Der-i Saadet | Edirne Gezi Rehberi

Edirne Selimiye Cami Meydanı

Genel:

Geziler için hem hava, hem de doğa renkleri açısından güzel olarak değerlendirdiğim Mayıs ayını kaçırmadım ve bayram sonrası güzel bir Edirne gezisini bireysel olarak tamamladım:) 

Blog yazmaya başladığım ilk zamanlarda Edirne Gezisi ile ilgili bir yazım vardı. Ama gezi tarihi 2013 yılıydı:) Hatta o yazımda "üzerinden çok zaman geçmiş, yazmakta kararsızım" diye de not eklemiştim. Tam 9 sene sonra yine Edirne'deydim ve gördüğüm kadarıyla şehirde hiç bir değişiklik olmamış. Zaten ağırlıklı tarihi eserlerin olduğu bir şehir ve bu anlamda bir değişiklik beklemek çok da mantıklı olmazdı:) Beni sevindiren yanı ise doğa ile iç içe olduğunu bildiğim şehir, bu anlamda da bir değişiklik göstermemiş. Yemyeşil, pırıl pırıl bir şehir olmaya devam ediyor. Uzun bir yazı olacak, şimdiden söyleyeyim:)

Edirne'nin tarihi çok eskilere dayanıyor. Meriç ve Tunca gibi iki önemli nehrin etrafında kurulmuş bir şehir. Yani su varsa, hayat var:) İlk bilinen ev sahipleri Traklar soyundan Odrisler, arkasından bölgeye Makedonlar hakim oluyor ve çok uzun sürede Roma İmparatorluğu himayesinde kalıyor. Bu dönemde şehrin ismi kendisine hakim olan imparatorun ismiyle, yani Hadrianus olarak anılıyor. 1361 yılına gelindiğinde ise; Şehir Osmanlı himayesine giriyor. O dönemden sonra da şu anki ismiyle anılmaya başlıyor. Tabi Edirne'yi bizim için önemli kılan; İstanbul fethedilene kadar, 88 yıl boyunca devlete başkentlik yapmış olması. Aynı zamanda Osmanlı'nın ikinci başkenti. Der-i Saadet (Mutluluk Kapısı) yada Şenlikler Şehri olarak da anılan Edirne, bulunduğu stratejik konumundan yıllar boyu olumsuz etkilendiği için Bağrı Yanık Edirne olarak da anılıyor.

Şehir birçok medeniyete ev sahipliği yapsa da, Osmanlı mimarisi dışında günümüze ulaşan eser, yapı yok denecek seviyede. 

Ulaşım:

Edirne'ye genel ulaşım ile ilgili anlatacak pek bir şey yok. Gezilecek yerlerin hemen hemen tamamı yürüme mesafesinde. Ayrıca toplu taşıma çok yaygın ve isterseniz taksi tutarak da tüm gezi yerlerine çok masraf yapmadan ulaşabilirsiniz. Ancak sürekli in-bin yapmak, zaman ve para kaybı yaşamak yerine, benim yaptığım gibi kiraladığınız araç ile istediğiniz yere çok hesap kitap yapmadan gidebilirsiniz. Ben geziyi planlarken, şehri 3 bölüme ayırdım. İlki; merkez haricinde yürümekte zorlanacağım ve bu yüzden araba ile gittiğim yerler. İkincisi; tamamen yürüyerek keşfettiğim şehir merkezi ve son olarak yine araba ile gezdiğim Karaağaç Bölgesi. Aşağıya bunlarla ilgili görselleri bırakıyorum. Faydalı olacağına emin olabilirisiniz.

1inci bölge şehir merkezini tam ortada bırakacak, fakat yürüme anlamında sizi zorlayacağı için araba ile gitmenizi önerdiğim yerler.

Edirne 1nci Gezi Bölgesi

2nci bölge, Edirne Şehir Merkezi dediğimiz ve tamamı yürüme mesafesinde olan yerler.

Edirne 2nci Bölge

3üncü bölge olarak adlandıracağız yer ise Meriç Nehrinin diğer yakası, yani Karaağaç tarafı. Eğer oteliniz Edirne Merkez civarında ise buraya araba ile gelmeniz faydalı olacaktır.

Edirne 3üncü Bölge

Bu planı ister 2 günde, isterseniz benim gibi 3 günde rahat rahat tamamlayabilirsiniz.

Keşfet:

Yazı başında da belirttiğim gibi Şehrin tamamına yakınında Osmanlı ve yakın tarih eserlerini fazlasıyla görüyorsunuz. Her köşe başı bir tarih desem yeridir:) Burada vereceğim gezi sırası size zaman açısından en fayda sağlayacak rotadır.

