Yeni Başlayacaklar İçin Çadır Kampı Hakkında Öneriler


Abant Gölü Tabiat Parkı Kamp Alanı

Daha önce iki yazı dizisi ile detaylarını paylaştığım Düzce, Bolu gezimin, benim için en anlamlı kısmını anlatmaya çalışacağım bir yazı ile beraberiz. Konaklama maksadıyla Abant'ta geçirdiğimiz 2 gecelik çadır kampından amatörce bahsedeceğim bir yazı olacak.

Yazacağım tüm bilgiler, hayatında ilk defa çadır kampı yapmış, amatör bir Blogger kaleminden çıkan gözlemler ve kendince tavsiyeleridir:) O yüzden hatalı birşey yazarsam, bu işi profesyonelce yapan Arkadaşlarımdan, Büyüklerimden şimdiden özür diliyorum.

Çadırlarımız ve misafirimiz:)

Önce yaşadıklarımı, sonrasında da yaşadıklarıma paralel kendimce tavsiyelerimi yazacağım diyerek giriş yapalım. Ama içinden çıkabilecek miyim bilmiyorum:)

İlk olarak bahsedeceğim konu malzemeler. Çadır kampı yapacaksanız yanınıza ciddi anlamda ekipman, eşya almanız gerektiğini unutmayın. Bugün birçok özel işletme size çadırdan, uyku tulumuna kadar her türlü malzemeyi sağlıyor ama kendi eşyalarınız ile gidecekseniz dikkatli seçimler yapıp, hiçbir şeyi unutmamanız gerekiyor.

Temel barınma malzemelerinin yanında, yeme-içme ve onları hazırlayacağınız eşyaları da işin içine katınca, bir araba bagajı dolusu malzeme ile yola çıkacağınız aklınızda olsun. Ben bugüne kadar şehir dışı konaklamalarında bile, bir tane sırt çantası ile idare eden biri olarak, bu kalabalık açıkçası gözümü korkuttu:) Ama hemen hemen hepsi işe yarıyor ve yanınıza almanız gerekiyor.

Fotoğraf Kaynak: Pixabay

Peki neler vardı yanımda, arabanın bagajında? 

Barınma için;

- Çadır, 

- Çadır altına sermek için tente tarzı birşey,

- Uyku tulumu (-10 derece konfor limitli), 

- Kamp Matı, 

- Battaniye, 

- Çadır içi aydınlatma,

- Yolculuk yastığı.

Fotoğraf Kaynak: Pixabay

İşime yarayacağını düşündüğüm küçük ekipmanlar;

- Baş feneri, 

- Çakı, (küçük bir plastik çekiç almak faydalı olacaktır.)

- Düdük.

Kıyafet Örneği

Kıyafet;

- Kar Montu (gündüz giyme ihtiyacım yoktu ama gece soğuğuna önlem maksatlı)

- Kapüşonlu sweat-shirt,

- Polar mont,

- Kalın çorap,

- İçlik, yedek iç çamaşırı,

- Bere ve Şapka,

- Rahat bir yürüyüş pantolonu ve yürüyüş ayakkabısı ile bot,

- Çok ihtiyaç duymamış olsam da birkaç tane t-shirt,

- El ve ayak ısıtıcı (Decathlon'da satılan ve 5 saate kadar sıcak tutan bir malzeme)

Bunların yanında kişisel hijyen için;

- Tuvalet kağıdı,

- Havlu kağıt,

- El, yüz havlusu.

- Dezenfektan, kolonya ve sabun.

Beslenme için;

- Yiyecek konusu tamamen sizin kişisel tercihinize kalmış, o yüzden özel bir beslenme maddesi yazmıyorum. Ama doğada bol oksijenin iştahınızı açacağını ve her zamankinden daha fazla yiyebileceğinizi unutmayın:)

- Mümkünse 5 litrelik bir kaç pet şişe su,

- Sırt çantanız için ufak tefek, enerji verecek atıştırmalıklar.

