Balon:) |
Kapadokya gezimizin ikinci bölümüne başlıyoruz:) İlk bölümde ki Genel Bilgiler ve Ulaşım ile ilgili detaylara buradan ulaşabilirsiniz. Yazı dizimizin en can alıcı ve en uzun bölümü burası, çayınızı, kahvenizi hazırlayın ve sonrasında buyurun başlayalım:)
Keşfet:
İlk bölümde yazdığım gibi bu kısmı bölge bölge anlatacağım. Öncelikle belirtmek istediğim husus Kapadokya 1985 yılından bu yana Dünya Kültür Mirasları Listesinde ve ayrıca "Dünya'nın Yeni 25 Harikası" listesinde 5inci sırasında:)
1. Göreme'de Gezilecek Yerler:
Göreme Ürgüp'e bağlı bir belde. Aslında ben burayı da Ürgüp ve Avanos gibi bir ilçe zannediyordum ama değilmiş:) Çünkü bir ilçe gibi büyük ve size o hissi veren bir yer. Aynı zamanda en özellikli tarihi eserlere ev sahipliği yapan belde diyebiliriz.
Adının tarihte ilk kez Korama olarak kullanıldığı tespit edilmiş. İlerleyen tarihlerde farklı isimlerle anılsa da şu an ilk adını andıran Göreme olarak kullanılıyor. Buranın en önemli özelliği ise Hristiyanlığın ilk yıllarında zulümden kaçan insanların sığınma merkezi olması ve ilerleyen zamanlarda önemli dini merkezlerin başında geliyor olması. Burası birçok kaynakta Göreme Tarihi Milli Parkı olarak da anlıyor. 1985 yılında Dünya Miras Listesi'ne dahil edilmesiyle birlikte Milli Park olarak ilan ediliyor. Bazı kaynaklar 2019 yılında bu statüden çıkarıldığını yazsa da gerçeği tam olarak tespit edemedim:)
Göreme Açık Hava Müzesi (Göreme Ören Yeri):
Buranın en önemli özelliği ile başlayalım; dünya üzerinde manastır eğitim sisteminin başladığı ilk yer olarak kabul ediliyor. Aynı zamanda daha önceden şehirlerden uzakta inşa edilen manastırların ilk defa burada şehir hayatına girdiği biliniyor.
Örenyerinde 1 manastır, 7 kilise, 4 şapel, 1 yemekhane ve mezarların yer aldığı 14 tane gezi noktası var. Hepsi iç içe ve en fazla 2 saatte rahatça gezebileceğiniz bir yer. Aslında 18 kilise ile 11 tane daha yemekhane var ama bunlar yıkılma tehlikesi nedeniyle ziyarete kapalı ve kapılarına kilit vurulmuş durumda.
Ziyarete açık alanlardan ise en dikkat çekenleri; Aziz Basil Şapeli, Elmalı Kilise, Aziz Barbara Şapeli, Yılanlı Kilise, Aziz Onuphrius Kilisesi, Pantokrator Kilisesi, Karanlık Kilise, Yemekhane, Azize Catherine Şapeli, Çarıklı Kilise ve Tokalı Kilise. Buraları uzun uzadıya anlatmaya gerek yok, gezdikçe keşfedeceğiniz ama aslında birbirinin kopyası sayılabilecek yerler:) Sadece bazılarında freskler bugüne kadar kısmen ulaşabilmiş. Burası örenyeri olması nedeniyle sınırları belli ve benim gezmekten keyif aldığım tarzda bir yer, bir nevi antik şehir gibi:) Ama yine de birçok kişide "hepsi aynı, kayalara oyulmuş yerler" hissi uyandırabilir:) Pek manzarası olmayan ama girilip, çıkılıp keşfedilecek bir alan.
Kışın 08.00-17.00, yazın ise 08.00-19.00 saatleri arasında ve haftanın her günü ziyarete açık. Müze kart geçerli. Müze kartınız yoksa giriş ücreti 100 TL. Önemli hususlardan birisi de müze kart:) Kapadokya'da ki hemen her yere girişte müze kart geçerli ve yoksa giriş ücretleri biraz yüksek.
