Frigya Vadisi; Sanırım bugüne kadar yaptığım en güzel, en keyifli ve bir o kadar da maceralı gezilerden birisiydi. Ben yazılarımda gezdiğim yerlerin tarihinden ziyade gitmek isteyen arkadaşlıklar için kolaylıkları anlatmayı tercih ediyorum. Bu sefer izninizle çok az tarih, her zamankinden biraz fazla ulaşım konusundan bahsedeceğim. Çünkü buranın tarihinden kaynaklı genel yapısı ile ulaşım konusu ilk defa gidecekler için gerçekten çok önemli. Bu konuda size yardımcı olacak kaynaklar kısıtlı yada bilgiler çok parça parça. Bu yüzden de geziye rehber eşliğinde gitmiyorsanız ve benim gibi amatör bir gezginseniz zorlanma ve macera yaşama ihtimaliniz yüksek:)
Önce biraz genel yapıdan bahsedelim. Ben açıkçası Frigya denilen yeri Midas Anıtı (Yazılıkaya) denilen yer ve çevresinden ibaret sanıyordum. Ama öyle değilmiş:) Sizlere harita görselleri eşliğinde bu konuyu biraz açayım.
İlk bilmemiz gereken; Frig vadisi denilen yer ağırlıklı Eskişehir sınırları içinde olmakla beraber, Kütahya ve Afyon illerini de kapsıyor. Ve resmi kaynaklarda Dağlık Frigya olarak adlandırılıyor.
İlçeler arası noktalar sadece yol güzergahını göstermek için |
Görseli biraz açıklamak gerekirse, Dağlık Frigya Bölgesi; Kuzeyde Eskişehir Gökçekısık Köyü, doğuda Seyitgazi ilçesi, güneyde Afyon İhsaniye İlçesi ve batıda Kütahya Sabuncupınar Köyüne kadar uzanıyor. Bu bölge aynı zamanda Friglerin siyasi ve kültürel alanda en güçlü oldukları dönemde yoğun olarak yaşadıkları ve en kutsal saydıkları bölge olarak adlandırılıyor.
İkinci olarak; Frig Medeniyetinin başlıca yaşam merkezleri olarak kabul edilen yerler var;
En Önemli Yerleşim Yerleri |
Gordion (Yassıhöyük/Polatlı) Friglerin siyasi başkenti, Pessinus (Ballıhisar, Sivrihisar) ticaret merkezi ve Midas (Yazılıkaya) dini merkezi olarak kabul ediliyor.
Ve son olarak bilmemiz gereken ise; Frig Yolu. Bununla ilgili çok ciddi çalışmalar yapılmış ve neticesinde aşağıda görselini verdiğim ve frigyolu.com sitesinden alıntı yapmış olduğum Frig Yolu oluşturulmuş.
Kaynak: frigyolu.com |
Bu 3 ana rotanın en büyük özelliği kesişme noktasının Midas Şehri (Yazılıkaya) olması.
Kaynak: frigyolu.com |
Bu biraz uzun ama aslında can alıcı bilgilendirme sonrası, gelelim önemli kısımlara; Bu geziyi eğer Frig Yolunun tamamını kapsayacak şekilde yapmak niyetinde iseniz kesinlikle bir gün size yetmeyecektir. Hatta günler bile yetmeyecektir. İster araba ile ister yürüyüş veya bisiklet ile:)
Eğer niyetiniz trekking/hiking veya bisiklet ile bu turu parça parça yapmak ise size en önemli tavsiyem Via Eurasia isimli uygulamayı kesinlikle kullanmanız. Bu proje ve telefon uygulaması Avrupa Birliği tarafından finanse edilmekte ve sürekli güncel tutulmakta. Aşağıya bununla ilgili bir görsel bırakıyorum. Unutmadan bu uygulama başka antik şehir yürüyüş parkurlarını da kapsayan bir uygulama.
Via Eurasia |
Artık gelelim benim 2 Şubat 2021 tarihinde yaptığım, yapmaya çalıştığım geziye:) Ben geziyi günübirlik ama 2 etap olarak, öğleden önce ve sonra olarak planladım. Yola Eskişehir'den çıkacak, ilk etabı en geç 13.00'a kadar bitirecek, sonrasında daha az zamanımı alacağını düşündüğüm ikinci etabı tamamlayarak Eskişehir'e geri dönecektim. Aşağı bununla ilgili de bir görsel bırakıyorum.
Etap-1 |
Yukarıda görsellerini paylaştığım her iki harita iddia ediyorum sizin için hem en verimli hemde en az zaman kaybı yaşatacak rotalardır. İlk olarak Dağlık Frigya Vadisinde görülmeye değer en güzel yerler bu rotalar üzerinde olup, sırası ile takip edildiğinde (geldiğiniz yere göre tersten de yapabilirsiniz.) zaman açısından da en verimli rotalar olacaktır.
Gelelim detaylara. Diğer birçok yazımda olduğu gibi yazının bu kısmından sonrasını madde madde olarak anlatacağım.
ETAP-1
Seyitgazi ilçesini güney yönlü çıktıktan yaklaşık 10 dk. sonra ilk kahverengi tabela (Yazılıkaya-Midas Şehri) sizi karşılıyor ve soldan ayrılarak biraz bozuk bir yoldan devam ediyorsunuz. İlk bilmeniz gereken hedefimiz olan Gerdekkaya Mezar Anıtı'na gelene kadar yolda onlarca birbirine benzer tarihi yapı göreceğiniz. Buralarda durmanıza gerek yok yoksa gezinizin bitme ihtimali yok:)
Gerdekkaya Mezar Anıtı:
Buradaki yapıların tamamına yakını birbirine çok benziyor. En bariz farkları kiminin kale olması kiminin ise anıt mezar olması. Ve bunlardan bazılarının öne çıkmasının, listeye girmesinin tek sebebi ise, bu yapıların kral veya üst düzey yönetici olarak tabir edeceğimiz topluluğa ait olduğunu gösteren simgeler. Dediğim gibi bunun haricinde tamamı birbirine çok benziyor.
