aynı zamanda Mavi Camii (Blue Mosque) olarak da biliniyor. Ve duvarlarında 21 bin civarı göz alıcı İznik Çinisi olduğu resmi kaynaklarda yazıyor. 

Camii 17. yüzyılda Mimar Sinan'ın öğrencisi olan Sedefkar Mehmet Ağa tarafından yapılmış. Külliyesi ile birlikte İstanbul'un en büyük kompleks yapılarından. Ayrıca Sultan 1.Ahmet'in türbesi de burada bulunuyor.

Burada benim dikkatimi çeken ise, ikindi saatine orada denk gelince, Aya Sofya'dan okunan ezanla buradan okunan ezan insanın kulağına gerçekten çok farklı geliyor. Ben o esnada tam da orta yerde sayılırdım. Sanırım ezanı okuyan insanlar özel olarak seçilmiş olmalılar ki, arka arkaya, bir oradan bir bu taraftan gelen ezan sesi insanı etkiliyor:)

Sultanahmet Camii

Bu bölgede ki son yerimizi de Sultanahmet Camii ile tamamlıyoruz ama meşhur Sultanahmet Köftecilerine uğramadan tabi ki gitmiyoruz:) Tarihi köfteciler, meydanın hemen karşısında tramvay yolu üzerinde bulunuyor. 

Bu arada bu yol aynı zamanda Divan Yolu Caddesi olarak geçiyor ve devamında meşhur Çemberlitaş'ı da görebilirsiniz.

Divan Yolu Caddesi

Yazımın başında Tarihi Yarımada'nın neresi olduğunu belirtirken hatırlarsanız Fener Semtini de yazmıştım. Bu bölgeyi daha önceden yazdığım için burada ayrıca kaleme almıyorum. Merak ederseniz Fener-Balat gezi yazıma buradan ulaşabilirsiniz.

Buraya kadar olan yerler benim günübirlik gezimde ziyaret edip size aktarmaya çalıştığım yerlerdi. Burası ve yazıda geçen bazı yerler haricinde görmenizi tavsiye edeceğim 3 yerden biri Kapalı Çarşı, diğeri Beyazıt Kulesi ve Yerebatan Sarnıcı (Şu an geçici olarak kapalı olabilir, gitmeden önce aramakta fayda). Geçelim tavsiyelere:)

Tavsiyeler:

Aya Sofya ve Sultanahmet Camii ziyaretinizi mümkünse vakit ezanına denk getirmeye çalışın ve her ikisinin ortasında ezanı dinleyin:)

Mevsim kesinlikle yaz değil... Çok pişman olabilirsiniz. Sonbahar ve ilkbahar ideal. Ayrıca haftasonu gitmeniz durumunda bazı yerlere giriş için saatlerce beklemek zorunda kalabilirsiniz. 

Müze kart, İstanbul'un özellikle bu bölgesi için zorunlu. Yine de bazı yerlerde geçmediği aklınızda olsun.

Eminönü'ne inmeden önce mutlaka teras kafelerden birinde oturup çay/ kahve için ve manzaranın tadını çıkartın.

Tabi sizin damak tadınıza kalmış ama Sultanahmet'e kadar gelmişken köfte yemeden dönmeyin:)

Fotoğrafçı arkadaşlar için her tür lense ihtiyaç olacak yerler buralar:) Camiler geniş açı, insanlı kompozisyonlar yada boğaz manzaraları için ise tele objektifler ideal olacaktır.

Son olarak, bildiğiniz gibi pandemi sürecinde vaka sayıları artmaya başladı. Bahsettiğim yerlerde müze girişi yaparsanız dikkatli olmakta fayda var. Her ne kadar maske içerilerde zorunlu olsa da sosyal mesafeyi korumak gerçekten çok zor. Sokaklarda ki durumdan hiç bahsetmiyorum bile...

Vakit ayırıp okuduğunuz için şimdiden teşekkür ederim.