Aşk Vadisi:
Baştan söyleyeyim burası benim gördüğüm bir yer değil ama Göreme'nin görülecek güzel alanlarından birisi olduğu tüm kaynaklarda yazıyor. Aslında burası balon uçuşları iptal edilmemiş olsaydı gideceğim, planlı yerlerden biriydi. Ancak meteorolojik şartlardan dolayı balon uçuşları iptal edilince bizim ziyarette iptal oldu:)
Özelliği ne derseniz, bölgenin en güzel panoramik manzaralarından birine sahip olması. Özellikle balon uçuşları ve gündoğumu izlenmesi için en ideal noktalardan biri olarak gösteriliyor. Bununla birlikte 2-2,5 saat süren doğa yürüyüşlerine de imkan veren bir yermiş. İsminin böyle anılmasının sebebi ise burada birçok evlilik teklifinin yapılması:) Sanırım sırf bu iş için bölgede organizasyon şirketleri mevcut.
2. Avanos'ta Gezilecek Yerler:
Geçmişi 5-6 hane ile başlayan Avanos, bugün Nevşehir'e bağlı ve nüfusu 14 bin olan bir ilçe konumunda. Kapadokya'nın önemli yerlerinden biri olan ilçe, tarihte farklı farklı isimlerle anılsa da şu an ki ismini Osmanlı Döneminde almış. İsminin kap, çanak, çömlek yapan kasaba anlamına geldiği de resmi kaynaklarda yazıyor.
Tarihi Taş Köprü ve Tahta (Sallanan) Köprü:
Aslına bakarsanız bölgede ki milyon yıllık oluşumlara bakınca buralar pek tarihi sayılmaz:) Benim şahsi fikrim çok fazla görsel değerlerinin de olmadığı yönünde ama tur güzergahında vardı ve gördük:) Taş Köprü, Sultan Abdülhamid döneminde sarayda görevli Avanoslu bir beyin katkılarıyla yapılıp, 1900 yılında hizmete açılıyor. Toplam 11 ayak üstüne kurulan köprü halen kullanılıyor.
Hemen karşısında bulunan tahta köprü ise 1973 yılında yapılıyor:) Türkiye'nin 2nci asma köprüsü olduğu iddia edilse de, bence en keyif veren özelliği üzerinde yürürken kendi kendine sallanıyor olması:) Giriş kısmında "üzerinde sallanmayın" yazılı tabela olsa da tahmin edebileceğiniz gibi hemen her turist tarafından yürürken özellikle sallanıyor:) Her iki köprüde Kızılırmak üzerinde kurulu.
Bu arada biz gitmedik ama 1202 yapım tarihli Alaaddin Cami de bölgenin en eski tarihi yapılarından. Vaktiniz varsa burayı da ziyaret edebilirsiniz.
Dervent Vadisi:
Kelime olarak, derin çukur, uçurum ve dar geçit anlamına geliyor. İngilizce de ise "meraklı":) Tabi bunun konuyla ilgisi yok ama aynı zamanda ingilizce karşılığı olan bir kelime olması ilgimi çekti:) Burası diğer vadilerden epey farklı ve en önemli farklılığı yaşam kurulmamış bir alan olması. Kayalara oyulan evler, kilseler falan burada yok. Herşey sizin hayal gücünüze kalmış:) Doğal oluşumları, herkes farklı bir obje yada hayvana benzetebiliyor. O yüzden de buranın bir diğer bilinen ismi Hayal Vadisi:) Sanki hepsi birer canlıymış da taşa dönüşmüş hissi veriyor. Aslında böyle bir efsanesi de var ama bence çok ilgi çekici değil:)
Burasının diğer vadilerden başka bir farkı da yürüyüş yolu vs. olmaması. Tali yoldan buraya geliyorsunuz ve istediğiniz yerde durup manzarayı izleyebiliyorsunuz. Turla katılanlar için ise en çok dikkat kayalıkların olduğu yere yapılmış tesiste mola veriyorsunuz. Ama dediğim gibi sadece izlemekle yetinilen bir yer. Ayrıca buraya toplu taşıma yok. Ya özel araç, ya da tur:)
Paşabağları ve Zelve Örenyeri:
Dervent Vadisinden bakılınca görülen ve Kapadokya Bölgesinde peri bacalarının en yoğun olduğu vadilerden biri. Paşabağları Örenyeri ile Zelve Açık Hava Müzesi arası araç ile sadece 3 dakika mesafe. Aynı biletle her ikisine de girmek mümkün. Müze kart geçerli.
