Galata Kulesi Gezi Rehberi | Hayat40tansonra


Galata Kulesi

İstanbul gezilerimize müze ziyaretleri ile devam ediyoruz. Malum ana menüde İstanbul'un altına yeni bir Müzeler alt menüsü oluşturdum ve altını doldurmam lazım:) Ramazan öncesi yapacağım son bir kaç İstanbul ziyaretimde bu sefer Beyoğlu İlçe sınırlarındaydım. Daha önce buraları ziyaret etmiş ve kısa bir fotoğraf gezisi yapmıştım. 

Ancak o zaman, resmi tatilden kaynaklı aşırı kalabalık vardı ve Galata Kulesi'ne çıkma imkanım olmamıştı. Bu sefer hep dışarıdan izlediğim bu tarihi mekanın içini görme ve size en güzel panoramik manzaralar sunan seyir terasından İstanbul'u izleme fırsatı buldum.

Boğaz Manzarası

Burası kule olmasının yanı sıra Vakıflar Genel Müdürlüğüne bağlı bir müze. Giriş için müze kart geçerli. Eğer müze kartınız yoksa 100 TL. ödemek zorundasınız. Hadi 100 TL.yi vermeyi göze aldınız, bu sefer de uzun bilet kuyruğunda beklemek zorundasınız. Ziyaretçi yoğunluğu gerçekten yüksek ve yerli turistler hariç her milletten insanın akınına uğrayan tarihi bir yer. Müze her gün açık ve 08.00-23.59 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

Ulaşım ile ilgili yazılacak çok fazla bir şey yok. İstanbul'un merkezi sayılabilecek bir yer. Sadece benim gibi araba ile gittiyseniz tavsiyem; aracınızı Tepebaşı Katlı Otoparka bırakmanız. Google Maps konumuna buradan bakabilirsiniz. Otopark İSPARK'a ait ve fiyatı uygun. Büyük bir alanda olduğu için yer sıkıntısı yaşamaz ve aracınızı güvenle bırakabilirsiniz.

Galata Kulesi Sokak

Bir rivayete göre İstanbul'a gelen Cenevizliler, kutsal saydıkları ve Hz. İsa ile özdeşleştirdikleri beyaz bir martıyı, gece karanlığında yuvasına kadar takip eder ve oraya vardıklarında onu pişirip yerler:) Sonrasında da martı yuvasının olduğu yere beyaz martı için Galata Kulesini inşa ederler. Takip etmek, yol göstericiliğine inanmak güzel ama pişirip yeme kısmı biraz tuhaf olmuş:) Başka bir ilginç efsane ise; Galata Kulesine ilk kez birlikte çıkan bir çift mutlaka evlenirmiş. Ve eğer kaderlerinde evlilik yoksa bir şekilde önlerine engeller oluşur ve o kuleye birlikte çıkamazlarmış:) Bunlar tabi efsane, bir de tarihi gerçekler var:)

Bizans döneminde Galata dediğimiz bölge, Cenevizlilerin kolonisiymiş ve on dördüncü yüzyılın ortalarına doğru Galata surlarının bir parçası olarak bu kuleyi inşa edilmiş. Bu arada Cenevizlilerin kurduğu koloninin adı da Pera:) Özellikle Taksim'de birçok mekan için kullanılan Pera ismi bu bilgiden sonra daha anlamlı gelecektir diye düşünüyorum:) 

Pera Müzesi:) Bir sonraki yazı için spoiler:)

Yapıldığı dönemde en tepe noktasına yerleştirilen haç nedeniyle, Kutsal Haç Kulesi olarak anılıyormuş. Tabi bölge Osmanlı hakimiyetine girince haç kaldırılıp, yerine Osmanlı Bayrağı dikiliyor ve bölgenin ismi ile anılmaya başlıyor. Osmanlı hakimiyetinin hemen sonrasında, kulede sebebini anlamamış olsam da birtakım tahribatlar yapılmaya başlanıyor. Ancak Fatih Sultan Mehmed'in fermanı ile buna son verilip, tekrar tamir edilerek eski haline kavuşması sağlanıyor. Bir süre yapım amacına uygun gözetleme kulesi olarak kullanıldıktan sonra; esir tutma ve levazım ambarı, sonrasında ise yangın gözetleme kulesi olarak hizmet veriyor. On sekizinci yüzyıla gelindiğinde üst katları kıraathane olarak kullanılsa da, sonrasında yangınlarıyla meşhur İstanbul şehri için yine gözetleme ve haber verme kulesi olarak hizmet vermeye devam ediyor. Cumhuriyet dönemi ile ilgili çok bilgi yok ama sanırım bir süre de Deniz Kuvvetleri tarafından kullanılan bir yer olmuş.