Gerdekkaya Mezar Anıtı giriş kısmının devamında 2 farklı kapıdan girilen mezar odası var. Çok büyük değil ama Anıtsal giriş kısmı ilgi çekici. Anıtın yanında ki kaya kütlesi de son derece ilgi çekici ve buradan devam eden yol sizi Kümbet Köyüne ulaştırıyor.
Burası ile ilginç olan ve belirtmek istediğim husus ise ana yoldan anıta kadar olan patika yoldaki kum:) Biz gelmeden önceki günlerde yağan kar ve yağmur sonrası daha da ilginç bir hal almış. Kuma saplanma gibi bir durum söz konusu değil ama kumun üzerinde sanki buzlu yolda gider gibi kayıyorsunuz:) O yüzden siz siz olun sakın sürat yapmaya kalkmayın. Yağmur yağdığında daha da tehlikeli olacağını düşünüyorum. Eğer böyle bir hava şartına denk gelirseniz, aracınızı ana yolda emniyetli bir yere bırakıp yürümenizi tavsiye derim. En fazla 20 dakikalık yürüme mesafesinde.
Diğer ilginç ve üzücü olan ise diğer tüm yerlerde göreceğiniz gibi buranın içerisinde de bize özgü olan duvar yazıları, yakılan ateşler sonrası kararan duvarları gömeniz mümkün. Gezeceğiniz hiçbir yer koruma altında değil, yani herhangi bir kontrollü giriş çıkışı, güvenlikçisi yok. Sanırım bundan dolayı da hor ve şuursuzca kullanılan yerler olmuş yıllarca.
Burada geçireceğiniz zaman tahminimce 30-45 dakika arası olacaktır.
Pişmiş Kale:
Buraya gelmeden önce göreceğiniz ilk "kale" tabelası Gökgöz Kalesi. Anladığım kadarıyla Pişmiş Kale ana savunma kalesi ve Gökgöz Kale'de bunun öncü karakolu. Her iki kale ile bölgede ki diğer kalelerin esas amacı Midas Şehrini korumak. Her ikisine de aynı yolu kullanarak gidiyorsunuz. Tabi gidebilirseniz:)
Gerdekkaya Anıt Mezarından çıktıktan yaklaşık 5 dk. sonra sola ayrım tabelası var. Yol ilk başta çamurlu gibi görünse de asıl problem kesici tarzda taşlarla kaplı ve çok dar olması. Yol ayrımından sonra tahminim yaklaşık 10 km. mesafe gitmeniz gerekiyor. Biz kelle koltukta yaklaşık 3-4 kilometrelik kısmını gittik ama yoldaki taşların iyice artması ve derin çukurların buna eşlik etmesi geri dönmemize sebep oldu. Lastiğimizin kesilmemiş olması da inanın mucize:) Bu yolu ya arazi aracı ile (bunda da sıkıntı yaşayabilirsiniz) yada yaya olarak gitme şansınız var. Mevsim bahar yada yaz da olsa o taşlar ciddi problem çıkarabilecek tarzda. Tabi bu yolu yayan olarak hem gitmek hemde dönmek ciddi bir zaman alacağı için uzaktan fotoğraflamakla yetinip yolumuza devam ettik.
Küçük Yazılıkaya Anıtı:
Pişmiş Kale yol ayrımının hemen ilerisinde ve çaprazında kalan bu anıt, ana yoldan yaklaşık 150 metre ileride ve araba ile gitme imkanı yok. O yüzden arabanızı ana yol üzerinde bırakarak yürümeniz gerekiyor. Burası ve tüm diğer yerlerde gördüğüm, tanıtım tabelalarının parçalandığı, anıtlarda ki ışıklandırma sistemlerinin ortadan kaybolduğu. Ve anladığım kadarıyla buralarla uzun zamandır hiç ilgilenilmediği. Günümüze ulaşan en sağlam anıtsal fasadlardan (bir yapının görünen ön yüzü) biri olduğu da resmi kaynaklarda yazıyor. Anıt üzerinde yazılar mevcut ancak bugüne kadar henüz çözülememiş.
Burada geçireceğiniz zaman 15 dakikayı geçmeyecektir.
Midas Şehri (Yazılıkaya):
Midas Anıtı |
Gelelim Dağlık Frigya Vadisinin en önemli yerine, Friglerin dini merkezi Midas Şehrine. Burası sadece anıttan ibaret bir yer değil. Burası aslında bir şehir ve bununla ilgili aşağıya bir görsel bırakıp kısaca anlatmaya başlıyorum. Biz burada yaklaşık 2 saat kalıp, 15.000 adım attık ve 2 kere de kaybolduk:)
Midas Şehri |
15.000 adımlık yürüyüşümüzün başlangıç noktası Han Belediyesi Yazılıkaya Kültür Merkezi. Aslında köye girişte tabelalar sizi bir otoparka yönlendiriyor. Ama buraya park etmemenizde fayda var. Çünkü burası ile Kültür Merkezi arası biraz mesafe var. Her ne kadar güzel bir köy içerisinden geçecek olsanız da uzun bir yürüyüş sizi bekliyor olacağı için Kültür Merkezine kadar araba ile gitmenizde fayda var.