Edirne Balkan Tarihi Müzesi (Hıdırlık Tabyası):

Balkan Tarihi Müzesi

Hıdırlık Tabyasının yapım tarihi 1829 ve amacı Rus işgaline karşı savunma. Ama burayı esas önemli kılan Balkan Savaşlarında Şükrü Paşa komutasında gösterilen efsane direniş. 1800 metreyi bulan çevresi ile aynı zamanda Edirne'nin en büyük tabyası. Uzun yıllar atıl kalan tabya bölgesi 2015 yılında gerçekleştirilen restorasyon sonrası Balkan Tarihi Müzesi ismini alarak hizmet vermeye başlamış. 

Restorasyondan önceki hali ile şu anki halinin dış görüntüsü arasında dağlar kadar fark var. İç mekanlar güzel ama ben dışarıdan görünüşünü açıkçası beğenmedim. İnsanda manevi duyguları harekete geçiren bir hali yok. Orijinal durumunu gösteren fotoğraflarda ki yapıya biraz daha uygun restore edilmiş olsa belki görsel anlamda daha etkili olabilirmiş.

Ama şehrin harp tarihi anlamında ki en önemli yeri ve görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Müze kart geçerli ve içeride kolaylık tesisi var. Her gün 09.00-19.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

II. Beyazid Külliyesi, Sağlık Müzesi:

Toplam 9 bölümden oluşan külliye, II. Beyazid tarafından 1488 yılında yaptırılmış ve uzun süre devletin en önemli sağlık merkezi olmuş. Tıp öğrencileri yetiştirmesinin yanı sıra hastalara şifa dağıtan ve ihtiyaç sahiplerini doyuran bir külliye olarak işlevini sürdürmüş. 

II. Beyazid Külliyesi

1850'li yıllardan sonra ise sadece akıl hastalarına hizmet veren bir yer durumunda görev yapmış. Sonrasında bakımsızlık ve Tunca Nehri'nin su taşkınlarından dolayı epey zarar görmüş. Ancak 1916 yılına kadar bir şekilde hastane görevi gördüğü kaynaklarda yer alıyor. 1984 yılında Trakya Üniversitesine devredilen külliye, zaman içerisinde harika bir müzeye çevrilmiş. Özellikle Darüşşifa ve Aşevi bölümleri başta olmak üzere her alanı görmeye değer güzel bir yer. 

Külliyede ne yazık ki müze kart geçerli değil. Çünkü cami hariç diğer bölümler Trakya Üniversitesine bağlı. Giriş ücreti 15 TL. ve haftanın her günü 09.00-190.00 saatleri arasında ziyarete açık. İçeride Şerbet Evi isimli kafe ve kolaylık tesisleri var. Burası da mutlaka gezi listenizde olması ve görmeden dönmemeniz gereken yerlerden.

Külliye sonrası planım, Edirne Sarayının bulunduğu bölgeyi ziyaret etmekti ve nitekim gittim :) Burada Edirne Sarayından az da olsa geri kalan kalıntılar ile birkaç tarihi köprü ve sarayın en önemli parçalarından, günümüze en sağlam ulaşan Tarihi Kasr-ı Adalet kulesi vardı. Halen de duruyorlar ama bölgede çok kapsamlı bir restorasyon çalışması başlamış. Bu sebeple ziyarete bir süre kapalı. Yakın zamanda ören yeri olarak hizmet vermeye başlayacakmış. Bakıldığında Osmanlı İmparatorluğu'nun Topkapı Sarayından sonraki en büyük sarayının olduğu yer. Ama yıllarca ne yazık ki el atılmamış. En azından şu an bir çalışma başlamış ve güzel şeyler oluyor gibi:)

Muradiye Cami:

Edirne Muradiye Camii ve Mevlevihanesi

Burası ile ilgili bilgi vermeden önce söylemem gereken, bu şehirdeki camiler gerçekten çok ihtişamlı ve hepsi de büyük birer sanat eseri. Benim şahsi fikrim İstanbul'da ki camilerden azı yok, fazlası var:) Muradiye Cami de bunlardan biri. Tam tarih bilinmese de 1426 yılında Sultan II. Murat tarafından yaptırıldığı tahmin ediliyor. Dışı sade ama içi Osmanlı eserleri arasında en güzellerinden biri olarak kabul ediliyor. Cami gerçekten çok güzel ama bulunduğu mevki biraz sıkıntılı. Açıkçası gündüz vakti olmasına rağmen, ben aracı bırakıp caminin içini gezmeye tedirgin oldum. Otopark yok, yol üzerine bırakmak zorundasınız ve dediğimi gibi mahalle biraz tedirgin ediyor. Listenizde illa olması gereken bir yer değil ve tercih size kalmış:)