Galata Kulesi

1960'lı yıllara gelindiğinde harabe haline gelen kuleye, İstanbul Belediyesi el atarak kapsamlı bir restorasyon yaptırıyor. Arkasından da ihale yöntemiyle özel şirketlere turistik kullanım maksatlı kiralamaya başlıyor. Bu dönemde hukuksal anlamda işler biraz sıkıntılı ama en son 2013'te Belediye tarafından kendisine bağlı Beltur'a devredilen kule, aynı yıl UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesine alınıyor. Bu arada Karadeniz ve Akdeniz'de de Geçici Miraslar listesinde yer alan Ceneviz Kaleleri var. Onlardan da kısaca yazı sonunda bahsedeceğim:) Bu sanırım Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın UNESCO'ya sunmak üzere hazırladığı başvuru dosyasında yer alan bir konu. Ceneviz Ticaret Yolu'nda Akdeniz'den Karadeniz'e Kadar Kale ve Surlu Yerleşimler.

2019 yılına geldiğimizde yine kısmen olaylı bir şekilde ve istek üzerine, kule Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne devrediliyor. 2020 yılında tamamlanan restorasyon ve düzenlemeler sonrasında ise; müze ve sergi alanı olarak hizmet vermeye başlıyor. Benim şahsi fikrim bu şekilde bir devir ve düzenleme halk açısından daha faydalı olmuş. Özel şirketlerin elinde olan bir yere, benim şahsi fikrimce maddiyattan dolayı herkes giremez ve anca dışarıdan bakınmakla yetinirdi. Şu an giriş ücreti 100 TL. olsa da, daha fazla Türk ziyaretçiyi ağırlama imkanı kazandırılmış gibi görünüyor.

İnerken kullanacağınız merdivenler

Bu kadar tarihi bilgi sonrası birazda içeriyi tanıyalım:) Biletler girişin aksi tarafında ki nostaljik tramvayda satılıyor. Müze kartınız varsa bilet almadan direk girişe gidiyorsunuz. Ayrıca kulenin hemen yan tarafında diğer lüks kafelere göre daha boş ve rahat bir çay bahçesi var. Buradan da soluklanmak adına faydalanabilirsiniz. Kule 11 katlı olsa da 8 katı ziyarete açık. Girişte mecburi asansöre biniyorsunuz ve 6ncı katta yine mecburi iniyorsunuz. Son iki katı ise yürüyerek çıkıyorsunuz. İnişte ise tam tersi asansör kullanılmıyor ve altıncı kattan geriye merdivenleri kullanılarak aşağı iniyorsunuz. Zaten böylelikle diğer katların sergi alanlarını da gezmiş oluyorsunuz. Kısacası sadece manzara izleyip gidemezsiniz diyorlar:)

Zemin kat bilet kontrolü ve asansöre binişi için kullanılıyor. Birinci katta müze mağazası, ikinci kat Hazerfan Çelebi'nin Galata Kulesi'nden süzülüşünü anlatan simülasyon alanı, üçüncü katta süreli sergi alanı, dördüncü katta Galata ve Surlarını anlatan alan, beşinci katta ise İstanbul ve Galata Kulesi tarihinin anlatıldığı sergi alanı bulunuyor. Altıncı kat geçiş alanı ve boş. Buradan sonra en keyifli iki kat var:) Yedinci kattan itibaren metal asma merdivenlerden çıkıyorsunuz. İnerken ise altıncı kattan aşağı orjinal ve dar taş merdivenleri kullanıyorsunuz.

Üçüncü Kat Süreli Sergi Alanı

Yedinci katta çok güzel bir İstanbul maketi var. Ayrıca güzel pencerelerden İstanbul manzaralarının tadını çıkartabiliyorsunuz. Bu arada diğer katlarda da farklı ebatlarda pencereler var ve eskiden bu pencerelerin bazılarında şehrin savunması için için toplar varmış.

Yedinci Kat İstanbul Maketi

Farklı katlarda ki pencereler

Sekizinci kat, seyir terası olarak kullanılıyor ve inanılmaz bir kalabalık oluyor. Biraz dar olduğu için ve insanlar sürekli fotoğraf çektiğinden etrafını turlamak yada durup manzara izlemek biraz sıkıntılı:) Özellikle de güney ve güneydoğuya bakan alanlar çok aşırı kalabalık. Bir sürü fenomen olma yolunda adım atmaya çalışan genç erkek ve kızlara rastlamanız mümkün:) Ama bu alan gerçekten de güzel kıyafetlerle güzel pozlar verilecek bir alan:) Oradan İstanbul'u izlemek, fotoğraf karesi yakalamak için tüm kalabalığa katlanılır. 