Kültür Merkezinde kimse olmasa bile size yardımcı olacak yöre halkından birileri mutlaka çevrede olacaktır. Gerçi benim anlatımım sonrası pek yardıma ihtiyacınız olmayacak:)
1- Midas Anıtı:
Kültür merkezi karşısında bütün heybeti ile sizi Anıt karşılayacak. Bu Anıt Frig kaya fasadlarının en görkemli olanı.
Anıtın ebatlarını daha iyi anlamanız için aşağıya başka bir görsel daha bırakıyorum. Fotoğrafta benim durduğum yer (boyum 178 cm) dini törenler esnasında tanrıça Matar'ın heykelinin yerleştirildiği en kutsal yer:) Anlamını bilmeden poz verdiğim bir yerdi.
Üzerinde farklı yerlerde bir takım yazılar var. Ancak bunlarda henüz tam olarak çözülememiş.
2- Kırkgöz Kayalığı:
Anıtın hemen yanında yer alan kayalığın 20 yıl öncesine kadar faal olarak kullanıldığı yönünde bilgiler var ama ne kadar doğru bilemiyorum. Burası zamanının yerleşim yeri ve günümüzdeki apartmanların belki de ilk örneklerinden:)
Bu kayalığın ilginç yanlarından birisi de farklı noktalardan baktığınızda insan yüzüne ve koç yüzü/ boynuzuna benzettiğiniz şekiller.
İnsan Yüzüne benzeyen kaya |
Farklı Açıdan Koç Boynuz ve Yüzüne Benzeyen Kaya |
3- Frig Su Sarnıcı:
Frig Su Sarnıcı |
İleride daha fazlasına rastlayacağınız su sarnıçlarının ilki burada. Kırkgöz Kayalıklarında yöre halkından bir amcanın "çökmeler oluyor sakın girmeyin" diye tembihlediği ilk sarnıç:) Şehrin su ihtiyacını karşılayan en önemli tesisler. İleride biraz daha bahsedeceğim. Bunlar haricinde bir de akropol denilen yerde birçok su biriktirme havuzu mevcut ki bunlar arasında harika olanlar var. Zig-zag inişi var ve biraz tehlikeli. Kaygan ve erimiş kayalar kayıp düşmenize sebep olabilir.
Frig Sarnıcının İçi |
Biz tabi normal inişten inmeyi amcanın uyarısına rağmen denedik ama tehlikeli olduğu için vazgeçtik. Sonrasında ilerisinde ufak bir delik gördük ve inip baktığımızda buranın sarnıç içine girdiğini görünce dikkatlice içeriye girdik:) İçeride çok özel birşey yok ama merakımızı gidermiş olduk.
4- Bitmemiş Anıt:
Bitmemiş Anıt |
Buraya aynı zamanda Küçük Yazılıkaya da deniliyormuş. Yapılan incelemelerde boyutlarda ki orantısızlıklardan dolayı planladığı gibi yapılamayan bir anıt olduğu için Bitmemiş Anıt ismini vermişler. Bu arada yan taraflarında iki adet de sunak (dinsel tören yapılan masa şeklinde taş) bulunuyor.
Buradan sonra yol ikiye ayrılıyor. Sağdan aşağı doğru ahşap merdivenler sizi Anıtsal Frig Kaya mezarına, soldan patika yol ise akropole çıkarıyor. Zaten akropol için tabela var. Burada ahşap merdivenlerden devam edeceğiz. Çünkü zaten ileride akropole yeniden bağlanıyoruz.
Anıtsal Frig Kaya Mezarı |
Burası da görülmesi gereken enteresan yerlerden biri. Tek odalı bir mezar ve alt taraftan girişi mevcut. Frig mimarisinin en ince detaylarının yer aldığı konutlardan biri. Ancak yağmur suyu nedeniyle aşağı inme şansınız yok. Zaten giriş kısmı demir parmaklık ve kilitli bir kapı ile kapatılmış.
Buradan sonra biraz işler karışıyor:) Burayı geçtikten kısa bir süre sonra sağa doğru yine ahşap merdivenlerden epey dik bir iniş var, yoldan ayrılmazsanız, zar zor belli olan bir patika ileriye devam ediyor. Biz ahşap merdivenleri görünce herhalde önemli bir yere iniyordur diye bu yolu tercih ettik:) Etmez olaydık. Merdivenler bittiğinde bizi aşağıda ki tarlanın çitleri karşıladı ve aynı yolu tekrar çıkmak zorunda kaldık:)
Bu arada Anıtsal Frig Kaya Mezarının oradan harika yol ve manzara fotoğrafları çekebilirsiniz.
Ahşap merdivenlere sapmayıp, patika yolu takip ettiğimizde karşımıza birbirinden büyük 3 adet su sarnıcı ve bolca su biriktirme havuzu çıkacak. Burada yürürken dikkatli olmakta fayda var. Su biriktirme havuzları içinde derin olanlar var.
Su sarnıçlarına inmek mümkün ama tehlikeli. Merdivenler dik ve daha önce dediğim gibi biraz erimiş kayalardan oluşuyor. Burada yine kafaları karıştıran bir tabela sistemi var. Yol sola akropole ayrılıyor ama devam edecek şekilde de bir patika yol var. Biz Midas Şehrinin etrafından dolaşmamız gerekiyor hissi ile bu patika yola girdik.
Kaybolduğumuz Alan |
Bir süre sonra patika yollar kaybolup, kayalara tırmanmaya başlayınca daha fazla gidemeyeceğimizi anlayarak, aynı yoldan geri döndük ama bu hatalı yön seçimi yaklaşık 20 dakikalık bir zaman kaybına sebep oldu:)
Tekrar sarnıçlara dönüp, bu sefer akropol yolunu takip etmeye başladık. Bu yola girerken çok ilginç bir kaya daha var. Bir ismi var mı bilmiyorum ama gerçekten çok ilginçti. Kayalık boydan boya insan suratlarından oluşuyor hissi uyandırıyordu.