Edirne Bulgar Kilisesi

Camii sonrası durağım ise Sweti George Kilisesi oldu. Kilise 1880 yılında yapılmış ve ibadete açık. Muradiye Cami ile aynı mahallede ama oradan farklı olarak binalar arasına sıkışıp kalmış bir yapı. Pazartesi ve salı günleri ziyarete kapalı. Burayı görüp görmemek te cami gibi sizin tercihinize kalmış. Burası da listeden çıkarılabilir:)

Bir sonraki planım olan Balkan Savaşları müzesi de ne yazık ki restorasyonda ve kapalı olan yerlerdendi. Edirne'de neyin hazırlığı var bilmiyorum ama birçok yerde ciddi restorasyon çalışmaları var. Yine buranın arkasından ziyaret ettiğim Ekmekçizade Kervansarayı da tam olarak hizmete girmemiş yerlerden. Kervansarayın dış cepheye bakan yerlerinde dükkanlar var ve açık. Kervansaray içerisine girmek serbest ama ana bina şu an kapalı. Yakında bir kısmı devlet tiyatrosu, bir kısmı ise müze olarak hizmet vermeye başlayacakmış. Burayı da listeden silebilirsiniz:)

Ekmekçizade Kervansarayı

Edirne Büyük Sinagog:

Bulgar Kilisesi ile birlikte ibadete açık olan bir başka ibadethane. 1905 yılında çıkan büyük bir yangın sonrası şehirde ki 14 adet sinagog yanıp kül olmuş. Bunun üzerine 1907 yılında yanan sinagogların yerine inşa edilmiş. 

Edirne Büyük Sinagog

Yapıldığı dönemde Balkanların en büyük, Avrupa'nın ise üçüncü büyük sinagoguymuş. 1960 yılına kadar da kalabalık cemaatli bir ibadethane olmuş. İçeride aynı zamanda Vakıf Kültür Sanat Evi isimli bir yer var. Giriş ücretsiz.

İlk günü burada tamamlayıp, gelelim ikinci gün Edirne Merkez ziyaretlerime.

Selimiye Cami, Arastası, Vakıf Müzesi, Türk İslam Eserleri Müzesi:

Selimiye Camii

Başlık çok uzun ama yazdığım tüm yerler Selimiye Külliyesinde. Zaten bu dönemde cami yerine sadece başlıkta yazdığım yerleri görebileceksiniz. Çünkü Cumhuriyet tarihinin en büyük ve kapsamlı restorasyonu şu an Selimiye Cami ve çevresinde devam ediyor.

Caminin içinde çok küçük bir alan ibadete açık ve minarelerinden biri şu an bakımda. Onun haricinde çevresinde peyzaj düzenlemeleri devam ediyor. Cami için söylenecek çok kelime yok:) Edirne'nin her yerinden görülebilen ve 1575 yılında Sultan II. Selim döneminde yaptırılan cami, Mimar Sinan'ın ustalık eserim dediği bir baş yapıt. Osmanlı mimarisinin en önemli eseri olarak kabul ediliyor. 

Selimiye Vakfı Müzesi; Dar-ül Kurra Medresesi olarak geçiyor. İçeride beş farklı alan var ve kısa sürede gezebileceğiniz bir müze. Sanırım cumartesi ve pazar günleri kapalı. Müze kart geçerli. Çok özellikli değil ama oradayken gezilebilir.

Türk İslam Eserleri Müzesi; Aslında burası ve yukarıda yazdığım yer, eskiden arkeoloji müzesi olarak hizmet veriyormuş. Ancak eser sayısı artınca yeni bir müze ihtiyacı ortaya çıkmış. Ve Selimiye Caminin hemen arka tarafına Arkeoloji Müzesi açılmış. Burası ise; Türk İslam Eserleri Müzesi adıyla hizmet vermeye devam etmiş. Bu müzedeki eserler gerçekten ilgi çekici ve görülmeye fazlası ile değer. Listenizde mutlaka olsun.

Türk İslam Eserleri Müzesinin en ilgi çeken bölümü

Selimiye Arastası: Sultan III. Murat zamanında camiye gelir getirmesi maksadıyla yapılmış bir kapalı çarşı. Yaklaşık 260 metre ve halen hizmet veren 124 adet dükkan var. 