Fotoğraf Kaynak: Pixabay

Yiyecekleri hazırlamak için;

- Piknik tüpü yada outdoor mağazalarında satılan küçük aygazlar.

- Ateş yakmak için çıra, kibrit vs.

- Yemekleri hazırlamak için kap, kacak:)

Son olarak da kamp yapacağınız yerde, oturacak, yemek yiyecek yer olmaması ihtimaline karşı; Kamp masası ve sandalyesi.

Bunlar benim ilk çadır kampı deneyimim de Özcan Abi ile yanımıza aldığımız, bana almamı tavsiye ettiği malzemelerdi.

Gelelim kamp alanının imkan ve kabiliyetleri ile bizim yaşadıklarımıza;

Biz daha önce de bahsettiğim gibi Abant'ta güvenlikli, özel bir işletmeye ait alanda kaldık. Alanın çevresi tel örgülerle çevrili, giriş kapısında da güvenlik görevlisi olan bir yerdi. Kamp alanında elektrik lambaları, elektrik kutuları, çeşme, banklar, ateş yakmak için variller (yer ateşi yakmak yasaktı), iki adet farklı yerde lavabo, wc ve duşlar, bunların yanı sıra birde bungalov içinde yemek alanı ve görevli arkadaşlar vardı.

Kamp Alanı

İlk gün niyet Pürenli'de çadır kurmaktı ama yasak olması bizi Abant'a yönlendirdi ve akşama doğru kamp alanına vardık. Çadır kurulumunun büyük çoğunluğu gündüz bitmiş olsa da tam olarak yerleşmek akşam karanlığına kaldı. Tabi kamp alanında tercih ettiğimiz yere yakın aydınlatma olması işimizi kolaylaştırdı. Akşam üzerine doğru Pürenli'de bir şeyler yediğimiz için, hazırlığımız olmasına rağmen kamp alanında yemek işine girmedik. İşletmenin bungalov binasında, şömine başında uyku saatine kadar vakit geçirip, sonrasında uyumak için çadırlarımıza geçtik.

İlk gece beklediğim gibi zorlu geçti. Öyle yada böyle uyuyabilirim diye düşünmüş olmama rağmen, uyuyamadım:) Bir süre sonra bedenim yorgunluğa yenik düşüp bayılmış olabilirim. Çünkü uyuduğum zamanı hatırlamıyorum:) Tabi gece sık sık uyanma kısmını da unutmamak lazım. Uyku tulumu içinde de olsam soğuk korkusundan, kat kat giyinmenin verdiği hareket kabiliyeti kısıtlaması, her sağa sola dönüşte uyanmak, çadır dışında yaprak kıpırdasa uyanmalar falan derken bir şekilde sabah yaptım:) Zor bir geceydi.

Gece Çadırlar

Ama alışmak sadece bir gece sürdü:) İkinci gece tulum içinde ki hareketler için tecrübe kazanmış olmak, çevrenin güvenli olduğuna kanaat getirmek, bebek gibi uyumam için yeterli oldu:) Üstelik bir önceki geceye göre daha soğuk bir hava olmasına rağmen (-3 derece).

İlk günden farklı olarak, ikinci gün akşam, yemek işini kamp alanında hallettik. Tabi benim çok katkım olmasa da Özcan Abi yemek konusunda tecrübesini konuşturarak bize tabiri caizse ziyafet çekti:) Çadır başında yemek, sonrasında ateş yakıp, çay içmek ve gerçekte var olan soğuğu pek hissetmeden saatler süren sohbet bu işin en keyifli tarafıydı. Bu arada biz çadır kampını daha çok konaklama için kullandık. Yani bütün gün çadır alanında vakit geçirmedik. Gündüz foto-safari, akşam bir saatten sonra çadır:) Zaten maksat; gündüz fotoğrafla dolu vakit geçirip, akşam yanında huzur bulduğumuz insanlarla vakit geçirmekti. Kısacası benim açımdan istenilene fazlası ile ulaşılmış, keyifli bir tecrübeydi:)

Bunlar kısaca:) yaşadıklarımdı. Şimdi bunlardan yola çıkarak aklıma gelen tavsiyelerimi sıralamaya çalışacağım.