Kuleden Tarihi Yarımada

En nihayetinde İstanbul'un sembol simgelerinin başında gelen, tarihi bir yapı ve çevresinde inanılmaz bir turizm sektörü oluşturmuş. Özellikle de kafe/ restoran anlamında çok alternatifi olan bir yer.

Yazının başında Ceneviz Ticaret Yolunda, Akdeniz ve Karadeniz Kale ve Surlu Yerleşimlerinden bahsedeceğimi belirtmiştim. Cenevizliler bugünkü İtalya'nın Cenova bölgesinde kurulan denizci bir devlet ve cumhuriyet. Yaklaşık 800 sene de dünyanın birçok yerinde kurdukları koloniler ile adından söz ettirmişler. Tabi o dönemde bankacılık ve ticaret alanında gösterdikleri başarılar ile de modern kapitalizmin erken dönem temsilcilerinin başında gelen bir topluluk:) 

Anadolu, dünya ticaret yollarının önemli kesişim noktalarının başında gelen bir yer olduğu için Cenevizliler topraklarımıza kayıtsız kalamamış ve özellikle sahil şeritlerinde koloniler vasıtasıyla bir çok yerleşim ve kale kurmuşlar. Yada harap haldeki kaleleri onararak liman şehirlerine yerleşmişler. Ve buralarda uzun yıllar ticaret yaparak, zenginliklerine zenginlik katmışlar. 18nci yüzyıla geldiğimizde ise Napolyon tarafından zayıflatılarak, yavaş yavaş tarih sahnesinden silinmişler.

Kültür Bakanlığı yukarıda bahsettiğim proje kapsamında bir dosya hazırlayarak bu kale ve surları Geçici Miras Listemize eklemiş ve UNESCO'ya bildirimde bulunmuş

Peki bunlar hangileri? İlki ve en önemlilerinden birisi, kale yada sur yapısı artık kalmamış olsa da Galata Kulesi. Bir diğeri yine İstanbul'da ve Anadolu Kavağı sırtlarında ki Yoros Kalesi.

Yoros Kalesi

Karadeniz'e doğru çıktığımızda diğer geçici miras listesine alınan Ceneviz Kalesi Akçakoca'da. Burası artık sadece kalıntı halinde ama merak edenler yazısına buradan ulaşabilir.

Akçakoca Ceneviz Kalesi

Biraz daha doğuya ilerlediğimizde bu sefer Amasra'da ki Ceneviz Kalesini göreceğiz. Onunla ilgili yazıya da buradan ulaşabilirsiniz:)

Amasra Kale'nin olduğu alan

Karadeniz'de ki Ceneviz yapılarının yada dosyaya alınan yapıların sonuncusu ise Sinop Kalesi. Orayı henüz görmedim ama Kastamonu ile birlikte Sinop gezi planlarım arasında. Geçelim Akdeniz'e:) 

Kent savunması için önemli bir yere sahip Çeşme ve Foça Kaleleri benim gördüğüm, ziyaret ettiğim ama yazılarını yazmadığım yerlerden. Çandarlı Kalesi de adından çokça bahsedilen, sağlam ve görkemli Ceneviz Kalelerinden birisiymiş. Son iki yerimiz ise Kuşadası Şehir Surları ile Güvercinlik Kaleleri. Son iki yer 2020 yılı itibariyle listeye eklenmiş. Gördüğünüz gibi Cenevizliler vakti zamanında Ege ve Karadeniz'in en önemli şehirlerinde kendilerine sağlam yer tutmuşlar:)

Kısa tavsiyeler ile müze gezi yazımızı sonlandıralım. 

Galata ve civarında bir güne sığdıramayacağınız kadar çok tarihi yapı var. Bununla birlikte müzeler, pasajlar ve sokaklar başlı başına vakit geçirilecek yerler. Burası için ulaşımda sıkıntı yaşamadığınız sürece mevsim tavsiye yok. Her mevsim güzel:) Ve güzel bir planlama ile birçok yeri görme ve fotoğraflama imkanınız var.

Seyir Terasından Manzaralar

İç mekan çekimlerinden sokak çekimlerine, insan portelerinden manzara çekimlerine kadar yelpaze çok geniş:) Ama benim öncelikle tavsiyem en az 135 mm. bir lensin makinanızda takılı olsun. İç mekan çekimleri haricinde bütün işinizi görecektir:)

Müze kart bu bölgeye gelmek isteyenlerin olmazsa olmazı:) Her yer müze ve bir çoğunda geçerli. Yoksa inanın ciddi bir masraf sizi bekliyor.