Yorum Gönder

30 Yorumlar

  1. Boa tarde meu querido amigo. As fotos são maravilhosas e nos colocam o desejo de conhecer. Obrigado pela riqueza de detalhes e aula de história.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Obrigado por seu valioso comentário. Que bom que gostou meu querido amigo:)

      Sil
  2. Merhabalar.
    Aynı yerleri iki sefer de ben gezmiştim. Ancak sizinkinin lezzeti bir başkaydı. Neden mi? Ayasofya'yı, Sultanahmed'i ve Topkapı'yı gezemedik. Bir daha da nasip olmadı. İnşAllah bundan sonra yine bir fırsatını bulur da gezebiliriz.
    Süleyman Çelebi gibi, seyahatleriniz ve anlatımınız çok keyifli ve insana huzur, heyecan ve zevk veriyor. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
    Ben canım istedikçe sayfanıza gelir, İstanbul'u gezerim. Seyahat etmeyi ben de çok seviyorum. Ancak siz de bilirsiniz ki, seyahat için iki şeye ihtiyaç vardır. Birini bulsan birini bulamıyorsun. Neyse sağlık olsun. Tekrar emeğinize ve yüreğinize sağlıklar diler, teşekkür ederim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki en önemli yerleri pas geçmişsiniz:) İnşallah tekrar kısmet olur bu taraflara gelmeniz ve gezmeniz. Yazılarım ile ilgili cümleleriniz beni gerçekten çok mutlu etti, teşekkür ederim:)

      Seyahat için şu an her iki durumda müsait, yoksa bu kadar yer görmek çok mümkün değil, ki benim gezilerimde maliyetler olabildiğince düşük ama ciddi bir zaman ayırmak ihtiyacı var:) Tekrardan çok teşekkür ederim, saygılarımla.

      Sil
  3. Ben hiçbir yere gitmedim. Trafik olacağı için insanın gözünde de büyüyor zaten. :) Bayağı fotoğraf çekmişsiniz. Camiler çok güzel görünüyor. Topkapı Sarayını merak ediyorum ama giriş ücretleri müze kartsız pahalı gerçekten. Mısır çarşısının dediğiniz gibi olması kötüymüş, turistler olmasa ne yapacaklarmış ya. Güzel bilgiler ve aydınlatma için teşekkürler, emeğinize sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Trafik olayı... Uzun yıllar sırf bu nedenle İstanbul'dan nefret ettim ve oradan ayrıldıktan sonra Kocaeli'de oturmama rağmen hiç gitmedim:) Ama maksat gezmek ve yazmak olunca biraz daha göze alınabiliyor. En büyük sıkıntı Avrupa Yakası'na geçişlerde, onu cinnet geçirmeden yapabilirseniz sonrası kolay:)) Çok teşekkür ederim.

      Sil
    2. Avrupa Yakasındayım ben de ama evden pek çıkmayan biri için oraya gitmek bile gözümde büyüyor. :)

      Sil
  4. Büyük camiilerin müezzinleri her daim seçkin seslerden seçilir.Bu yüzden bu camiilerden işitilen ezan ve sela sesleri çok daha tesirli oluyor.Keza bu camiilerde görevli imamlarda özel seçiliyor :)

    İstanbul en boş halinde bile kesinlikle boş kalmıyor.Televizyonlarda akın akın görülen tatil kaçışları aldatmasın:)

    Hoş bir tanıtım olmuş:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ezan konusu gerçekten etkileyici ve dediğiniz gibi özel seçimler yapılması çok mantıklı. Sonuçta her milletten binlerce insanın ziyaret ettiği özel yerler:)

      Ben tamda televizyonlarda ki akın akın kaçış görüntülerine kananlardanım:)) Ama mantıklı düşününce bu kadar nüfusun boşaltması hiç de mantıklı değil:)

      Teşekkür ederim:)

      Sil
  5. Kısa kısa demişsin ama pek de kısa olmamış gibi sanki hocam :) Ne güzel yerlerimiz var be hocam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam bende yazı bitince fark ettim o kadar da kısa olmadığını:)) Bir haftasonu gel, beraber gezelim hocam:)

      Sil
  6. İstanbul'u fazla bilmiyorum. Bahsettiğiniz yerlerden bazılarını gördüm. Camiler olmasa geriye pek bir şey kalmayacak sanki:) Arap ülkelerinde bu kadar camiyi bir arada görmedim. Yazınızı zevkle okudum, gelip görmüş kadar oldum, teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) Sanırım cami yapı kültürüne Osmanlı'nın önderlik etmesinden kaynaklı bir durum bu:) Böyle bir mimari şekli Osmanlıdan çıkmış gibi görünüyor ve bu sebeple de başka yerlerde olmaması normal olabilir:) Teşekkür ederim güzel yorumunuz için.