Öncelikle ilk tavsiyem; çadırınızı benim gibi ilk defa kullanacaksanız, kamp alanına gitmeden önce, evde varsa bahçede mutlaka kurulum deneyimi yaşamanız. Hem çadırınızın sıkıntılı bir durumu var mı diye görmek, hem de ilk deneyimi kamp alanına bırakmamak. Çünkü yaşayacağınız olumsuzluklar daha baştan bezmenize sebep olabilir. Yada akşam karanlığına kalmak keyfinizi kaçırabilir. Ben geziye gitmeden önce bir kere evin içinde, bir kerede Babamların bahçede, çadırı her şeyi ile kurdum. Çok zor değil:)

Bu arada yazı başındaki listelerde çadır altı tenteden bahsetmiştim. Bunu yaptırmanızda, almanızda fayda var. Çünkü çadırınızın altı mutlaka pislenecektir. Ya da mevsime bağlı altı ıslanacaktır. Ve bu şekilde çadırı toplamak sıkıntı olabilir. Ama altına yaptıracağınız bir tente sizi bundan kurtaracak ve temizlik işi çok daha kolay olacaktır. Ayrıca yine ekipmandan bahsetmişken, çadır içi aydınlatmanın da önemli olduğunu unutmayın. Eğer zifiri karanlık bir yerde kamp yapıyorsanız ve ışığınız yoksa sıkıntı yaşama ihtimaliniz yüksek. Baş lambasının yada fenerinin de özellikle tuvalet ihtiyacı yada kısa mesafe yürümelerde çok işe yarayacağını unutmayın. Telefonlarımızın feneri var ama bir elde telefon, diğer elle bir şeyler yapmaya kalkmak hem riskli, hem de zor:)

Fotoğraf Kaynak: Pixabay

Yine, eğer benim gibi ilk defa çadırda kalacaksanız, ilk deneyiminizde donanımı yüksek olan, güvenlik açısından tedirgin olmayacağınız bir yer tercih etmenizde fayda var. İlk deneyim çok zorlu ve kötü geçerse, ikinci kez gitme ihtimaliniz çok düşük olacaktır. Tabi ki yanınızda tecrübeli birilerinin olması işlerinizi kolaylaştırıp, deneyiminizi keyifli hale getirecektir. Ama yine de donanımlı bir yerde ilk deneyim sizi bir sonraki için daha çok motive edecektir:)

Çadır içi detaylara geçmeden önce; benim ilk anladığım şey çadırın düz bir alana kurulması gerektiği:) Çok problem değil ama ufak bir eğim bile olsa, ilk kez kalacaklar için biraz sıkıntılı bir durum. Çünkü hem çadır zemini muşamba tarzı, hem de uyku tulumu benzer bir maddeden olduğu için çadırın içinde eğim tarafına doğru kayma ve çadırın bir köşesine dayanma ihtimaliniz yüksek:) Bu da konforlu bir uykuyu olumsuz etkileyecektir. O yüzden zemini iyi seçmeye özen gösterin.

Çadır içi detaylar biraz sizin keyfinizle alakalı:) Ben birçok sosyal medya hesabında paylaşılan konforlu, lüks bir çadır içi hayal etmiştim ama havanın soğukluğu, sadece yat ve uyumaya çalış moduna soktu beni:) Ama yaz aylarında içeri güzel bir kilim serip, daha renkli malzemeler kullanabilir, çadırın etrafına kuracağınız led aydınlatmalarla daha romantik bir ortam yaşayabilirsiniz:)

Günaydın:)

Unutmadan listelerde yolculuk yastığı da yazmıştım. Açıkçası ben kullandığımdan hiç mutlu olmadım:) Bunun için yine outdoor mağazalarında çadır kampı için yastıklar satılıyor. Yada benim gibi yastığım olmazsa olmazım diyorsanız evinizde ki yastığı da yanınıza alabilirsiniz:) Yastık konusu uyku kalitesi anlamında beni en zorlayan kısımlardan birisi oldu.