Selimiye Arastası

Külliyenin hemen arkasında Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi ile yan tarafta Edirne Kent Müzeleri yer alıyor. Açıkça söylemek gerekirse Arkeoloji Müzesi bugüne kadar gördüğüm en zayıf müzelerin başında geliyor. Ana bina ile bahçede açık alan sergileme bölümünden oluşuyor. Her gün 09.00-19.00 saatleri arasında açık ve müze kart geçerli. Ama listenizde illa görülmesi gereken yerlerden değil.

Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi

Bu bölge benim en uzun süre geçireceğim yer diye planladığım alandı ama restorasyonlar nedeniyle düşündüğümden çok daha kısa sürdü.

Edirne Eski Cami:

Edirne Eski Cami İçi

1414 yılında Çelebi Mehmet tarafından tamamlatılıyor ve Edirne'de ki en eski Osmanlı mimari eseri. Yapım tarzından dolayı Ulu Cami olarak da anılıyor. Benim bu camide en çok dikkatimi çeken ise içeride, hemen her duvarındaki dekoratif yazılardı. Bir sürü tarihi cami gezdim ama böylesini ilk defa gördüm.

Rüstem Paşa Kervansarayı

Caminin hemen devamında ki yeni ziyaret noktamız Rüstem Paşa Kervansarayı. Osmanlı kervansaray mimarisi içinde şaheser olarak gösterilen yer, 1461 yılında aynı isimli sadrazam tarafından Mimar Sinan'a yaptırılıyor. 1972 yılında otel olarak hizmet vermeye başlamış ama son 2 yıldır kapalı ve içeriyi görme şansınız yok. Ancak dış cepheye bakan yerler esnaf dükkanları ile dolu.

Saraçlar Caddesi ve Alipaşa Çarşısı:

Saraçlar Caddesi

Edirne'nin en popüler ve en işlek caddesindeyiz. Ama beğendin mi derseniz, beğenmedim:) Tabi benim beğenip/ beğenmemem çok önemli değil, sonuçta oraya gitmişken gezilecek bir cadde. Ancak belediye her ne kadar heykel vb. objelerle caddeyi güzelleştirmiş olsa da özellikle yeme-içme mekanları caddeye o kadar çok sarkmış ki insan ister istemez rahatsız oluyor. Gündüz, gece demeden sürekli insanların olduğu bir cadde. 

Bu caddenin üst tarafına doğru ise Selimiye Arastasının benzeri Alipaşa Çarşısı var. Arastanın yapım amacı Babaeski'de bulunan bir camiye gelir sağlama maksatlıymış. Yapım tarihi ise 1565 yılı. O zamanlar Devletin camiler için ihtiyaç duyulan parayı toplama yöntemi sanırım şu an olduğundan daha farklıymış. Şu an benim gördüğüm her Cuma Namazı sonrası insanlardan, içinde bulunulan camiden tutunda, başka ülkelerde yapılan cami yapımına kadar para yardımı isteniyor. 

Üç Şerefeli (Burmalı) Cami:

Edirne Üç Şerefeli Cami

Yapım tarihi ile ilgili farklı birçok kaynak bulunsa da resmi kurumlar 1447 yılında Sultan II. Murat tarafından yaptırıldığını yazıyor. Ama bence bu cami için en önemli konu; Mimar Sinan'ın ustası Müslihiddin Ağa tarafından yapılmış olması ve Mimar Sinan'ın İstanbul'da yaptığı camilerde bu planı biraz daha geliştirerek uygulaması. Yani aslında İstanbul'da simge olarak kabul gören tüm camilerin planı buradan gelme. Bu cami hem gündüz, hem de gece aydınlatması ile kesinlikle görülmesi gereken yerlerden. Buranın hemen karşısında ise; halen hizmet veren Sokullu Mehmet Paşa Hamamı da görmeye değer tarihi yerlerden ve yapan kişi Mimar Sinan:)

Yine bu caddenin ara sokaklarında Osmanlı öncesi medeniyetlerden kalan tek tarihi eser var. Şu an restorasyon çalışması devam ediyor ve içeri girme şansınız yok. Zaten tek bir kule ve ismi Edirne Kalesi Makedonya Saat Kulesi.  Romalılar zamanında Edirne Kalesini çevreleyen surlar için 4 adet kule varmış ve günümüze kadar ayakta kalabilen tek kule burası. Zamanında Edirne Valilerinden bir paşa kule üzerine ahşap katlar yaparak, üzerine de saat koydurmuş. O tarihlerden sonra da saat kulesi olarak anılmaya başlanmış.