7- Akropol:
Bu bölge sanırım güzergah üzerinde ki en keyifli yerlerden biriydi. Harika manzaralar, jakuziyi andıran su biriktirme havuzları ile dolu, kısmen düzlük bir alan. Bu arada akropole çıkan merdivenli yol çok dik ve insanı gerçekten çok yoruyor. Sağlık problemi yada fiziksel olarak gününde olmayanlar için sıkıntılı bir yer.
Eğer buraya yazın gelecek olursanız yanınıza mutlaka şort tarzı bir şeyler alın ve içinde su olan havuzlarda keyif yapın. Hava biraz sıcak olsa inanın girecektim ama Şubat ayının başı için biraz sıkıntılı olabilirdi:)
Su Biriktirme Havuzları |
Akropolü uçurum tarafından takip edince Midas Anıtı ve yanındaki kayalıkların üzerine tekrar geri dönmüş olacaksınız. Ancak yürüyüş ve keşif burada sona ermeyecek. Burada harika manzaralar çekip yürüyüşe devam edeceğiz ve son 3 yeri daha görüp, haritada ki Yapıldak Kalesi'ne doğru yola çıkacağız.
8- Yazıtlı Sunak:
Yazıtlı Sunak |
Sanırım bu rota üzerinde ki en büyük ve anıtsal Sunak burası. Dini törenlerin yapıldığı yada kurbanların sunulduğu yerlere Sunak ismi veriliyor. Buraya aynı zamanda yöre halkı tarafından Kaya Tahtı da deniliyor. Çevresinde bir kaç tane daha ilgi çekici kaya bulunuyor.
9- Kabartmalı Tören Yolu:
Kabartmalı Tören Yolu |
Midas Şehri dini yerleşiminin giriş kısmı burası, aslında biz yolu tersten gelmişiz:-)) Yol boyunca kayalar üzerine işlenmiş kabartma figürler var. Biraz zor seçilselerde dikkatle bakarsanız görebiliyorsunuz. Ayrıca yine bu yol üzerinde bir çok kaya mezarı görebiliyorsunuz.
10- Sümbül Anıtı:
Sümbül Anıtına varmadan önceki son 20 metre |
Bu güzergah üzerinde ki görülebilecek her yeri yaklaşık 2 saat ve 15.000 adım atarak gördük. Son durağımız ise Sümbül Anıtıydı. Tören yolundan tabela ile sağa doğru ayrımı var ve yaklaşık 50 metre ileride. Ama biz gidemedik:)
Yaklaşık 20 büyükbaş hayvandan oluşan bir sürü ile aynı ana denk geldik. Başında duran amca "hayvanlar var, zaten orada görecek bir şey yok" dese de biz hayvanlarını düşünüyor düşüncesi ile emin adımlarla anıta doğru ilerlemeye başladık. Amca "kahverengi olana dikkat edin" demeye kalmadan kahverengi boğa üzerimize koşmaya başladı ve bizi bölgeden uzaklaştırdı:) Ne yazık ki göremeden kabartmalı yoldan tekrar başlangıç noktamıza ilerlemeye devam ettik.
Burası Midas Şehri'nde son durağımız oldu ve birinci etabı tamamlamak üzere tekrar yola koyulduk.
Yapıldak Asar Kale:
Yapıldak köyü içerisinden belirgin bir tabela ile sola yol ayrımı var. Burada ki yolda diğerleri gibi biraz sıkıntılı ama yazın daha emniyetli olacaktır diye tahmin ediyorum. Kaleye araba ile gitme imkanınız yok. Yol üzerinde bıraktıktan sonra yaklaşık 200-250 metre yürümeniz gerekiyor. Burası da diğer kaleler gibi Midas Şehrini savunmak üzere yapılmış.
Burada dikkat etmeniz gereken kaleyi tam karşınıza aldığınızda arabayı bırakıp, yürümeye başlamanız. Bizim gibi daha da yakına gidebilir miyiz diye yolu izlerseniz sıkıntıya girebilirsiniz.
Bu kalede ki en belirgin özellik ise üst taraftaki oyma mezar. Burada 30-60 dk. arası kalma ihtimaliniz var. Geçelim ilk etabın son durağına.
Aslanlı Mabet (Solon'un Mezarı) ve Himmet Baba Türbesi:
Burası aslına bakarsanız çok ilgimi çekmedi ama diğer adını yazmadığım yada gitmediğim yerler arasında en ilgi çekenler listesinde olduğu için görmeden dönmek istemedim. Tabi tarihçiler için burası eminim çok değerli ve önemli bir yerdir. Eğer bu konulara çok ilgili veya tarihçi/arkeolog değilseniz gezide bir süre sonra "bu ne arkadaş her yer aynı, her yer taş" fikrine ister istemez kapılıyorsunuz:)
Solon'un Mezarı |
Mabet'in ismi; giriş kapısında yazan "Somon" ismi ve aslan figürlerinden geliyor. Ve Kümbet Köy evlerinden biri ile bitişik.
Buranın hemen yanında da Himmet Baba Türbesi isimli bir yer var. Aslında kim olduğu bilinmiyor. Geçmişte köyün ileri gelenlerinden olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca türbenin bahçesinde yine geçmişten kalma bir çok eski mezar var. Ayrıca tepesindeki leylek yuvası da ilgi çekici bir detay.
