Kediler Şehri | İstanbul

Balıkçı Barınağı Kedisi

Youtube'da yabancı bir yayıncıya ait, İstanbul'un Kediler Şehri olduğu ile ilgili belgesel tadında bir videoya denk geldim. Açıkçası çok da ilgimi çekti. Aslında bu konuyu yıllar önce yabancı bir blog sayfasında görmüş, okumuş ve arkasından da epey araştırmıştım. Ama yazının içinden çıkamayacağımı düşünerek vazgeçmiştim:) Madem bu ara gezi ve gezi yazıları yok, o zaman biraz güncel yaşam yazısı yazayım diyerek giriyorum içine. Umarım çıkabilirim:) 

Beşiktaş Stadının Kedisi

Öncelikli olarak konuya kedilerin tarihi geçmişinden girelim, çünkü şehrin bu şekilde anılması yakın zamana dayalı değil, çok eskilere dayanıyor gibi. Kedilerle ilgili yapılan her bilimsel çalışmanın sonunda hep şöyle ilginç bir şey var "kedilerin tarihi, yeni araştırmalarla her an değişebilir":)) Ancak yenisi buluna kadar en iyi sonuç şu kabul ediliyor; Milyonlarca yıllık tarihi geçmişi olan kedilerin, evcilleştirilmesi yaklaşık 10 bin yıl eskiye dayanıyor. Ve Roma ile Belçika'da yapılan bilimsel araştırmalarda 200'den fazla kedi DNA'sı inceleniyor. Bunun sonucunda da kedilerin ana vatanlarının Mezopotamya ve Mısır olduğu kabul ediliyor. Mezopotamya neyse de Mısırlılar işi biraz abartıp, kedileri tanrılaştırma seviyesine kadar gidiyorlar. Bu iki bölgeden de önce Asya'ya, daha sonra gemilerle Avrupa ve Amerika'ya gittiklerini yazan kaynak sayısı epey fazla.

Güneş Keyfi

Tabi kedigiller kelimesinden yola çıkılınca diğer diyarlarda da vardır, abartmayın diyesi geliyor insanın:) Ama gerçek olan şu ki, 2023 yılı verilerine göre dünya üzerinde 500 milyon kedi olduğu, bunların yaklaşık 5 milyonunun Türkiye'de, 200 bin civarı kedinin İstanbul'da olduğu kayıtlara geçmiş.

Peki nasıl evcilleştiler derseniz, tahmin edebileceğiniz gibi  fare vb. haşereleri yiyerek:) Malum o zaman modern şehirler, sanayi vs yok. Toplum kendini tarıma vermiş, fare vb. hayvanlar ciddi tehlike. Kediler için ise bulunmaz bir besin kaynağı. Bu şekilde o dönemlerde başlayan insan-kedi ilişkisi, kedilerin zaman içinde insanlara yakınlaşmasına, insanların kedilere sempati duymasına ve evcilleşmelerine, günümüzde ise şehirli fenomen kediler olmalarına kadar uzanıyor:) Günümüzde köylü kediler büyük ihtimalle aynı yöntemlerle beslenmeye, yaşamaya devam ediyordur ama şehirli kediler evcilleşme ötesinde farklı bir hayat yaşıyorlar.

Cingöz:)

Mezopotamya ve Mısır'da ortaya çıkan kediler, beslenme ve avlanma tarzlarından dolayı gemicilerinde sevdiği hayvanlar arasına girmişler. Aylarca, haftalarca, günlerce süren gemi yolculukları, taşınan malzemenin korunması vb. sebeplerle denizcilerde gemilerde kedi beslemeyi tercih etmişler. Gittikleri limanlarda firar eden kediler, oralara kök salıp ailelerini büyütmeye devam etmişler. İstanbul'da büyük bir ticaret merkezi ve önemli bir liman şehri olması nedeniyle bu anlattıklarımdan nasibini almış. Ve özellikle Osmanlı zamanında ciddi bir kedi nüfusu oluşmuş. 

Bunda başka etken sebepler de var tabi ki. Daha doğrusu İstanbul'da sağlıklı bir hayat yaşayabilmelerinin. Şehre gelen kedilere hürmet edilmesi, zarar verilmemesi, kedilerin bu şehri daha çok sevmesine sebep olmuş ve zamanla dünyada "kediler şehri" olarak anılmasına sebep olmuş. Bunların başında da dini inançlar geliyor. Peygamber Efendimizin bir kediye sahip olması, bundan dolayı padişahların konuya ehemmiyet vermesi ve halkın bu konuda duyarlı olmalarının katkısı çok fazla.

Tekir:)

Osmanlı zamanında yapılan uygulamalar bugün bile imrenilesi seviyede. Fatih Sultan Mehmet döneminde cami ve tekkelerde kedilerin bakılacağı alanlar yapılması, su kapları konulması ve beslenmesi hükme bağlanmış. Bunun için paralı adamlar bile görevlendirilmiş:) Mancacılık diye bir meslek varmış. Mancacılar kedi, köpek yemeği anlamına gelen mancayı kendi beslemek isteyenlere para karşılığı satar, isteyenler bu görevlilere parasını verir ve mancacılar düzenli olarak sokak hayvanlarını beslermiş. Aynı dönemlerde sokak hayvanları için kurulmuş vakıflar bile varmış. III. Murat döneminde de Evrensel Hayvan Hakları Bildirgesi yayınlanmış.