Zelve Örenyeri'nin en büyük özelliği Kapadokya Bölgesinin hem en eski, hem de en uzun süre kullanılan yaşam yeri olması. Aynı zamanda Hristiyanlığın yayılmaya başladığı yer olduğu da söyleniyor. Papazlara ilk dini seminerlerin verilmeye başladığı önemli inanç merkezlerinden. Ayrıca 1952 yılına kadar da burada insanlar yaşamış. İçeride camiden, kiliseye kadar bir çok tarihi yapının var olduğu ilginç bir bölge:)
Eskiden Rahipler Vadisi olarak bilinen bir diğer örenyeri ise Paşabağları. Aslında tam olarak örenyeri değil. Çalışmalar devam ediyor. Ama burası da peri bacalarının en yoğun olduğu 3 yerden biri. Biz burada durmadık ama 2 kere önünden geçerek panoramik görmüş olduk:) Burada ki peri bacaları diğerlerinden biraz daha farklı. Çok gövdeli ve çok şapkalı olarak diğerlerinden ayrılan yapıları var. Rahipler vadisi denmesinin sebebi ise, zamanında rahiplerin burada inzivaya çekilmesiymiş.
Çavuşin:
Çavuşin'de Avanos'a bağlı köylerden biri ve yine Kapadokya'nın en eski yerleşim yerlerinden. Küçük ama şirin bir köy. Burada ki en önemli tarihi yerler ise Çavuşin Kilisesi ve Güllüdere Vadisi.
Çavuşin Kilisesi Doğu Roma İmparatorluğu döneminde, büyük bir kaya kütlesine iki katlı olarak inşa edilmiş. Ancak restorasyon nedeniyle 2018 yılından beri kapalı. Aslında burası tek parça halinde gördüğüm en büyük kiliselerden biriydi ama içine görmek kısmet olmadı:) Açıldığında müze kart ile giriş yapabileceğiniz yerlerden.
Buranın yanından devam ettiğinizde ise; bölgenin yine en güzel vadilerinden birisi olan Güllüdere Vadisine çıkıyorsunuz. Aslında burası sizlere 4 kilometrelik bir trekking parkuru imkanı veriyor ama karlı yollarda imkansız:) Baharda çok güzel olacağına eminim. Güllüdere Vadisi de içinde yaşam olan bir yermiş. İçeride ziyarete açık 5 tane kaya kilise var. Her ne kadar içine gidememiş olsamda uzaktan sunduğu manzara gerçekten çok etkileyiciydi.
Avanos sınırları içerisinde yer alıp benim gitmediğim ama sizlere tavsiye edeceğim, daha doğrusu görülmesi gereken yerler listelerinde yer alan birkaç yeri daha yazıp yeni yerimize geçiyorum.
Saç Müzesi; Chez Galip isimli çömlek dükkanının bir kısmı müze olarak ayrılmış. Ancak ilginç bir hikayesi var. Galip Bey'in vakti zamanında bir Fransız sevgilisi varmış ve kadın ülkesine dönerken saçından bir tutam kesip buraya bağlamış. Ondan sonra ziyarete gelen her kadın aynı şeyi yapmış ve şu an 16 bin civarında kadın saçından bit tutam olduğu söyleniyor. Bana çok iç açıcı gelmese de görülmesi gereken yerler listesine girmiş bir yer:)
Selçuklu Devleti'nin Anadolu'da ki son eseri olan Saruhan Kervansarayı da görülmesi gereken yerlerden. Şu an kültür ve sanat merkezi olarak kullanılıyor. Yapım tarihi 1249 yılı.