Başta yazmam lazımdı belki ama en önemli hususlardan biri de kamp için tercih edeceğiniz mevsim. Bu konuda tecrübeliyseniz, muhtemelen ekipmanız buna göre olacaktır. Yada özellikleri konusunda tecrübeli olacaksınızdır. Ama hem siz, hemde ekipmanınız için ilk deneyim olacağı için, mümkünse geceleri kısmen sıcak havaları (yaz mevsimi mümkünse) tercih etmekte fayda var. 

Misal aldığınız ama denemediğiniz uyku tulumunun kitabi sıcaklık limiti -15 derecedir. Ama bunu denemeden bilmeniz imkansızdır. Belki çok yüksek fiyatlı ekipmanlarda, teknik bilgilerde yazanlar tutar ama orta seviye ekipmanlar için bu konu size sıkıntı verebilir. Benim uyku tulumum için konfor limiti -10 dereceydi ama deneyimim sıfır derecenin altına indiği anda sıkıntı yaşatacağı yönünde oldu:) İkinci gece -3 dereceyi gördük ama yaklaşık 5 kat üst, iki kat alt ve uyku tulumuna ilave battaniye ile sıkıntı yaşamadan uyuyabildim:) 

Fotoğraf Kaynak: Pixabay

Diğer bir husus da kamp süresi. Bu işi bilen biriyseniz, kalacağınız zaman çok önemli olmaz. Çünkü limitlerinizi ve yaşayacaklarınızı bilirisiniz. Ama ilk defa çadırda kalacak arkadaşların kamp zamanını kısa tutup, limitleri zorlamamasında, tadında bırakmasında fayda var. Mesela ben büyük keyif aldım ama 2 geceden sonrasının beni zorlayacağını hissettim:)

Kıyafet ile ilgili tecrübelerime gelirsek; Yedek t-shirt ve çamaşırlar dışında hemen her malzemeyi hakkını vererek kullandım:) İlginç bir şekilde hiç terlemedim, vücudum, ellerim hiç yapış yapış olmadı. Tamam hava zaten soğuktu, ama bir çok yerde efor sarf ediyorsunuz ama doğanın, temiz havanın sanırım güzelliği bu:) Özellikle kapüşonlu sweat, bere, alt içlik, kalın çorap ve mont en çok işime yarayan kıyafetler oldu. Özellikle akşam otururken ve gece yatarken beni soğuktan koruyan malzemelerdi. Birde unutmadan yanınıza alacağınız kıyafetlerin rahat olmasına önem gösterin. Sonuçta podyuma çıkmıyor, doğada vakit geçiriyorsunuz.

Fotoğraf Kaynak: Pixabay

Yemek konusundan da bahsetmeyi çok isterdim ama bu konuda tecrübem hiç yok. Kamp süresince bir kez kamp alanında yemek yedik ve onda da bütün işi Özcan Abi halletti ve ben sadece söylediklerini yapmaya çalıştım:) Sadece burada Anneme kocaman bir teşekkür iletmek istiyorum. Çünkü kampa gideceğimi söylediğimde yaptığı hazırlık, gittiğimiz yerlerde bizi çok mutlu etti ve fazlasıyla doyurdu:)

Bunlar bir çırpıda benim aklıma gelen hususlar. Ancak unutmayın, eğer güvenli bir kamp alanı dışında kalacaksanız, yaban hayatı ile iç içe olacağınızı, yalnız gidecekseniz ihtiyaçlarınızın daha farklı olabileceğini, yada mevsime göre ihtiyaçların farklı olabileceğini aklınızdan çıkarmayın. İlk başta da yazdığım gibi bu öneriler, ilk defa çadır kampı yapmış bir amatörün izlenim ve tavsiyeleri:)