Hem Galata Kulesi, hem de bölge çok ama çok kalabalık. Çok fazla yabancı ve yerli turist ağırlıyor. Bugüne kadar hiç hafta sonu gitmedim ama hafta içi bu kadar kalabalık olan bir bölgenin hafta sonunda ki halini hayal bile etmek istemiyorum:)

Galata Kulesi ve Müzesi ile ilgili benim anlatacaklarım bunlar:) Varsa unuttuğum ve ilave etmek istediğiniz konular, yorumlarda dinlemek isterim:)

Vakit ayırıp okuduğunuz için şimididen teşekkür ederim:) Diğer İstanbul Müzeleri yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.

Yorum Gönder

33 Yorumlar

  1. Yanıtlar
    1. Ücretsiz :) Senede bir kez 60 TL vererek çıkartılıyor ve sonrasında Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı tüm müzelere ücretsiz giriyorsunuz. Hatta bazı özel müzeler de, bu kartı olanlara indirim yapıyor.

      Sil
    2. En yakın zamanda almalıyım

      Sil
  2. Nice post and photos. Lots of good information you provide for your readers. Have a great day!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Thank you so much for your nice comment Bill:)

      Sil
  3. Çok teşekkür ederim:) Efsanesi bol, güzel bir yer:) Mutlu haftalar şimdiden:)

    YanıtlaSil
  4. Great post! You are a great city guide!
    Have a great week ahead!

    marisasclosetblog.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Thank you so much Marisa:) Happy new week for you too:)

      Sil
  5. Yanıtlar
    1. Hiç sorma Hocam:) Oralarda benim gibiler göze batıyor:)

      Sil
  6. Benim orayı ziyaretimden bu yana değişiklikler olmuş. İstanbul maketinin olması çok hoş. Sekizinci kat çok hoştu ama dediğiniz gibi dar. Ama kule ve civarı kesinlikle görmeye değer. Elinize sağlık bu güzel anlatım için. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2019 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü devralınca, içeride ne var, ne yok yıkmış ve sergi salonu haline getirmiş her yeri:) Bu tarihten önce gittiyseniz muhtemelen dediğiniz gibi bambaşka bir yerdir, bende o halini görmedim:) Çok teşekkür ederim:)

      Sil
  7. Ağustos 2021 de kuleye çıktık. Yazının anı yenilemesi oldu. Belki bir sonraki sefer güneş batımına denk getirmek gerekir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gün batımı konusunda haklısınız ve hiç aklıma gelmemişti:) Gerçi çok kalabalık oluyordur ama değecek bir güzellikte bir manzara olacağına eminim:) Teşekkür ederim.

      Sil
  8. Kuleyi hiç görme fırsatım olmadı, bilmediğim bilgileri biraz önce yazınızdan öğrenmiş oldum:))) İstanbul maketine bayıldım:))) Dediğiniz gibi hafta içi o kadar kalabalıksa hafta sonu hiç gidilmez:)))
    Ayrıca Pera müzesi yazısını merak ediyorum şimdiden:))) Çok güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İstanbul maketini yukarıdan izlemek ve fotoğraflamak gerçekten çok keyifliydi:) Çok güzel yapmışlar.. Çok teşekkür ederim:)

      Sil
  9. Galata Kulesi, İstanbul'a gittiğimde görmeyi en çok istediğim yerdir . Uzaklardan çok gördüm. Piyer Loti'den, Eminönü'nden, Boğaz turundayken. Hep aklımda kaldı hep, hiçbir zaman yakından göremedim. Sokaklardan geçerken ''Karşıma çıkıverse keşke,'' dediğim çok olmuştur. Ve ilk kez içini görüyorum sayenizde. Nasıl mutlu oldum anlatamam. O pencereler nasıl şahane, adeta birer tablo. Seyir terası ise ömre bedelmiş. Mutlaka gidilip görülmeli, ama mutlaka:) Pera Müzesi içinse ayrıca sevindim.
    Harika rehberliğiniz için çok çok teşekkürler. Keyifli haftalar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende de durum tam sizde olduğu gibiydi:) Yıllarca uzaktan uzaktan baktım. Arada dibine kadar geldim ama bu ziyaret ilk oldu:) Gerçekten imkan olursa girmek lazım. Motive olabilirsem Pera ve birkaç müzeyi daha yazacağım inşallah:) Teşekkür ederim, mutlu haftalar sizlere de:)