Dünyanın ilk ve tek yeraltı seramik müzesi olan Güray Müze'de Avanos'ta görülmesi gereken yerler içinde geçiyor.
3. Ürgüp'te Gezilecek Yerler:
Göreme ve Avanos gibi Ürgüp'te Kapadokya'nın en önemli merkezlerinden birisi. Tarihte adı farklı farklı anılan ilçe, Cumhuriyetin ilk yılları ile birlikte Ürgüp ismini alıyor.
Asmalı Konak:
200 yıllık bir Rum mimarisi örneği olan konak, bence çok özellikli değil:) Hatta iyi durumda bile değil ama malum dizi nedeniyle isim yapmış ve ciddi ziyaretçisi olan bir yer. Odaların büyük kısmı kapalı. Giriş için 10 TL. ödüyorsunuz. 2 tane avlusu var ve biri kafeterya olarak kullanılıyor. Oraya kadar gitmişken ziyaret edilebilir.
Temenni Tepesi:
Ürgüp'ün tam merkezinde ve yaklaşık 100 metre yüksekliği ile her yerden rahatça görülen bir yer. Temenni tepesi denmesinin sebebi ise insanların burada ki türbelere çaput bağlayıp, dilek dilemesi. Antik çağlardan bu yana kutsal olduğu bilinen tepenin en önemli özelliği mezarlıklarıymış. İnsanlar buraya gömülebilmek için birbiriyle yarışırlarmış. Tabi ölmeden önce:) İçeride 2 adet kümbet var. Moğol istilasında IV. Ruknettin Kılıçarslan ve sonradan III. Alaeddin Keykubat'ın saklanmak için gedikleri Ürgüp'te öldürüldükleri ve onlara saygı masadıyla buraya anıt mezar yaptırıldığı söyleniyor. Diğer kümbet ise Tahsinağa Halk Kütüphanesi olarak geçiyor.
Üç Güzeller:
Otobüsten inmediğimiz ama durup hikayesini dinlediğimiz güzel yerlerden. Kapadokya'nın simgesi haline gelmiş, sosyal medya ve Kapadokya tanıtımlarında en çok kullanılan peri bacalarından. Buranın da diğer tüm yerler gibi bir efsanesi var. Diğer yerleri yazmadım ama en azından bir efsane yazmış olayım:) Vakti zamanında kralın kızı bir çobana aşık oluyor ama tabi kral bu duruma karşı çıkıyor. Kralı dinlemeyen gençler evleniyor ve bir de çocuk sahibi oluyorlar. Ama kral buna rağmen yumuşamıyor ve gençleri öldürmesi için peşlerine asker takıyor. Gençleri bu bölgede sıkıştıran askerleri gören gençler, bu durumdan kurtulmak için Allah'a yalvarıyorlar. Ve oracıkta taşa dönüşüyorlar. Bence tur şirketlerinin durması gereken yerlerin başında geliyor. Ancak hepsi nedense burayı panoramik gezdiriyor:)
Bölgede görülmesi gereken diğer yerler ise; Ghomeda Vadisi, Ortahisar Kalesi, Ürgüp Müzesi, Mustafa Paşa Köyü (Sinasos)(Burası başlı başına gezilecek güzel bir köy), Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi ile Ortahisar Etnografya Müzesi.
4. Uçhisar'da Gezilecek Yerler:
Burası bende daha önce gezmeye doyamadığım Mardin'i andıran, görsel ziyafet veren bir bölge oldu.