Kediler şanslıymış ama köpekler ne yazık ki onlar kadar şanslı olamamışlar. Aslında çok uzun bir süre onlarda rahat etmiş, saygı görmüş. Mesela Sultan II. Mahmut zamanında köpeklerden kaçarken yüksekten düşen bir yabancının ölümü üzerine köpeklere sürgün kararı çıkmış. Ama halk isyan edince karardan vazgeçilmiş. II. Abdülhamid zamanında ise İstanbul'da büyük bir kuduz salgını olmuş ama padişah köpeklere zarar vermek yerine dünyanın üçüncü kuduz enstitüsünü kurdurmuş. Gelin görün ki ittihat ve terakki döneminde ne yazık ki işler tersine dönmüş ve yaklaşık 80 bin sokak köpeği birkaç günde toplanarak, Hayırsız Ada'da ölüme terk edilmiş:(

Uykucu:)

Dediğim gibi kediler şanslıymış ve belki daha az zararlı görüldükleri yada fayda sağladıkları için barınmaya, sevgi görmeye devam etmişler. Özellikle Tarihi Yarımada ve Anadolu Yakasının kedileri diğer bölgelere göre daha meşhur:) Yanlış hatırlamıyorsam Aya Sofya'nın koruyucusu olarak kabul edilen ve çok popüler olan Gli isminde bir kedi vardı:) Sosyal medyada 180 bin takipçili bir kedi:) Ama ne yazık ki şu an hayatta değil. 

Kediler halen İstanbul'da sevgi gören, insanlar tarafından kabul görmüş, bu şehrin gerçek yerlileri, sakinleri olarak kabul edilen hayvanlar. Ve umarım böyle kalmaya da devam ederler. 

Son olarak minik bir bilgi ile bitirelim. Her yıl 17 Şubat tüm dünyada Dünya Kediler Günü olarak kutlanıyor:)


Yorum Gönder

30 Yorumlar

  1. Lakabı Manxcat / KuyruksuzKedi olan biri olarak yazınızı gülümseyerek okudum :) Gemilerde kedi beslediğini daha önce bir filmden öğrenmiştim ve farelerden kurtulmak için çok mantıklı bulmuştum. Aynı yöntemin İngiltere kraliyet sarayında da kullanıldığını duymuştum. Saray çok eski ve tarihi bir bina olduğu için yenileme yapılamıyor ve içinde fareler cirit atıyor. Bundan kurtulmak için de saray da çok sayıda kedi besleniyormuş. Doğruluğundan emin değilim ama 2019 yılında sarayda farealarmı verildiğine yönelik haberler çıkmıştı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yüzyılların değiştiremediği, birbirinden vazgeçiremediği ikili; kedi-fare:))

      Sil
  2. Demek bu hayvanların öldürülüp yok edildiği bir dönem de olmuş. Demek bu eylem bazı padişahların şanındanmış. O halde bu yüzyılda bu hayvanları korumayıp yok etmek isteyen modern çağ padişahına da kızmayalım mı şimdi:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her dönem oluyor böyle sanırım:) Ama sıkıntı nedense köpeklerle hep:(

      Sil
  3. son dönemde sokak hayvanlarına karşı ciddi kötülükler olsa da onları koruyup kollayan da epey bir insan var. İstanbul gezerken ben de epey kedi fotoğrafladım. Bir de Efes'in kedileri ünlüdür

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Efes'i bilmiyordum ama İstanbul kedileri epey şanslı:) Doğru yere dükkan açmışlar:)

      Sil
  4. Mısır kısmını biliyordum ama İstanbul'la ilgili bilgiler beni de şaşırttı. Dubai'de gördüğüm kediler (ki ilk kez son sefer gittiğimde gördüm) bir miktar değişikti, bizim kedilere pek benzemiyordu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yöresel farklılıklar var sanırım:) Bununla ilgili en çok büyük başlar arasında ki fark beni şaşırtıyor. Bizimkiler gariban gibi, adamların ki canavar:)

      Sil
  5. Ne güzel bilgiler derlemişsiniz. Gli'yi bilmiyordum. Kediler de kendi dönemlerini, kendi kaderlerini yaşıyor sanki. Pera kedilerine ve tüm kedilere selam olsun. Günleri kutlu olsun.😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende selam olsun:)) Teşekkür ederim, saygılar.