En önemli tavsiyeyi unuttum sanmayın:) DOĞAYA, ÇEVREMİZE SAYGI. "Nasıl bulduysan, öyle bırak" çok klişe, çoğu zaman göze batmayan bir cümledir ama anlamı, değeri yüksek bir cümledir. Bulduğunuzdan da iyi durumda bırakın ki, doğa da bize aynı imkanları sunmaya devam etsin. Kendisine saygısı olmayan insanın, çevresine ve doğaya saygısı olma ihtimali ne yazık ki yok. Ve yine ne yazık ki bu tarzda insan sayısı toplumumuzda çok fazla. Uyarın, uyarmaktan da çekinmeyin bu insanları.

Pürenli Yaylası

Peki bu deneyim bana ne gösterdi, ne öğretti:) Bugüne kadar çok fazla ortamda, farklı konaklama deneyimleri yaşadım. Ve gördüm ki çadırda kalmak konforsuz ve ilkel bir konaklama tarzı değil. Evet, her şey dahil otel yada tam donanımlı bir bungalov konforu, lüksü yok ama HUZUR var:) Üstelik de çok düşük maliyetlerle:) 

3-5 günlük gideceğiniz otelin tatil maliyeti ile en üst düzey çadır ekipmanı edinebileceğinizi unutmayın:) Her daim aracınızın bagajında temel malzemeleri taşıyabileceğinizi ve uygun yer bulduğunuzda sizi büyük konaklama maliyetlerinden tasarruf ettireceğini de aklınızdan çıkarmayın.

Benden ilk deneyim için şimdilik bu kadar. Varsa ilave önerileriniz yorumlara beklerim:) Vakit ayırıp okuduğunuz için şimdiden teşekkür ederim:)

Yorum Gönder

24 Yorumlar

  1. We used to camp alot when my daughter was young. We did have a nice tent that lasted 18 years until I gave it away. The pillow we used were the ones we had at home, nothing fancy but a regular soft pillow. Food was kept in a cooler with ice if it was the summer time. We bought a small portable camping stove which I loved and we had a propane lantern which provided some warmth on a cold night (we were camping at the coast). My daughter loved camping and we went to lots of different locations. The only item I really spent money on was the tent ($150), the stove was on sale and pretty cheap, under $50. These items were bought back in the early 90s. I really didn't care about the spendy items because what I had at home was sufficient. No reason to waste money. Hope this helps to add to your review. Enjoy the day and have a great weekend.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Thank you Bill, you are an old and experienced camper. And your suggestions and experiences will definitely benefit the readers. And of course it helped me too. Thank you for your contribution :)

      Sil
  2. Benim merakım da karavan. Bir yandan cezbediyor bir yandan temizliği falan itici geliyor. :)
    Ben sanırım çadır insanı değilim. Kesin üşürüm.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Karavan işi bana da bir dönem çok cazip geldi ama park sorunu ve sizin de belirttiğiniz temizlik gibi işleri gözümü korkuttu:) Çadır bana da çok uzak bir konaklamaydı ama yazın yapmak kesinlikle keyifli gelecektir:)

      Sil
  3. Teşekkür ederim, sağ olun:)

    YanıtlaSil
  4. Ne güzel vakit geçirmişsiniz. İlgilileri için çok faydalı bilgiler. Çadır işi benlik değil anladım. Uyuduğum yer rahat olmazsa kesinlikle ertesi sabah çok kötü halde kalkıyorum. Dar yere ve hareketimi kısıtlayacak şeylere katlanamıyorum. Fotoğraflar çok güzel, emeğinize sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beni en çok şaşırtan konu; her iki sabahta çok dinç kalkmış olmamdı:) Kesin bir yerlerim ağrıyacak diye bekliyordum ama tam tersi oldu. Teşekkür ederim:)