Güvercinlik Vadisi:
Güvercinlik Vadisi |
Uçhisar'dan başlayıp Göreme'ye kadar devam eden toplam 4 kilometrelik bir alan ve adını kayalara oyulmuş güvercinliklerden alıyor. Biz kışın ortasında gittiğimiz için yürüme imkanımız olmadı ama inanılmaz güzel bir manzaradan hem vadiyi, hem de Uçhisar Kalesini doya doya izleme imkanı bulduk. Balon uçuşları olduğunda izlemek için en güzel noktalardan biri olarak gösteriliyor.
Burası bence fotoğrafçılar için en güzel noktaların başında geliyor. Vadiden çok karşıda ki Uçhisar Kalesi inanılmaz bir görüntü veriyor. Vadiye inmek serbest ve içeride yürüyüş, bisiklet parkurları var. Hatta kaybolmamanız için kırmızı işaretlerle yön belirleyicilerde konulmuş. Ancak bu mevsimde bırakın kırmızı tabelaları takip etmeyi, vadiye inmek bile mümkün değil.
Uçhisar Kalesi:
Kapadokya'nın en büyük ve en güzel peri bacası:) İyi havalarda Kapadokya'nın tüm güzelliklerinin kuşbakışı görülebileceği tek yer olma özelliğini taşıyor. Roma İmparatorluğu zamanında kayalara aklınıza gelebilecek her türlü yaşam yeri oyularak yapılmış ve daha çok Arap saldırılarına karşı kullanılan bir yer olmuş. Hem gözetleme, hem de savunma kalesi olarak kullanılan yer, daha sonra ki dönemlerde de önemini korumuş. En güzel de günbatımı izleniyormuş:)
Gelelim son iki gezi noktamıza:) Biri Yeraltı Şehirleri, diğeri ise Kapadokya Bölgesi içinde kalan Ihlara Vadisi.
5. Kapadokya Yeraltı Şehirleri:
Her ne kadar sadece 7 tanesi turizme kazandırılmış olsa da bölgede 200'e yakın yeraltı şehri olduğu söyleniyor. Biz bunlardan birini gezme imkanı bulduk. Yeraltı şehirlerinin geçmişi çok eskiye dayansa da turizme kazandırılma tarihi 1964. Yapılma maksatlarının bugün halen gizemini koruduğu söylense de ilk başlarda bölgeye gelen istilacıların saldırılarından halkı koruma ve kısa süreli barınma maksadıyla yapıldığı fikri hakim. Ancak ilerleyen dönemlerde saldırıların daha da artması ve uzun sürmesi nedeniyle içlerine kiliseden, manastıra, mahzenlerden, ahırlara kadar birçok şey yapılmış. Özellikle Hristiyanlığın ilk dönemlerinde zulümden kaçanların buralarda bildiğiniz şehir hayatı yaşadığı biliniyor.
Derinkuyu Yeraltı Şehri:
Örnekleri içinde en geniş, derin ve gelişmiş yeraltı şehri. Şu an güvenlik sebebiyle onda biri geziye açık. Sekiz katlı inşa edilen yeraltı şehrinde binlerce insanın barınabileceği sayıda yerleşim var. İlk giriş katında ki ahır dikkat çekici. Giriş katına yapılmasında ki sebep düşmanın burayı keşfedip ilk girdiğinde ahır ile karşılaşmasını sağlamak ve daha altlarda yaşam olmadığını düşünmelerine sebep olmakmış. Tabi birde hayvanları aşağı katlara indirmenin zorluğu:) Bazı alanlar cidden çok dar ve iki büklüm olup yürümeniz gerekiyor. Ve açıkçası herkese göre değil. Kısa sürede darlanma ve kötü hissetme ihtimalinizin olabileceği bir yer. O yüzden girip girmemeye iyi karar vermek lazım.
Buranın diğer yeraltı şehirlerinden başka bir farkı ise içeride bir Misyoner okulu olması. Ayrıca asansör boşluğu büyüklüğünde ki havalandırma bacaları da çok dikkat çekici. Giriş için müze kart geçerli. Müze kartınız yoksa 60 TL. ödemeniz gerekiyor. Haftanın her günü kışın 08.00-17.00, yazın 08.00-19.00 saatleri arasında ziyarete açık. Yeraltı şehri girişinde temel ihtiyaçlarınız için kolaylık tesisleri var.