      Sil
  6. Bu videodan haberim yoktu, güzelmiş :) İçinde kedi geçen her şey güzeldir. Geçen yaz Amerikalı bir genç İstanbul'da bir parkta dinlenirken bir sürü kedi görüyor ve aşırı derecede şaşırıp heyecanlanıyordu :) Gördüklerini videoya kaydederken de ''Bu kent bir şeyleri doğru yapıyor'' minvalinde bir şeyler söyledi. Bence de öyle. 🤗
    Bir de yine İstanbul'da çekilen Ceyda Torun belgeseli vardı. Epeyce konuşulmuştu. Kedilerle insanların duygusal bağı hiç kopmamış. British Museum'da asırlar öncesinden kalma kedi mumyaları vardı sahi. Yazıdaki tarihi bilgilerden, kedilere sahip çıkan padişahlardan, vakıflardan haberim yoktu. Ellerinize sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Araştırma yaparken Ceyda Torun'un belgeselini bende gördüm ve inceledim:) Çok teşekkür ederim, saygılar.

      Sil
  7. Özledik abi :) vallahi özledik :)
    Kedileri çok severim bende de var birisi duman birisi de sütçü 🤣 sütçü diyorum çünkü süte çok düşkün.
    2 ayrı kaba süt ve su koyuyorum sütü içiyo su kalıyo sonra başka zaman mama ve süt koyuyorum yine gidip süt içiyo. Bende en son adını sütçü koydum 🤣

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sağol Sinancım:) Buralardaysan bir gün bende geleyim Sütçü'yü beslemeye:)

      Sil
    2. Oralardayım abi Mekan belli 41 :)

      Sil
  8. Kediler şimdilerde eve tıkılıp, oyuncak gibi kullanılır oldu. Orası ayrı mesele geçmişte verilen değer Osmanlı'dan sonra bozulmuş öyle ki. Osmanlı zamanında, kuşların ve pek çok canlının hayatlarının kolaylaşması için bir şeyler yapılmış. Sözde medeniyete geçilince canlılara da değer verilmez oldu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında yönetimlerle birlikte değişen bir insan kitlesi de var:) Padişah köpeklere sürgün emri vermiş, halk isyan ederek kararı geri aldırmış.. İnsanların medeni olması sanki daha önemli. Teşekkür ederim:)

      Sil
  9. Mancacılık şimdi olsa iş yapar mı ki hocam :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sistem güzel işlese yapar Hocam:) Ama ne bu işten rant elde eden sözde hayvan severler, ne de yönetimler bu işe girmez gibi:)

      Sil
  10. Yabancılar, kendi ülkelerinde hiç olmadığı kadar kedi ve köpeğin ülkemizde halkla iç içe yaşamasını çok garipsiyorlar. Biz ise alışık olduğumuz için normal geliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende aynı fikirdeyim. Onlarda sahiplenme işi sanırım daha fazla. O yüzden sokak hayvanları konusunda bizim gibi değiller:)

      Sil
  11. Gli'yi bilmiyordum...İstanbul gerçekten de kediler şehri. Her dükkanda iki üç kedi oluyor neredeyse. Ankara'da bu kadar yoklar...Kedileri her türlü seviyoruz:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım İstanbul bu konuda diğer şehirlerimizden biraz daha farklı. Ama her sokak hayvanı için olmasa da kedilerin popülaritesi her geçen gün artıyor gibi:)

      Sil
  12. Bizim sitede kedili site gibi:) Bahçemiz dolu , bazen bilenler de getirip yavruları bırakıyorlar. Ama artık farelerle işleri yok hatta yanından geçse bakmıyor gibiler. Mama verenleri bol çünkü, hantallaştılar fare kovalayacak halleri yok. Kedi günü varmış demek , bilmiyordum.
    Köpekler de ısırma huyu olmasa onlar da sevilecek de işte kediler kadar iyi huylu olamayabiliyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bi de kediler fiziksel olarak daha küçük oldukları için köpeklere göre belki daha sempatik geliyorlardır. Yoksa bana göre köpek kediden daha sadık ve iyi bir dost:) Malum kedilerin dünya umurunda değil ve çok nankörler:)

      Sil
  13. Hayırsız Ada'daki köpek katliamını biliyorum, bilmez olaydım demişimdir hep. Bostancı-Adalar vapuruyla giderken açık havalarda görünür ada. Asıl adı Sivriada'dır. Köpek katliamı olduktan sonra adına hayırsız demişler.
    İstanbul'da hakikatten de kediler çoktur. Hiç aklıma gelmedi kedilerin geçmişi. Doğada ne varsa, vardır bir sebebi. Kediler, candır. :)
    Sezgin Bey, fotoğraf karelerinden gözlerimi alamadım. Muazzam, tam tabloluk çekimler olmuş. Her biri birbirinden ayrı şahane...Beşinci karedeki tekirin asil duruşunu çok iyi yakalamışsınız. :)
    Bilgi ve paylaşım için size teşekkür ediyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fotoğrafları beğenmenize çok mutlu oldum ve güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim:) Hayırsız Ada'da ki katliam ile ilgili daha fazla şey yazıyordu ama içim kaldırmadı yazmayı:( Bir vaka, onlarca köpeğin katline sebep olmuş, yazık:(

      Sil
  14. ne tatlı bir yayın derlemişsiniz. karamsarlıktan geçen beni bile gülümsetti. teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  15. Kediler heryere çok yakışıyor 😀

    YanıtlaSil