Hayat40tansonra Hakkında

Hayat40tansonra

Nereden çıktı bu yazı dediğinizi duyar gibiyim:) 

Temmuz 2020 sonunda Konuk Yazarım Arzu'nun da yazı desteği ile yayın hayatına başladığımız Hayat40tansonra'nın vizyonu ile ilgili sizlerle birkaç duygu ve düşüncemi paylaşmak istedim.

2020 Temmuz Ayı sonunda ilk blog yazım olan "Sardala Koyu" konulu yazı, aslında nereye varacağımı, ne yapmak istediğimi, bu yolda neler yapmam gerektiğini bilmeden atıldığım, bir serüvenin başlangıcı oldu. 

Gezi Blogu yazmak kolay gibi görünse de inanın hiç öyle değil. Yazı yazma işi bu yolculuğun en kolay kısmı:-) Eğer benim gibi bu konuda amatör ve teknik bilgi sahibi değilseniz, havlu atmaya çok yaklaşacağınız anlar olacağını ve gerçekten çok bunalacağınızı aklınızda tutmanızda fayda var. 

Eğer blog açma ve yazma fikri olan arkadaşlarım varsa, bu konuda sahip olduğum bilgi ve deneyimleri ayrıca paylaşabilirim.

Ama bilmeniz gereken en önemli husus; bu işi tek başına yapmak niyetinde iseniz en az 5 kişilik (yazılım, tasarım, pazarlama, editör, yazar, sosyal medya vb.) çalışmak zorunda olduğunuz. Eğer normal bir mesleğiniz var ise blog yazmayı bu işin yanında yapmanız çok kolay değil...

Şu an ziyaret ettiğiniz blogun fikri temelleri aslında 2018 yılında atıldı. Ancak yeterli vakti bulamamam, başka meşgalelerim olması nedeni ile bu alanda var olma isteğimi harekete geçirmem 2020 yılını buldu. Geriye baktığım da Türkiye hariç 11 ülke ve 19 şehir, Türkiye'de ise Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ki şehirler hariç bir çok şehri gezdiğimi fark ettim. 

Bu rakamlar çok mu? Aslında değil, sizler de birçok şehri, beldeyi geziyorsunuz ama bu anlamda, yani gezi yazısı yazmak anlamında bakmadığınız için aslında ne kadar da çok yeri gördüğünüzü fark etmiyorsunuz. Bir liste yapsanız eminim siz de en az bu rakamlar kadar gezip, gördüğünüz yer olduğunu fark edeceksiniz.  Hatta çok daha fazlasını:-)

Bildiğiniz gibi bu mecra artık uçsuz bucaksız bir mecra. Onlarca blog sitesi, onlarca gezi, moda, spor sitesi artık her gün karşımıza çıkıyor. Kimileri saman alevi gibi yanıp sönüyor, kimileri direniyor, kimileri ise alıp başını üst seviyelere çıkıyor. Bu mecrayı da aslında bir nevi futbol ligleri gibi düşünebiliriz. Süper Lig oyuncuları hatta şampiyonlar ligi oyuncuları ve daha alt lig oyuncuları....

Peki ben bunun neresindeyim? Kısaca size bundan bahsetmek istiyorum. Zaten yazının asıl konusu bu:-) 

Ben blog sitemizi amatör ligde görüyorum. Peki neden? Çünkü gezilerimi tamamen amatörce planlayıp, yine aynı şekilde tamamen amatörce yazmaya çalışıyorum. Maddi olarak üst noktalarda dolaşmayıp, minimum masraf ile gezilerimi kendi bütçemden yapıyor ve sizlerle paylaşmaya gayret ediyorum. 

Normal insanların yaptığı gibi, bu ülkede yaşayan birçok orta direk diye tabir ettiğimiz insanlar gibi yaşayıp, gezip, tatil yapıp, herkes gibi bir yeme-içme kültürüne sahip olduğum için bu blog sitesini üst ligde görmüyorum. Ve böyle de devam ettirme arzusundayım. 

Yazarken en çok dikkat ettiğim hususun başında, okuyanlara yani sizlere fayda sunacak birer yazı olması geliyor. Eğer benden sonra, bu yazıları okuyup oralara gidecek birileri olursa onlar için gezilerini daha keyifli hale getirecek bir rehber olsun yada yazılardan önemli notları çıkarıp kendi gezileri için kullanabilsinler amacı güdüyorum.

Bu yüzden de eğer dikkat ettiyseniz yazılarımın neredeyse tamamı, yurt içi geziler:-) 11 Ülke ve 19 şehir.. Bunları yazamaz mıyım? Pek tabi ki yazarım. Ama tercih etmiyorum. Sebebine gelince...