Bu arada Derinkuyu denilen yerde ilgi çekici bir diğer yapı ise Üzümlü Kilisesi. Orjinal adı ise; Aziz Thedoros Kilisesi. 1856 yılında Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılıyor:) Daha önce bizim sultanlarımız tarafından yaptırılan bir kilise duymadığım için ilk başta kulağıma çok tuhaf gelmişti. Yapılma sebebi ise; Ayestefanos antlaşması gereği, savaş tazminatı karşılığı olarak Osmanlılar tarafından yaptırılmış. Şu an ziyarete kapalı.
Diğer ziyarete açık yeraltı şehirlerinin ismini yazıp Ihlara'ya doğru yol alalım.
Kaymaklı, Mazı, Özkonak, Tatlarin, Özlüce ve Sivasa Gökçetoprak Yeraltı Şehirleri. Vaktiniz ve zamanız olursa bunları da gezebilirsiniz.
6. Ihlara Vadisi:
Ihlara Vadisi
Ihlara Vadisi konum olarak yukarıda yazmış olduğum yerlere biraz uzak ama Kapadokya olarak tanımlanan bölge içerisinde. Aksaray İli, Güzelyurt ilçesine bağlı Ihlara Beldesinde bulunan vadi, başlı başına bir doğal güzellik ve hakkını vererek gezildiğinde tek başına yazı konusu olacak bir yer. Abartmıyorum, doğru mevsimde gelmeniz durumunda 1 tam gününüzü buraya ayırabilirsiniz. Ancak benim gibi karlar altında giderseniz görebileceğiniz alanlar çok kısıtlı:) O yüzden genel bilgiler ile kısıtlı alanda gördüklerimi yazacağım.
Öncelikle bilmeniz gereken vadiye iniş için 400'e yakın basamak inmeniz gerekiyor. İsterseniz aynı noktadan çıkış yapabilirsiniz. Yada yürüyüş yaparak bu kadar basamağı çıkmadan da vadiden çıkma imkanız var. Vadinin uzunluğu 18 kilometre:) Yaklaşık 150 metre yükseklik ile 200 metre genişliği var. Ortadan ise Melendiz Nehri geçiyor. Eminim bahada burada yürüyüş yapmak çok keyiflidir ama karlar altında ki manzarasını izlemek de ayrı bir keyif oldu.
Buranın en büyük özelliği ise içerisinde insan yaşamış dünyanın en büyük kanyonu olması. İçerisinde onlarca kilise, kayalara oyulmuş onlarca yaşam merkezi var. İçeride toplam 105 tane ibadethane olduğu biliniyor. Ancak bunlardan şu an 14 adedi ziyarete açık.