      Sil
  10. Yağmur altında epey bir sıra bekleyip girdik biz de Galata Kulesine. Deniz çok sevdi (bun yıllar önce çıkmıştım ama değişmiş) Paylaşmış mıydım fotoğrafları gidip bakayım bloğa. Unuttum bak. Çok güzel ve özel bir eser. Hem kendisi hem de çevresi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben takibe başladığımdan beri yok sizin yazılarda:) Olsa mutlaka görür, gidince de kompozisyon açısından kesin kopya çekerdim:)))

      Sil
  11. Manzaralar çok güzel ama giriş pahalıymış. Bir de kalabalık sanırım, biraz bunaltıcı gelir bana. Hikayeler de ilginç geldi bayağı. :) Paylaşım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Müze kart, İstanbul için şart:) Yoksa ciddi rakamlar istiyorlar giriş için.. Ve kalabalık dediğiniz gibi bunaltacak seviyede:) Ben teşekkür ederim:)

      Sil
  12. 2020 yılında müze haline getirilmiş ve bence böyle daha iyi olmuş. Özel şirketlerin elinde olduğu zaman ne yazık ki herkes giremiyor ..

    YanıtlaSil
  13. Giriş 100 lira ve kalabalık da olsa gitmeye değer :) İstanbul' a gittiğimde yeniden görmek istediğim özlediğim yerlerden biri...
    Sayenizde İstanbul'a olan özlemim bir nebze de olsa hafifliyor çok teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Müze kart yoksa, bir kere de olsa 100 TL. vermeye değer:) Çok teşekkür ederim:)

      Sil
  14. İstanbulun her köşesi bir başka güzel ,bir başka tarih.

    YanıtlaSil
  15. martıya yazık olmuş :)

    sinop kalesi, cezaevi hoşuma gitmişti benim şehrin ortasında ama yazın gitmeniz en iyisi oraya bence :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O tarafların epey soğuk ve serin olduğunu duymuştum :) Önce Ramazanı hayırlısıyla bitirelim, sonra planlar başlar yine ☺️🙏

      Sil
  16. Arya ile gittiğimiz Erzurum gezimizi biliyorsunuz. Orada en çok işime yarayan şey kendi öğretmen kimliğim ve babam dolayısıyla sahip olduğum emniyet mensubu kartım olmuştu. Uygun fiyata polis evinde kalıp tüm müze vb yerlere ücretsiz olarak girdik Arya ile. Eğer öğretmen olmasam kesinlikle dediğiniz gibi müze kart çıkarırdım gitmeden önce. Gezip görmeyi seven birinin olmazsa olmazı müze kart bence.

    Galata Kulesine gelince, çıkmayı çok istemiştim yıllar önce ama öğrenciydik ve kulaktan duyma ücreti bize pahalı gelmişti sanırım o zaman. Ama Galata kulesinin olduğu sokakta çok güzel bir restoran ve harika bir caz bar var. Restoranın adı Nola; caz barın adı ise Nardis. Öğrencilikten çok sonraları fırsat oldukça giderdik. Belki gidecek olanlara bir referans olur diyerek yazayım buraya :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlave bilgiler için teşekkürler:) Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne devredilmemiş olsa halen girilemeyen bir yer olabilirdi:) Müze kartınız yoksa da, dediğiniz gibi öğretmen, asker, sağlık çalışanlarına güzel indirim yada ücretsiz giriş imkanı oluyor. Ama bu meslek gruplarından birinde değilseniz müze kart şart:)

      Teşekkür ederim:)

      Sil
  17. BEn görmeyeli değişmiş, defalarca gittiğim halde o merdivenlerden bir kere inememiş olmak üzdü :) Sabah erken saatlerde gidilirse bu kalabalık olmuyor, bir de hafta içiyse kahvaltı için muhteşem ötesi diyebileceğim bir mekan tabii rezervasyonu çoook önce yapmak kaydıyla ama son 3-4 yılda popülasyonda ciddi bir değişim oldu şimdi nasıldır bilemiyorum. İstanbul'da en sevdiğim tarihi yapıdır Galata Kulesi, bir de Yere Batan Sarnıcı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiden burası belediye işletmesiyken, kahvaltı ve yemek hizmeti de varmış.. Ama el değiştirince sadece müze olarak kullanılmaya başlanmış. Sadece manzara izleme, fotoğraf çekme imkanı kalmış geriye :)

      Yere Batan Sarnıcına üni yıllarında girmiştim en son. Orası da listemde ama çok uzun zamandır kapalı.. Açılınca ilk işim orayı da ziyaret etmek olacak :) Mutlu pazarlar :)

      Sil