Makedonya Saat Kulesi

İkinci gün ziyaretlerimi burada tamamlayıp, son gün ziyaret ettiğim Karaağaç bölgesini anlatmaya başlıyorum.

Tunca ve Meriç Köprüleri:

Edirne'de çok sayıda tarihi köprü var ama bunlar en bilinenleri. Edirne Merkezden Karaağaç bölgesine geçiş yaparken kullanacağınız ilk köprü Tunca Köprüsü. Ekmekçizade Ahmet Paşa tarafından 1615 yılında Sedefkar Mehmed Ağa'ya yaptırılıyor. Köprü sel baskınları ve diğer doğal afetlerden dolayı çok zarar görmüş ama 2008 yılında yapılan restorasyon ile orijinal hali korunarak günümüze gelmiş.

Meriç Köprüsü

Bilinen adıyla Meriç yada Mecidiye Köprüsü ise; daha yeni tarihli. 1847 yılında Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılıyor. Diğerine göre daha uzun ve sosyal medya platformlarında özellikle yansıma fotoğraflarıyla yer alan meşhur köprü burası:)

Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Yerleşkesi:

Güzel Sanatlar Fakültesi, Tarihi Gar Binası

Bu isimle yazınca bir çok Arkadaşıma anlam ifade etmeyebilir ama burası bir sürü müze ve tarihi yeri barındıran bir kampüs:) Edirne Tarihi Gar Binası, Lozan Anıtı, Milli Mücadele ve Lozan Müzesi, İlhan Koman Resim ve Heykel Müzesi, Güngör Arıbal Sergi Salonu bu yerleşke içinde ki müze ve tarihi yerler.

Edirne Tarihi Garı; II. Abdülhamid zamanında yaptırılan ve o dönem İstanbul'u Avrupa'ya bağlayan en önemli ulaşım hatlarından. Sirkeci Tren Garı örnek alınarak yapılmış ve şu an fakülte binası olarak kullanılmaya devam ediyor.

Tarihi Lokomotif; Lokomotif ve yemekli vagondan oluşan trenin, Alman üretimi olan lokomotifinden tüm dünyada sadece 29 tane varmış. Yemekli vagon ise 1950 yılında Adapazarı'nda üretilmiş. İnsanların bu bölgede en çok fotoğraf çektirdiği yer:)

Tarihi Lokomotif

Lozan Anıtı; Lozan Antlaşması ile Karaağaç'ın tekrar Türk topraklarına kazandırılmasını temsilen yapılan Anıtın inşası 1998 yılında tamamlanıyor ve hizmete giriyor. Anıtın hemen yanında da müze yer alıyor ve haftanın her günü ziyarete açık.

Lozan Anıtı

Artık sonlara geldik:) Bu bölgede tavsiye edilen güzel yerlerden birisi de Kent Ormanı. Çok özellikli değil ama vaktiniz varsa uğrayıp, içeride ki tesislerde çay/ kahve içebilirsiniz. Ayrıca Kent Ormanının hemen karşısında yine belediyeye ait lavanta bahçesi var. Eğer Temmuz başı gibi giderseniz harika bir görsel şölene tanıklık edersiniz:) 

Lavanta Bahçesi

Son olarak ise; Fakülteye giden yoldan aynı şekilde dönmez, diğer sokaktan giderseniz, tarihi bir kule göreceksiniz. Kule çok mühim değil ama hemen yanında ki gelincik bahçesini sakın kaçırmayın:) Gelincik mevsimi nisan-ağustos ayları arasıymış ve inanılmaz bir manzara var. Ağzım açık kaldı desem yeridir:)

Gelincik Bahçesi

Tavsiyeler:

Öncelikli tavsiyeme Edirne gezim süresince bana yol arkadaşlığı yapan Renticar araç kiralama firması ile başlamak istiyorum. Müşterilerine her anlamda ve aşamada "özgürlük" vaat eden firma, güçlü iş ortakları ile sadece sektörün sadık müşterilerini değil, daha önce araç kiralamayanları da hedef alıyor ve araç kiralamanın her sürecinde müşteri memnuniyetini ön planda tutarak, bizlere en iyi şekilde hizmet vermeyi planlıyor. "Araba Kiralarken Nelere Dikkat Etmeliyiz?" yazımda belirttiğim ücretler konusu, hemen her firmada aynı seviyede ama Renticar'ın dönem dönem yaptığı kampanyalar diğer firmaların bir adım daha önüne geçmelerini sağlıyor. Merak edip, incelemek isteyen Arkadaşlar için buraya bir link bırakıyorum; Renticar.com