Üst lig gezi sitelerine baktığınızda yada yazılarını okuduğunuzda ne düşünüyorsunuz yada ne görüyorsunuz bilmiyorum. Yazılanlara mı? Yoksa insanların büyük cesaret gösterip, işlerini güçlerini bırakıp bu yolda ki heyecanlı maceralarına mı? 

Açıkça söylemek gerekirse ben Yeni Zelanda da ki Glowworm mağaralarına giden bir gezginin orasını anlatmasından daha ziyade onun yaşadığı macerayı daha çok merak edip, yazı da bu konuda bir şeyler arıyorum. Çünkü bu gezi yazısı bende Yeni Zelanda'ya gitme ihtimalimden daha çok gezen kişinin, hepimizde var olan ama cesaret edipte ortaya çıkaramadığı macerasını, yaşantısını merak ettiriyor.

Birazda kendimden daha doğrusu bizim blog sitemizden bahsedeyim. 

Yazmaya karar verdiğim de nereleri yazmam gerektiği konusunda bir karara vardım. Yazılabilecek nereler var? Nereler insanların ilgisini çeker? Hangi konular daha çok bizden, bizim daha fazla hayatımızda? Arkadaşlar okuduklarında ne hissederler? gibi birçok parametreyi düşündüm. Uzak doğu ülkeleri, Amerika Kıtası ülkeleri Avrupa ülkeleri ve son olarak da kendi ülkemiz, Türkiye.

Peki hem normal şartlarda hem de pandemi şartlarında siz bunlardan hangilerini gezebilirsiniz? Sizin için zaman, günlük hayat akışı, çocuklar, okullar ve ekonomik durum göz önüne alındığında hangileri daha çok tercih sebebi olurdu? Hangileri hayal, hangileri gerçek?

Benim için ilk gerçek Türkiye:-) Sanırım hiç birimiz için hayal değil, çünkü zaten oturduğumuz şehirler, komşu şehirler, onların ilçeleri, belediyeleri bile başlı başına bir gezi noktası:-) Başlı başına keşfedilecek, tadı çıkartılacak yerler. 

Peki ben ne yapıyorum? Kendi ligimde, kendi ülkemde, herkesin bildiği, bazılarımızın henüz gitmediği ama gitme imkan ve olanağının olduğu, bazılarımızın gittiği ama fark edemediği güzellikleri yazarak buraları hayal etmekten çıkartıp, belki de sizi zihinsel olarak harekete geçiriyorum. 

Harekete geçtiğinizde ise size faydası olacak bilgileri bulabileceğiniz basit ve pratik rehberler, rotalar hazırlıyorum. Gittiğim yerlerde her kesime hitap eden Lezzet Duraklarını keşfetmeye çalışıyorum. Kendi maceralarımı değil, okuduktan sonra sizin maceranız olacak yerleri, okudukça kendinizden bir şeyler bulacağınız yerleri yazıyorum. 

Belki yazdığım her yeri gezdiniz ama okurken eminim "Aaa evet ya orası çok güzeldi, ne güzel anılarımız vardı, bak burayı yazmayı unutmuş", ya da "ben burayı nasıl gözden kaçırdım" dediğinize eminim. Ya da "İlk fırsatta buraya gideceğim, görmemiştim, fark etmemiştim" dediğinizi zaten biliyorum. 

İşte bu yüzden de bulunduğum ligden memnun ve mutlu bir şekilde yazmaya devam ediyorum. Az önce de yazdığım gibi bilmediğiniz yerleri, gitmek hayal dahi olsa okumaktan zevk alabilirsiniz. Ama benim için pek öyle değil. Önce yapabileceklerimi hayata geçirmek, sonra hayallere geçmek benim için daha öncelikli. 

Bu, benim Hayat40tansonra için hayal edip, hayata geçirdiğim ve sizlerle paylaştığım blog sitesi. Her geçen gün sayımız artıp daha fazla okuyucuya ulaştığımız bir mecra artık:-) Peki daha da büyüyecek miyiz? Evet daha da büyüyeceğiz ama amatör ruhumuzdan, samimi tavrımızdan ödün vermeden.

Bugüne kadar Konuk Yazarım Arzu ile yazmış olduğumuz yazılar artık arama motorlarında ciddi yerlere gelmeye başladı. Okunma sayıları artıkça doğal olarak arama motorlarında da üst sıralara çıkarak daha çok okuyucuya ulaşacağız. 

Vakit ayırıp okuduğunuz ve bugüne kadar vermiş olduğunuz destekler için teşekkür ederim, saygılarımla.

Hayat40tansonra...