Vadi Ihlara Köyünde başlayıp, Selime isimli yerde bitiyor ancak arzu ederseniz Belisırma Köyünden çıkış yapabiliyorsunuz. Buraya kadar olan mesafe 6 km. Ancak ben gidip geri geleceğim derseniz 5 saate yakın bir yürüyüş yapmanız gerekiyormuş:)
Başta da yazdığım gibi kar nedeniyle sadece gişelerden aşağı inilen yeri ziyaret ettim. İnişte göreceğiniz ilk yer, bu bölgedeki ilk ve en önemli kiliselerden Ağaçaltı Kilisesi. Girişi eskiden belli olmadığı için çalılıklar arasından giriş yapılırmış ve bu yüzden de bu ismi almış:) Girişe en yakın kilise olması nedeniyle de en çok ziyaret edilen yer:) Sonrasında karşınıza Melendiz Nehri ve üzerine kurulmuş köprü çıkıyor. Bu alan aynı zamanda çok güzel fotoğraflar çekebileceğiniz bir alan. Burayı kısmetse baharda tekrar ziyaret edip tek başına yazacağım:)
Ihlara Vadisi için müze kart geçerli. Kartınız yoksa giriş ücreti 90 TL. Haftanın her günü ziyarete açık. Kışın 08.30-17.00 saatleri arasında, yazın ise 08.30-19.00 saatleri arasında giriş yapabilirsiniz. Unutmamanız gereken önemli hususlardan birisi Vadiye girmeden önce temel ihtiyaçlarınızı gidermeniz:) Çünkü o kadar merdiven indikten sonra en yakın lavabolar 2 km. mesafede:)
Kapadokya Bölgesinde benim anlatacağım yerler bunlar:) Umarım faydalı ve keyifle okuduğunuz bir yazı dizisi olmuştur. Bir sonraki bölümde "Tavsiyeler" ile Kapadokya Gezi Rehberini tamamlayacağız:)
Vakit ayırıp okuduğunuz için şimdiden teşekkür ederim:)
27 Yorumlar
Karlı bir gezi olmuş. :) Bazı yerleri görmüştüm ben de. Detaylı bilgiler vermişsiniz emeğinize sağlık. Balon turu çok pahalı malesef. :) Asmalı Konak' a gitmiştik, ben sevmiştim orayı. :)
YanıtlaSilHemde çok karlı:) Balon turları gerçekten pahalı, insanlara maliyeti nedir bilmiyorum ama fiyatlar herkese göre değil:( Asmalı Konak'ın avluları güzel ama karlı olunca pek birşey ifade etmedi.. Teşekkür ederim:)
SilGoing up in a balloon would be fun but it would have to be in the summer. Nice report and photos. Enjoy your day.
YanıtlaSilBalloons take 20 people and funny but dangerous in Corona days:) Tahank you Bill:)
SilBu ülkede okadar çok gezip görülecek yer varki.
YanıtlaSilBitecek gibi değil gezilecek yerler:)
SilKarlı havada ayrı bir güzelmiş oralar. Aslında farklı mevsimlerde gezebilsek keşke. Bu arada Ihlara Vadisi'ne inmiştik. Severiz o tarz oluşumları.
YanıtlaSilGenelde 4 mevsim tavsiyesi var her yerde ama ben bir daha kışın gitmem:)))
SilResmen kompakt bir gezi oldu benim için burda okuduğum ve gördüklerim. Ama rüya gibi bir yer olduğunu düşünüyorum. Yeraltı şehirleri çok ilgimi çekiyor ancak fenalık hisseder miyim diye düşünmeden geçemiyorum, artık oraya gidildiğinde karar verilir. :) Mutlaka bir turla gitmeli oraya. Kaldığınız oteller de iyiyse süper. :)
YanıtlaSilÖrneği az yerde olan, gerçekten rüya gibi bir bölge:) Yeraltı şehirlerine grup ile girince kalabalık ve darlık insanı sıkıyor ama yalnız girmek de biraz ürkütücü gibi:) Oteller iyi, temizlik ve hijyen açısından harika ama hizmet kalitesi ne yazık ki düşüktü..
SilKar olmayan,bahar havası estiği bir vakitte gitmiştim buraya. Kar varken daha bir güzelmiş. Gezerken bu kadar detaylı bilmiyordum neyin ne olduğunu 👏🏼 Gerçekten daha bir güzelmiş.. Aksaray’da 2 yıl yaşadım böylesi gezmedim.
YanıtlaSilKarlı manzaralar çok güzel ama çekilir gibi değildi soğuklar:) Siz zaten daha iyi bilirsiniz o bölgede yaşadığınız için.. Niyetim baharda tekrar ziyaret:)
SilBu bölüm için çok emek harcamışsınız ama değmiş. Çok şaşırdım. Ne kadar çok bilinmeyen varmış ki bölgeyle ilgili. Evlilik vadisi ve organizasyon işi de pes yani:) Ticari amaç hemen öne geçiyor ve büyü bozuluyor bence.