Yol Arkadaşımla birlikte Oralardaydım:)

Mevsim bu bölge için kesinlikle yağışların ve aşırı sıcakların olmadığı zamanlar. Ziyaretimin ilk günü 30 derece hava sıcaklığı vardı ve inanın çekilir gibi değildi. İkinci gün öğleden sonra ise şiddetli yağmur yağdı. Bir çoğunuz basından bilirsiniz, buralarda yağmur yağdığı zaman afet oluyor. Ne yazık ki sel baskınları ile anılan bir şehir. O yüzden ideal görünen mevsim ilkbahar.

Yemek konusundan bu sefer biraz daha çok tavsiye de bulunacağım:) İlk ve kesinlikle denenmesi gereken lezzet tava ciğer:) Ve bunun tek adresi de Aydın Tava Ciğer isimli işletme.

Tava Ciğer

Lezzetli olmasının yanında kaliteli bir mekan ve fiyatları da uygun. Bölgede çok fazla restoran var ama bilinen, tercih edilen yerlerin başında ilk olarak burası geliyor. Tava ciğer dışında Karaağaç bölgesinde ki güzel kahvaltı mekanlarını da unutmamak lazım. Yine bölgeye has lezzetlerden birisi de Kavala Kurabiyesi ve bunun için de tek tavsiye edilen, benim de tecrübe ettiğim, beğendiğim işletme Keçecizade. Hemen her yerde şubesi var ve hem kendiniz, hem de sevdiklerinize hediye için güzel bir tercih:)

Konaklama konusunda sıkıntı yaşamayacağınız bir şehir. Her yer otel dolu:) Otellerin yaklaşık fiyatı ise kahvaltı dahil, gecelik kişi başı 250-500 TL. arasında değişiyor. Tabi çok daha pahalı oteller var ama benim verdiğim fiyat aralığında ki yerler ailenizle yada yalnız başınıza çok rahat kalabileceğiniz yerler. Ben otel ismi vermedim, çünkü Edirne'de ki tek hatalı tercihimdi:)

Genel maliyetler geldiğiniz şehre göre değişecektir. Bugün benim tarzımda yapacağınız gezilerde en büyük gider kaleminiz ne yazık ki ulaşım. Çok değil altı ay önce akaryakıt işini pek dikkate almazken, şu an kara kara düşündüren tek konu. Yemek işini kısabilirsiniz, konaklama işi de yine sizin tercihlerinize göre azalabilir. Ama ulaşım her ne ile giderseniz gidin, sizin kontrolünüz dışında ve yüksek maliyetli. Özellikle uzak yerlere giderken, önce uçak, sonrasında gittiğiniz yerde araba kiralamayı dikkate almak lazım.

Burası çocuklarla gidilecek bir yer mi? Bence değil. Çünkü özellikle 15 yaş altı çocukların, Karaağaç Bölgesi dışında ilgisini çekebilecek, beğenecekleri yer yok diyebiliriz. Şehrin gezilecek yerlerinin tamamına yakını tarihi eserleri içeriyor. Ve muhtemelen 1-2 gezi noktası sonrası çocuklar geziyi zorlaştıracaktır.

Fotoğraf konusuna gelirsek, şu an çok fazla restorasyon var. En güzel fotoğrafları çekeceğiniz Selimiye Camisi ne yazık ki size güzel pozlar vermiyor:) O yüzden restorasyon durumunu takip etmekte fayda var. Ayrıca bir kaç yer dışında manzara fotoğrafı çekmek için de güzel bir şehir değil. Daha çok mimari, iç mekan fotoğrafları çekilecek yerleri ağırlıkta.

Kıyafet konusunda özel bir tavsiyem yok. Kendinizi karelere sokmak isterseniz, şehrin yapısına, mimarisine uygun her türlü şık kıyafeti giyebilirsiniz. Çok yorucu, çok yürümeyi gerektirmeyen bir şehir.

Buraya bir de Edirne Festival Takvimi bırakıyorum:) 5-6 Mayıs Kakava-Hıdrellez Festivali, Mevsim Şartlarına göre tarihi belli olan Bando ve Ciğer Festivali, Temmuz ayında Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri.