Himmet Baba Türbesi |
Burası için ayrılan yolda bir kaç tane daha kahverengi tabela mevcut, hatta içlerinden birisi de eski bir kaya kilise. Ancak türbede rastladığımız bir arkadaş bize oraların çok kötü durumda olduğunu ve zaman kaybı yaşayacağımızı söylediği için oralara gitmedik. İsmini bilmiyorum ama bir gün bu yazıyı okursa, verdiği tüm detaylı bilgiler için teşekkür ederim:)
Burada geçireceğiniz zaman tahminim 30 dakikayı geçmeyecektir. Birinci etabımız böylece sona eriyor. Tabi aralarda yaşadığımız kaybolmalar, yolların beklediğimizden daha kötü olması planın biraz da olsa gerisine düşmemize sebep oldu. Tabi bunlar önemli değildi. Çünkü henüz büyük sürprizle karşılaşmamıştık.
ETAP-2
Buraya Etap-2 diye başlık atıp, kısa bir giriş sonrası bu kısmı tamamlayacağım:) Sebebine gelince; Aslanlı Mabet'ten çıktıktan yaklaşık 10 dakika sonra Etap-2 için, Afyon-Eskişehir Yoluna bağlandık.
Kısa süre sonrada Büyükyayla Köyü yoluna dönüş yaptık. Yaklaşık 20 dakika kadar sıkıntısız yolculuk yaptık. Ancak Aslankaya Açık Hava Tapınağına yaklaşık 20 kilometre kala yolun karla kaplı olduğunu gördük. Aslında bu şartlara rağmen limitleri zorlayarak yola bir süre daha devam ettik. Ama en son dik bir rampa ve rampa üzerinde ki 80 dereceye yakın dönüş durmamıza sebep oldu. Biraz zorlasak belki burayı da geçerdik ancak yolun gözle görünür kısmının karla kaplı olması, ileride neler ile karşılaşacağımızı bilememek, yanımızda zincir olmaması ve buna ilave lastiklerimizin de kış lastiği olmaması nedeniyle geri dönmeye karar verdik. Daha doğrusu geri dönmek zorunda kaldık:( Gidemediğim yerlerin listesine ilk başta paylaştığım görselden bakabilirsiniz.
Bu yüzden yazının başlığını Dağlık Frigya Gezisi Bölüm-1 olarak yazmak daha doğru diye düşündüm. Sanırım baharda yazının 2nci serisi de gelir diyerek son bir iki yeri daha yazarak yazıyı sonlandıracağım.
İkinci Etabı yapamadığımız ve halen iyi bir zamanımız olması sebebiyle (saat 15.45) Yazılıkaya'dan geçerken gördüğümüz Han Yeraltı Şehrini son durağımız yaparak eve dönmeye karar verdik. Epey bir yolu aynı yerden geri gitmek biraz sıkıcı olsa da yeni bir yer görme fikri yola katlanmamızı sağladı.
Han Yeraltı Şehri:
Han ilçesi yeni yeni keşfedilmeye, arkeolojik kazıların yeni yeni sonuç vermesi ile gelecek vaat eden yerlerden biri:-) Hristiyanlığın ilk barınağı olmakla beraber Selçuklu ve Osmanlı'nın da seferlerde mola yerlerinden biri olmuş. Ama ne yazık ki henüz yeterli bakım ve ilgi burada da yok..
Giriş kısmında salonu andıran bir oda ve yan tarafında da başka odalarla birleşen uzun bir koridor mevcut. Diğer odalara geçiş mümkün değil, çünkü çökmeler nedeniyle önleri kapanmış.
Giriş Kısmında ki Büyük Oda |
Yan tarafta ki koridor için aydınlatma düzeneği kurulmuş ancak yol boyu çekilen elektrik kablolarına ait ampullerin tamamı yerinden çıkarılmış, sanırım alınmış ve yer yer de kesilmiş. Bu yüzden çok emniyetli değil. Zifiri karanlık ve epey dar bir koridor. Ayrıca karşınıza ne çıkacağını bilmeden ilerlemek biraz da tedirginlik verici. Biz cep telefonu fenerlerini kullandık ama bu biraz yetersiz. Buraya gelme niyetiniz varsa yanınızda mutlaka sağlam ışık veren bir fener olsun.
Burada geçireceğiniz zaman da en fazla 20 dakika. Artık yavaş yavaş dönüş yoluna geçiyoruz. Dönüş yolu olarak kendimize asfalt ve rahat olduğunu bildiğimiz Çifteler yolunu seçtik. Bu arada Çifteler'den paket servis yapan güzel bir yerden yiyecek alarak, yakında ki Sakarbaşı isimli yere geçtik.
Buraya daha önce bir kere balık yemeye gitmiştim ama öyle bir kalabalık vardı ki, inanın başım gözüm dönmüştü. Bu gidişimde ise inanılmaz keyif aldım çünkü bizden başka kimse yoktu:) Burasının iki özelliği var. Birincisi Sakarya Nehri'nin doğduğu yer olması.
İkincisi ise, inanmayacaksınız ama deniz olmayan bir yerde tüplü dalış aktivitesinin yapıldığı, profesyonel bir dalış kulübünün olduğu yer.
Bu bölgeye yakınsanız kesinlikle tavsiye ederim. Çok orjinal bir yer ve bu spor için yüzlerce km. ötede ki sahil kasabalarına gitmek zorunda değilsiniz.
Yemek bittikten ve Sakarbaşı'nda ufak bir gezinti sonrası düştük tekrar yollara ama bu sefer dönüş yoluna. Çifteler'den sonra Ankara-Eskişehir yoluna geçiyorsunuz. Burada da yol üzerinde Mahmudiye İlçesi At Çiftlikleri var. Ve bu alanda Ülkemizin en başta gelen yerlerinden biri, ilgi duyan arkadaşlar buraya da uğrayabilir.