      Sil
  5. Tulumda sıkışmış bir şekilde uyumaya çalışmak zor gibi hocam :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam farklı bir duygu, o yüzden ilk tercih yaz aylarında olmalı:)

      Sil
  6. Harika bir kamp deneyim yazısı, sizi niğde aladağlarda dağların zirvesinde kampa davet ediyorum. Unutamıyacağınız bir deneyim yaşayacağınız düşünüyorum. Tabiki yanınızdaki diğer kamp dostu arkadaşlarınızıda beklerim. Bu arada bloğunuz harika, ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim:) Niğde Aladağlar ile ilgili "efsane" tadında yorumlar duydum ve bahar aylarında misafir olmayı çok istiyorum size:) Teşekkür ederim tekrardan, saygılar.

      Sil
  7. benim için çok anlamlı ve bilgilendirici bir yazı oldu, teşekkür ederim, son yıllarda sık sık niyetine giriyoruz fakat bir türlü gerçekleştirme şansı bulamadık :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Abant çok uzak sayılmaz size:) Bahar ayına imkan olursa zorlayın şansınızı:) Ben teşekkür ederim.

      Sil
  8. Kamp yapmaya hep özenirim, farklı gelir bana:))) Benim gibi hiç bilgisi olmayanlar için mükemmel içerikli bir yazı olmuş:))) Umarım bir gün deneyimleme şansım olur:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim:) Doğru insanlarla, doğru mevsimde kesinlikle denenmesi gereken bir etkinlik:)

      Sil
  9. Ne guzel bir deneyim olmuş. Ayricada cok guzel yazmışsınız keyifle okudum..

    YanıtlaSil
  10. Hep deneyimlemek istediğim bir şey, ama böcek vs gelebilme ihtimali beni baya korkutuyor düşününce, bir de epey bi donanımlı gitmek gerekiyormuş şuan yazınızı okurken farkettim onu da..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benzer bir tedirginlik bende de vardı:) Ama çadırlar bu düşünülerek yapılmış ve girişi açık bırakılmadığı yada yırtığı, söküğü olmadığı sürece böyle bir şey pek mümkün değil:) İnşallah en kısa zamanda tecrübe edersiniz:)

      Sil
  11. Çadır işinde de mutlaka bir şeyler unutuluyor :D Aslında pandemi sonrasında insanların doğaya bakışında gelişme vardı. Ama kısa sürdü eskiye dönüş:)

    YanıtlaSil
  12. Harika bir rehber olmuş :) Biz de geçen sene ilk deneyimimizi yaşadık. Gitmeden önce her olasılığı düşünüp detaylı bir liste yapmak çok önemli. Çadırımı aldım hadi gidelim ile olmaz. Biz deneyimli arkadaşlarımızın listelerinden faydalanmıştık. Kamp için en önemli konu kesinlikle hava koşulları bence. Soğuktan donmak da sıcaktan pişmek de tüm keyfi kaçırabilir. Hava koşullarına uygun ekipman ile çok keyifli vakit geçirilecek bir kamp gezisi yetersiz ekipman yüzünden kabusa dönüşebilir. Yastık da mühim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende çok uzun zamandır bu işe ilgi duyan, tecrübeli biri ile gitmenin keyfini yaşadım:) Tüm listeler yola çıkmadan elime ulaştı ve hazırlıklar eksiksiz olarak tamdı. Ve mevsim... Kesinlikle en önemlisi:)

      Sil
  13. Nerdeyse unutuyordum. Kamp deyince aklıma ilk gelenler ateşte pişmiş mis gibi sucuk-ekmek :) Sonra közlenmiş biber, patlıcan, soğan; kızarmış ekmek ve tabi ki her türlü et :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) Biz palamut mevsimi olduğu için et tercihimizi balıktan yana kullandık:) Ama burada yine mevsim devreye giriyor. Soğuk havalar, ateş yaksanız bile dışarıda durma zamanınızı gerçekten çok olumsuz etkiliyor..

      Sil