Son olarak ise; Edirne halkı gerçekten çok cana yakın ve yardımsever insanlar. Ayrıca şehir güvenli ve istediğiniz her saatte rahatça gezebiliyorsunuz. Sadece şehrin kuzeyinde, arka sokaklar diye tabir edebileceğimiz yerler biraz sıkıntılı duruyor. Çok macera aramadan merkezden uzaklaşmazsanız sıkıntı yaşamazsınız:)

Bu uzun yazıyı sonuna kadar sabredip okuduğunuz için şimdiden teşekkür ederim:)

Yorum Gönder

46 Yorumlar

  1. That's a fantastic post with many interesting information about that special corner of the world. Your first picture shows tha marvelous Edirne Mosque.
    Edirne's caravanserai is also interesting. I can see you enjoyed that white Italian car. I also like the picture of that steam locomotive!
    Have a nice Sunday!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Thank you so much Giorgio:) Happy new week.

      Sil
  2. Yine görsellerle gezdik sayenizde, teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  3. Gene süper ayrıntılı süper faydalı bir şehir rehberi olmuş. Teşekkürler @hayat40tansonra 👏👏👏

    YanıtlaSil
  4. Eşimin akrabaları orada olduğu için Uzunköprüye sık gideriz ama genelde bayramda falan gidince gezemiyoruz pek. Selimiye Cami ve arastaya gitmiştim. En son Uzunköprü kapatılmıştı, bayağı eskidi. Bu Meriç Köprüsü Kara Tahta dizisinde gösterilen köprü sanırım. :)
    Gezilecek çok yer varmış, bilgiler için teşekkürler. Emeğinize sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Akraba ziyaretlerinde hepimiz aynı şeyi yaşıyoruz:) Diziyi bilmiyordum ama baktım ve bazı bölümleri orada çekiliyormuş:) Çok teşekkür derim, mutlu haftalar:)

      Sil
  5. bizim bu taraflara gelmişsin, keyifle gezilecek bir şehir. Tava ciğer ise favorim. Keyifli gezmeler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 3 dolu dolu gün geçirdim ve şiddetli yağmur dışında çok güzeldi:) Teşekkür ederim.

      Sil
  6. Trakyanın en güzelyerleri gidip gezmek görmek lazım.

    YanıtlaSil
  7. Gerçekten hocam Edirne neye hazırlanıyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam görünen birşey yok ama her yerde bir restorasyon var. Allah'tan Selimiye'nin bir kısmı açıktı ve gezi daha anlamlı oldu:)

      Sil
  8. Şu an önünde ki parkta peyzaj çalışması var ve bitince çok daha güzel görünecek:) Meriç köprüsü güzel ama nehir çok çekmiş ve görüntüyü biraz kötü etkiliyor..

    YanıtlaSil
  9. Dersaadet denildiğinde ilk akla gelen yer İstanbul'dur. Edirne için kullanıldığına hiç şahit olmadım ben açıkçası. Bir de Der-i Saadet şeklinde bir kullanım da yok. Direkt Dersaadet'tir.

    Edirne'ye bir türlü yolum düşmedi benim. Çok istiyorum bir tur yapmayı ama fırsatım olmadı. Sizler sâyesinde gezmiş oldum. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İstanbul'da bulunan sarayların giriş kapıları için daha çok kullanılıyor ama Edirne'nin belediyesi dahil, devlet kurumlarının tamamında şehri tanımlamak için yazdıkları dokümanlarda geçen ve yazdığım şekliyle kullanılan bir kelime:)

      Edirne çok güzel ve çok uzun zaman ayırmadan kolaylıkla gezilebilecek bir şehir, inşallah en kısa zamanda kısmet olur:)

      Sil
    2. Bilgi için teşekkür ederim abi. Ben hiç rast gelmemiştim.

      Sil
  10. Abi bu gezme işini bir ben beceremiyorum sanırım yaa. Görsellerde güzel bir yer gibi görünen çok yere gittim ama oraya bizzat gidince hiç beğenmiyorum. Tabi senin gezdiğin yerler için geçerli değil abi senin tavsiyelerin çok iyi ve gidince aynen olduğu gibi buluyorum. :) O yüzden senin bloğunu hep takipteyim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fikrinde tamamen haklısın:) Çünkü fotoğraf sanatının böyle bir aldatmacası var:) Hiç de güzel olmayan bir yeri inanılmaz güzel bir yer gibi sunabiliyorsun:) Çok teşekkür derim.