Gelelim bu uzun yazının sonuna:) Ufak bir kaç tavsiye;
Kesinlikle tek başınıza yolculuk yapmayın. Daha doğrusu yerli/ yabancı turistlerin çok olduğu dönemlerde yalnız gitseniz de etrafta insanlar olacağı için sıkıntı olmayacaktır. Ama kış mevsimi gibi kimseciklerin olmadığı zamanlarda siz de tek başınıza buralarda olmayın:) Gerçekten tehlikeli olabilecek yerler var ve bir çok yerde telefon çekmiyor.
Buralar bir şekilde önümüzde ki yıllarda çok popüler olacak ama nereden baksanız en az beş yılı daha var. O yüzden gidecekseniz elinizi çabuk tutun. Popüler bir yer olduğunda bu kadar keyifli olmayabilir.
Yola çıkmadan önce aracınızın deposunu tam doldurun. İnanın ben gezi sonunda ki Han İlçesi dışında tek bir benzin istasyonuna rastlamadım. Ayrıca aracınızdan şüpheniz varsa, bakım, lastik değişimi vs. yapmadan kendi aracınız ile gitmeyin.
Araç demişken böyle bir günübirlik gezi için maliyetiniz çok fazla olmayacaktır. Pandemi şartlarında benim gibi ev dışında konaklamayı düşünmüyorsanız sadece benzin/ mazot ve sırt çantanıza alacağınız atıştırmalık dışında para harcamanıza gerek olmayacaktır.
Sırt çantanıza su ve ufak tefek atıştırmalıklar almayı unutmayın. Köy bakkalı dahi göremedim ben:) Ayrıca bir veya iki kafe/restoran tarzı yer gördüm ancak onların da kapısına kilit vurulmuştu. Bunun haricinde benim bahsettiğim gezi alanlarında konaklama için de yer görmedim..
Kıyafet kesinlikle outdoor spor kıyafetleri olmak zorunda. Tırmanma, yürüme vb. benzeri aktivitesi bol olan bir gezi güzergahı.
Fotoğraf makinenizi iyi koruyun ve şarjını gelmeden önce doldurmayı unutmayın. Yüzlerce kare çekebileceğiniz harika bir bölge.
Son olarak benim anladığım ve gördüğüm kadarı ile buraların büyük bir kısmı koruma altında değil. Yani isteyenin istediğini yapabileceği hatta bugüne kadar olumsuz anlamda fazlası ile yaptığı bir yer gibi görünüyor. Birçok yer çok ama çok bakımsız ve acınacak halde. Umarım en kısa zamanda da bu duruma el koyanlar olur.
Yazı biraz uzun oldu farkındayım ve bu paragrafa kadar gelebilen arkadaşlara tahammül ettikleri için teşekkür ediyorum:)
Gitmeyi düşünen arkadaşlar için umarım faydalı bir rehber olmuştur. (İkinci yazı dizisi kısmetse bahara gelecek)
Tüm arkadaşlara keyifli bir hafta sonu dilerim.
53 Yorumlar
''Gitmeyi düşünenler''derken tam üstüne bastınız. Biz burayı şehirler arası yolculuğumuzun Bozöyük-Kütahya kesitinde senelerdir uzaktan görür, merak ederdik. Suyun öte yanında uzaklardan görünürdü. Böyle bir yer olduğu aklımdan bile geçmemişti. Tahammül etmek ne demek. Sıkıntı yaşamadan keyifle gezebilmek için mis gibi rehberlik etmişsiniz. Kesinlikle çok faydalı olacak.
YanıtlaSilTarihi yerleri gezerken benim de bir kıstasım vardır. Orada gördüğüm tarihi bilgilerin fotoğrafını çeker ve en kısa haliyle yazıya aktarırım ki okur netteki bilgi kirliliğinden arınmış ve en güncel haliyle öğrensin...
Adım adım yol gösteren bu güzel yazı için çok teşekkürler:)
İnanın çok mutlu oldum bu değerli yorumunuza. Bütün amacım öncelikle kendim keyif alabilmek, sonrasında ise gidecekler için faydalı ve yazdığım yerleri yeni duyanlar için de gitme fikri oluşturabilmek:-) Fırsat bulduğunuzda kesinlikle tavsiye ederim:-) Tekrar teşekkür ederim.
SilTek bir başlık altında bunların hepsini toplamanız ne güzel olmuş hocam, bende afyon da okumam sebebiyle bu film çekilen vadiyi gezmiştim, maalesef, aliler, ahmetler, ayşeler, hep karalamış isimlerini.. Küfür mü edersin, gülüp geçer misin...
YanıtlaSilBiraz uzun oldu, düşün birde Etap-2'yi yazamadım:-))) Bu her yere duvar yazısı ile aşk ilan etmeler sanırım hiç bitmeyecek... Teşekkür ederim vakit ayırıp okuduğun için:-)
SilÇok güzel bir yazı olmuş. Gerçekten merak edenlerin takip edebileceği bir rota. Bu rotayı takip ederek pek çok noktayı aradan çıkartmak mümkün.
YanıtlaSilYazılıkaya için çok zaman önce bir fotoğraf görmüştüm. İşgal günlerinde bir grup Yunan askeri burada ayin yapmış. Ordu içinde putperestlikle suçlanmışlar :)
Benim için önemli olan kısım ise Yazılıkayadaki yazıların proto Türkçe yazıt yada piktograflar üzerine yazıldığı söylencesi... Servet Somuncuoğlu da bundan bahsetmişti. O öldü tüm bu işler yetim kaldı.
Eline, ayağına, yüreğine sağlık dostum.
Çok teşekkür ederim:-) İlk araştırdığımda yazıların halen çözülememiş, sadece isim yazan yerlerin anlaşılabiliyor olmasına açıkçası şaşırmıştım.