      Sil
  7. Istanbul has the most beautiful mosques!

    Thanks for the the tour, SZGNBSL.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Thank you so much Veronica:) Happy weekend:)

      Sil
  8. Yaaa ne güzel yapmışsınız. Vefa Bozacısı haaa hımmmmmmm :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaz olduğu için denemedim ama kışa mutlaka yine giderim Vefa'ya:)

      Sil
  9. Muhteşem bir gezi. Üniversitedeyken koca bir sene boyunca aldığım bir ders vardı: İstanbul. Hocamız rahmetli Jak Deleon’la tarihi yarımada, boğaz, balat, galata… O günlerin anısı geldi aklıma, tabii çok değişiklikler var en önemlisi Ayasofya’nın katli fakat defalarca gidilse bile ufak ayrıntılar her sefer bulunabiliyor.. Ayağınıza elinize sağlık!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman buraları sizden dinlemek yada sizin rehberliğinizde gezmek lazımmış:)) Benim ki tamamen amatörce:) Çok teşekkür ederim, mutlu haftasonları.

      Sil
  10. Yıllar önce Sultanahmete gitmiştim, çok güzel kesinlikle. Topkapı Sarayı'nı gezemedim, orayı çok merak ediyorum. Eminönü'nü çocukken gittiğim zamanlardan hatırlıyorum, kuşlara yem verirdim ve çok severdim. Birçok yeri de gezmemişim, yazınızı okuyunca fark ettim:)) Çok çok ayrıntılı ve güzel bir yazı olmuş, fotoğraflarla dolu dolu. Her yazınızı okuduğumda yazdığınız yeri hemen gidip gezmek istiyorum. Keyifle okuyorum, emeğinize sağlık:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim değerli yorumunuz için, ayrıca bugün sürpriz kitap ile beni çok mutlu ettiniz:)) Heyecanla bekliyorum:)

      Eminönü ilginçtir ki birçok kişinin çocukluk anılarında yer alıyor. Bende benzer anılara sahibim orada:)) Bu gezide Topkapı Sarayı'na girmedim ama yıllar önce tamamını detaylı bir şekilde gezmişti., o yüzden fırsat olursa kesinlikle tavsiye ederim.

      Sil
  11. Teşekkür ederim takip için:)

    YanıtlaSil
  12. Siz buraları temmuz ortasında, bunaltıcı sıcakta araç vb birtakım sıkıntılarla gezip dolaşırken biz oturduğumuz yerde hazıra konuverdik:) Tarihi Yarımada'daki pek çok yeri gezip görmüş olmama rağmen aradan eoey zaman geçti. Büyük bir keyifle okudum. Ulaşımla ilgili bilgileriniz ilaç gibi özellikle. Bunlar hep mot ediliyor. Boğaz turu bitiminde Sirkeci- Eminönü arası bir yerde alt geçit ile karşıya geçmek isterken yaşadığımızı bilseniz. Karşı taraf diye çıktığımız nokta az önce gemiden indiğimiz yer değil mi? Daha komiği; geminin önündeki adam bizi neredeyse kolumuzdan tutup yeniden tura gönderiyordu:))
    Bu yazıdan sonra "Sonbaharda gitmeli, Vefa Bozacısı'ndan keyifle bir de boza içmeli" diyorum.
    Emeklerinize sağlık. Teşekkürlerimi iletiyor, huzurlu bir hafta diliyorum:)

    YanıtlaSil
  13. :)) İstanbul'da ikamet etmiyorsanız bu güzellikleri sık görmek mümkün olmuyor. Ben de Topkapı Sarayına belki 20 sene kadar önce gitmiştim ve bu gittiğimde inanın hiç tanıdık gelmedi, hatırlayamadım birçok yeri:) Vefa Bozacası benimde aklımda, 35 derecede denemedim:)) ama havalar serinlediğinde tekrar planlarımda:)

    Çok teşekkür ederim değerli yorumunuz için, sizlere de huzurlu bir hafta olsun:)

    YanıtlaSil
  14. Pandemiden beri ziyaret etmediğim yerlerdi özlediğimi fark ettim. Yine muhteşem dolusu gezmişsiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, sağolun 🙏 ☺️

      Sil
  15. Ah canım İstanbul ☺️☺️☺️

    YanıtlaSil