      Sil
    2. Rica ederim abi ne demek senin gezdiğin yerler güzel :)

      Sil
  11. Ben gideli de epey oldu Sezgin Bey. Bu süreçte yeşil kalması, doğasının fazla zarar görmemesi sevindirici haber. Gezdiğiniz yörler köşebaşları. Kendi gezimde iz bırakan Selimiye Camii olmuştu. Elimize yapışıp el falı bakmak isteyenler olmuştu :)) Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Yerleşkesinde tarihi pek çok yapının olduğunu bilmiyordum. Görmek isterdim doğrusu. Öğrencileri ve hocaları ne kadar da şanslılar diye düşündüm. Fotoğraftaki sevimli dostumuz kaleyi koruyor adeta :)) Emeğinize sağlık :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Roman halkının nüfusu epey yüksek, mutlu ve iyi insanlar:) Yerleşke içinde ki yerleri daha önce de ziyaret etmiştim ama buranın güzel sanatlar fakültesi olduğunu bu gezimde anlayabildim:)) Çok teşekkür ederim Sibel Hanım, saygılar.

      Sil
  12. Bu korkunç! Durmuyorsun!!. İyi ki bizim için böyle harika ve iyi belgelenmiş yerler keşfettiniz. Güzel fotoğraflar da.
    Sarılmak :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Muchas gracias, tu lindo comentario me hizo muy feliz :)

      Sil
  13. Edirne'ye gitmedim hiç. Oldukça güzel görünen yerler varmış,teşekkürler paylaşımınız için:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gezmeye, ziyaret etmeye fazlasıyla değer bir şehir:) Ben teşekkür ederim:)

      Sil
  14. Çook güzel bir gezi olmuş:))) Ben hiç görmedim, sizinle beraber gezmiş oldum, instagram hikayelerinden de takip ettim ve bayıldımm:))) Lokomotif ne kadar güzel görünüyor, Lozan Anıtı, Gelincik Bahçesi ayrı güzel:))) Ayrıntılı, mükemmel bir yazı olmuş. Fotoğraflara bayıldımmm:))) Emeğinize sağlık:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelincik bahçesi efsane güzellikteydi. Tam yağmur anına denk gelince istediğim kareleri çekemedim ama gerçekten güzeldi:) Çok teşekkür ederim:)

      Sil
  15. Gezilesi şehirlerden biri. Sende çok güzel anlatmışsın.

    YanıtlaSil
  16. Yine çok güzel bir gezi ve çok güzel fotoğraflar. Ben ne yazık ki Türkiye'ye arabayla gelemediğim için Edirne'yi de görmedim.Ozellikle Eski Caminin içi harika görünüyor:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Gülten Hanım:) Bende bu gezide kiralık araba kullandım ve size de tavsiye ederim:) Eski Cami daha önce örneğini görmediğim bir iç dekora sahip ve kesinlikle görülesi bir yer.

      Sil
  17. You with your blog do a lot for the tourism of your country, congrats for that!
    Have a lovely week!

    marisasclosetblog.com

    YanıtlaSil
  18. Bir dönem ne çok gezi düzenlendi. Bense hiç birine gitmedim. Keşke vaktinde gitseymişim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İmkan varken gitmek lazım:) Her geçen gün geziler biraz daha maliyetli oluyor...

      Sil
    2. Sormayın. Dün ile bugünün farkı bile artık acayip fark ediyor ne yazık ki...

      Sil
  19. I really enjoyed getting to know the city through your eyes and your words.

    YanıtlaSil
  20. Annem gidecek yakında. Hatta günlerdir tutturdu Edirne diye.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman güzel bir gezi listesi çıkar bu yazıdan:)))

      Sil
  21. Edirne çok gitmek istediğim bir yer nedense çok ilgimi çekiyor oralar :)
    Ne kadar tarih kokuyor her yer...
    Meriç köprüsüne ve gelinciklere ayrı bir bayıldım :)
    Gidersem kesin tava ciğeri yerim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim:) Benim bu ikinci ziyaretim oldu ve şenliklere denk gelirse üçüncü turu da düşünmeden yaparım:)

      Sil
  22. Yıllar yıllar önce keyifle gezdiğim ve hala güzel hatırladığım bir şehir ve gezi. Yazınızdaki karelerle anılarımı tazeledim. Biz ciğeri çarşıda çok meşhur bir yerde yemiştik ve enfesti (adını hatırlamıyorum) bir de Edirne'nin badem ezmesi de meşhurdu. Ne güzel bir hatırlatma oldu bana. Teşekkürler bu yazı için. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim:) Güzel anılarınızın tazelenmesine mutlu oldum:) Badem ezmesi de dediğiniz gibi meşhur tatlarından ama ben kavala kurabiyesinde takılı kaldım:) Mutlu pazarlar:)

      Sil