SilOrta Asya'da ki kayalara işlenen resimlerle, burada ki yazıların bağlantısı varsa bizden bir tarih olması buraları daha da ilgi çekici hale gelecektir.
Hem bahsettiğin işlerin hemde burada ki hemen hemen tüm tarihi yerlerin yetim olduğu çok aşikar... Böylesi bir tarih ve içinde bulunduğu acınası durum...
Çok teşekkür ederim vakit ayırıp okuduğun için, Etap-2'yi beraber yaparız artık, bahara hazır ol hocam:-))
Çok teşekkür ederim. Çok mutlu oldum değerli yorumunuza:-) Tarihi yerlere gezi en hassas ve keyif aldıklarım, üstüne doğa yürüyüşü de eklenince daha bir keyifli oluyor:-) Fırsat olursa yaza bırakmadan gitmenizi tavsiye ederim. Pandemi sürecinde de sıkıntılı bir yer olmadığı aklınızda olsun:-)
YanıtlaSilNe güzel bir yere gidip gezmişsiz..Keşke dediğiniz gibi koruma altına alınsa da herkes bu tarih kokan kültür medeniyetine biraz saygı gösterebilse.. Yolun bozuk olması ve arabınıza bir şey olmaması şans olmuş gerçekten.. Böyle yerlerde telefonda çekmediği için ulaşım çok zor olurmuş. Haritalardaki anlatım çok açıklayıcı olmuş gerçekten.. Bir gün gidip gezme fırsatımız olursa kesinlikle yazınız rehber olacak.. Etap-2 'yi de bahara doğru bekliyoruz :) Teşekkürler...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim değerli yorumunuz için:-) Rehber olarak kullanılabilecek bir yazı olduğunu düşünmeniz beni gerçekten çok mutlu etti. İmkan bulursanız mutlaka ziyaret edin yada Bahar'a ikinci etabı bekleyin:-)) Keyifli bir hafta sonu dilerim.
SilI couldn't wait for this article. When I was young I was very interested in mythology, but some places I read about I couldn't locate well, then when I was older that I was surprised that these mythical places exist really and many of them are on the territory of Turkey :)) . It is a pity that they are neglected but on the other side they are more authentic. It's impressive that these monumental buildings and sculptures are so durable and still beautiful. Thank you for this article. I love to explore not obvious things. Turkey is beautiful and interesting, has a wonderful resorts and space full of monuments and glamor, it's true. But I like to discover other climates ...:) I should probably finish this comment because it will be longer than your article,:))) which I read with one breath and it ended to fast for me. I will be waiting impatiently for a continuation. One more thing yet. :)) The photos are beautiful but these short videos create the climate... In my opinion of course :)
YanıtlaSilThank you for your great comment:-)
SilAnatolia homed many different civilizations for many years in the past and here is really perfect place to travel. Next travel about here will come at spring:-) Many thanks again and last, I'm still learnig to take videos, I hope they will be more good on next travels:-)
Ne güzel bir seyahat! :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim:-)
SilDetaylı,aydınlatıcı güzel bir gezi yazısı .emeğinize elinize sağlık.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim:-)
Silyine aydınlandık :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim, ne mutlu bana o zaman:-))
SilKaleminize sağlık:)
YanıtlaSilTeşekkür ederim:-)
SilTakibe aldım
YanıtlaSilTeşekkür ederim, bende takipteyim ve merakla bekliyorum yeni yazılarınızı:-)
SilEskişehir, Bozüyük, Bilecek e defalarca gittim geldim ancak varlığından bile haberimin olmadığı bir yeri görüp hayran kaldım. Ben şehirleri tanımak için sokaklarının gezilmesi gerektiğini düşünüyorum ve yeni bir şehre gittiysem sokaklarını gezerim. Tarih işin içine girince biraz sağlıklı bir birey olmak gerekiyor çünkü sadece ilgi değil efor ve gayrette istiyor, bu tip aktiviteler. Blogunuzu yeni keşfettim, blogun görüntüsüne değil ama içeriğe hayran kaldım. Aslında blogun görüntüsünü ayarlayabilseniz hak ettiği ilgiyi daha fazla göreceğini düşünüyorum.
YanıtlaSilÖncelikle vakit ayırıp okuduğunuz için çok teşekkür ederim.
SilŞehirler konusunda sizinle tamamen hem fikirim, sokaklar ve insanlar:-) Bu dönemde ister istemez şehir gezilerinden ziyade doğa gezilerini tercih etmek zorunda kalıyorum, içine tarihte eklenince daha bir keyifli oluyor. Şimdilik sağlığım ve yaşım bu tür gezileri kaldırıyor:-))
Blog tema/görüntüsü ile ilgili her türlü öneriye açığım:-) Özellikle gözünüze çarpan, iyileştirilecek konuları dinlemek isterim, çünkü en çok ihtiyacım olan başka bir gözün teknik olarak öneride bulunması:-)
Bir yer bu kadar güzel tanıtılır
YanıtlaSilSağolun, çok teşekkür ederim
SilTemayı değiştirmişsiniz.
SilEvet bir cesaret kalkıştım böyle bir işe ama bilemiyorum tabi nasıl göründüğünü :-)) Diğeri galiba biraz basit kalmaya başlamıştı, umarım beğenmişsinizdir☺️
SilBu bilgiyi yazma şeklini alkışlıyorum. Konuma tatile gelmeden önce turistler için eksiksiz, ayrıntılı ve çok bilgilendirici.
YanıtlaSilSaygılarımızla.
Thank You so much, you're so kind:-)) Best wishes and regards from Türkiye:-)
SilÇok büyük bir emek var yazınızda. Zevkle ve yeni şeyler öğrenerek okudum.