YanıtlaSilDerinkuyu'yu görünce ürperdim yalnız. Burada saklanarak yaşayan insanlar pek de uzun ömürlü olmamışlardır kanımca. Fotoğraflar çok güzel. Akşama önerinize uyup kahve eşliğinde yeniden okuyacağım yazıyı.
Emeklerinize ve tabii ki soğuğa olan direncinize sağlık:)
Ticaret olmazsa olmaz ama bazen gerçekten çok can sıkıcı.. İnsanlar para kazanıyor ama bir yerde durmaları, düşünmeleri de gerekiyor.. Bir kaynaktan, mağara ve benzeri yerde insanların en fazla 5 yıl yaşadığını okumuştum. Ne kadar doğru bilmiyorum tabi:) Çok teşekkür ederim, saygılarımla:)
Silyine harika fotoğraflar :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim:)
SilI have never seen the Goreme's houses carved into the rock formations covered with snow.
YanıtlaSilGreat post about a historical region of Turkey! I have heard of that marvelous in town in Cappadocia located among the rock formations.
That's a turkish tourist destination I would like to see. Thanks for sharing!
I hope one day, you come to visit Giorigo:) Thank you so much for your nice comment:)
SilFotoğraflar çok güzel, özellikle balon fotoğrafına bayıldımm:))) Kapadokya çok güzel, bence tekrar tekrar gezilecek yerlerden:)) Ihlara Vadisi ne kadar güzel, Asmalı Konak ayrı güzel:)) Detaylarıyla çok güzel bir yazı yazmışsınız, emeğinize sağlık:))
YanıtlaSilÇok teşekkürler:)
SilKöprüde sallanarak adrenalin peşindeler herhalde hocam :)
YanıtlaSilThe balloon photo is beautiful! And I saw the Turkish eye!
YanıtlaSilxoxo
marisasclosetblog.com
Thank you so much Marisa :) Turkish eye is really special :)))
SilBazı yerlerini gezmişim... fotoğraf ve anlatılarınızdan hatırlayabiliyorum, özellikle şapelleri turla gelen bir ekibe "kaynak" yaparak gezmiştim, rehberi de belki oğlumun yanımda oluşundan sesini çıkarmamıştı zaten ben de tek bir soru bile sormamıştım kendisine, zaten de İngilizce konuşuyordu :D Yalnız şu tadilattaki Çavuşin klisesi ile "ecdadımızın" yaptırdığı fakat kapalı olan ibadethaneyi çok fena merak ettim, buraya turla gitmek şart kesinlikle de, deeee, deeee...
YanıtlaSilDoğru turla eminim çok keyifli olacaktır :) Umarım bende Hatay da kaynak yapabileceğim bir tur bulabilirim :)))
SilMerhabalar.
YanıtlaSilKapadokya geziniz esnasında hiçbir yeri atlamadan hem de ziyadesiyle gezip incelemişsiniz. Siz gerçekten çok iyi bir seyyahsınız. Bizim yöremizde söylenen bir söz vardır. "Herkes sakız çiğner, Kürt kızı tadını çıkarır" Teşbihte hata olmaz, herkes seyahat eder, gezer, inceler, ancak sizin gezi paylaşımlarınız gerçekten bir başka. Diğer bir deyişle siz bu iş için biçilmiş kaftansınız. Bu arada emeğinize ve yüreğinize sağlıklar diler, bu güzel gezi paylaşımlarınız için teşekkür ederim.
Ben de birkaç kez bu yöreyi gezdim ama, benimki sizinkinin yanında devede kulak kalmış. Biz böyle bir güne sığacak ve çok önemli yerlerini ancak gezebilmiştik. Ama sizin bu paylaşımlarınıza göre, gerçekten atladığımız çok yer kalmış. İnşAllah bir daha ki sefere önce gezmediğimiz yerleri gezmeğe gayret ederiz.
Selam ve saygılarımla.
Merhaba Recep Bey,
SilYorumunuz beni çok mutlu etti, çok teşekkür ederim 🙏 ☺️ İnşallah imkanlar doğrultusunda tekrar gitme imanınız olur, saygılarımla.