YanıtlaSilHayat 40'tan sonra mı gerçekten?
Saygılar
40'tan sonrası her şey biraz daha yavaş ama daha bilinçli, ne yaptığı daha iyi bilinen, yapabildiklerinden daha fazla keyif alınan yaşlar gibi ama 50'den sonrasını bilemem:-)) Faydası olduysa yazının, ne mutlu bana, teşekkür ederim değerli vaktinizi ayırıp okuduğunuz için:-)
SilEskişehir'de üniversite okurken gitmiştim buralara ve siz de ayrıntılı olarak çok güzel yazmışsınız.Kültür gezilerini seviyorum ama koronanın da bitmesini beklemekteyim :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim vakit ayırıp okuduğunuz için:-) Biraz ilgi ve biraz bakım ile çok daha güzel ve turistik bir yer olma potansiyeli yüksek bir yer.
SilDuyup, merak edip henüz gidemediğim yerlerden biri. Çok güzel anlatmışsınız ve güzel gezmizşiniz belli ki. Kıskanmadım desem yeri olur. Bu aralar eve tıkılınca özledim gezmeleri ben.
YanıtlaSil:-)) Çok teşekkür ederim vakit ayırıp okuduğunuz için. Sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uyarak her hafta bir yer gezme amacındayım bakalım, şimdilik ben sizin yerinize gezip, yazmaya çalışırım:-)
SilOldukça detaylı ve güzel bir anlatım gitmem mümkün değil oralara ama bu şekilde kendim gezmiş kadar oldum çok güzel bir paylaşım teşekkürler :D
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, beğenmenize ve faydalı bulmanıza sevindim:-) Umarım en kısa zamanda görmek de mümkün olur.
SilMerhabalar.
YanıtlaSilGerçekten profesyonelce bir gezi rehberi hazırlamak istense ancak bu kadar hazırlanabilirdi. Çok beğendim ve etkilendim. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Fotoğraflarından da anladığım kadarıyla gerçekten hiç koruma altına alınmış yerler değil. Buralara cahil insanlar tarafından define arayacağız diye zarar verilmesi pekala mümkündür. Çünkü kendi memleketimden biliyorum böyle tarihi bir yerlerimiz olmadığı halde, tek bir mağaramız vardı, define bulacağız diye anasını ağlattılar bu mağaranın.
Dağlık Frigya gezisi, gerçekten çok güzel bir gezi olmuş. Çok beğendim ve sizi bu güzel paylaşımınızdan dolayı kutlarım.
Selam ve saygılarımla.
Yorumunuz benim için çok değerli, vakit ayırıp okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Elimden geldiğince ayrıntılı ve sıkmadan yazmaya çalışıyorum. Umarım biraz olsun başarabiliyorumdur:-)
SilKoruma altına alınmaması gerçekten çok acı. İnanılmaz yerler var bu bölgede.. Dediğiniz gibi defineciler bitmedi bu ülkede, bitecek gibi de değil çünkü nereye el tasanız bir medeniyet, bir değer çıkıyor bu topraklarda:-)
Tekrardan teşekkür ederim vakit ayırıp okuduğunuz için. Saygılar.
antalya'dan bursa'ya gidişimde yol üzerindeki tabelada her görmemde, artık gidebilsem, dediğim yer. yazın çok mu sıcak olur kışın çok mu soğuk diye diye askıya aldım, baharda fırsat bulursam gitmek isterim. başlığı görünce tabelada adını gördüğüm andaki hissiyata kapıldım. siz de gerçekten hakkını vererek çok etraflıca yazmışsınız. gitmeye karar verdiğimde yazınızı yeniden açıp okuyarak, notlar alacağım. şimdiden teşekkürler.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, çok mutlu oldum faydalı bir yazı olarak görmenize:-) Bahar mevsimi gerçekten de en iyi tercih olacaktır geziniz için. Bende kısmetse bahar ayında diğer göremediğim yerleri tamamlayacağım. Tekrardan teşekkürler:-)
SilSizin de söylediğiniz gibi, bir konumdan diğerine konumun, büyük ve güçlü kayaya neredeyse çok benzediği doğrudur.
YanıtlaSilTüm mekanlar kendi benzersizlikleriyle büyüleyicidir. Turun inanılmaz güzel dostum. Tur hikayenizin detaylarına hayran kaldım.
Mutlu haftasonu.
Mutluluk her zaman seninle olsun.
Çok teşekkür ederim dostum. Umarım pandemi süreci bittiğinde Türkiye'yi ziyaret etme imkanı bulursun ve bende sana bu ziyaretinde rehberlik ederim:-)
SilMutlu haftasonları diliyorum bende, sevgiler:-)
Yalnız fotolar çok güzel duruyor. Girip incelerken fotoğrafların içinde kayboldum :))
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Amatörde olsa fotoğraf çekmek işin en keyifli kısmı:-))
SilBu Emek... görseller, tarif, anlatım .. emeğinize sağlık. Gitmiş kadar anlatmanız ne kıymetli
YanıtlaSilTeşekkür ederim, çok sevindim beğenmenize:-)
SilAnlatım ve fotoğraflar çok güzel. Yine güzel yerler hakkında bilgi edinmiş olduk.
YanıtlaSilEmeğinize sağlık.
Çok sağ olun, teşekkür ederim.
SilA wonderful and detailed trip. Thanks for sharing!
YanıtlaSilThank you so much Bill:)
SilI like to read this complete information. They are places that are part of universal history and that people should be more aware of their existence.
YanıtlaSilCoisas de Feltro
You're excalty right about behaviour of the people.. Thank you so much:)
Sil