İstanbul Tarihi Hanlar-1 | Hayat40tansonra

İstanbul Hanları-1

Genel:

Saraylar, kasırlar, biraz müzeler derken şimdi sıra geldi İstanbul'un tarihi hanlarına :) Bu arada müzeler bitti sanmayın, onları fırsat buldukça gezmeye ve sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. 

Aralık 2021'de keyifle takip ettiğim, her fotoğrafını dakikalarca inceleyip, bir şeyler öğrenmeye çalıştığım Adadenizi'nin blog yazısında ilk defa farkına vardığım ve ilgimi çeken İstanbul'un tarihi hanlarını, bu vesileyle gezmeye ve sizlerle paylaşmaya karar verdim. Adadenizi'nin yazısını ve fotoğraflarını merak eden arkadaşlar buradan ulaşabilirler.

Her ne kadar amatör bir fotoğrafçı olsam da, bugüne kadar fotoğrafçılık anlamında en keyif aldığım gezilerimin başında bu tarihi yerler geldi. Üstelik çekimlerimin tamamını cep telefonu ile yapmama rağmen:) 

Hanları tek yazı dizisinde anlatmayacağım:) Çünkü hem çok uzun olacak, hem de çok sayıda ve güzel olduğuna inandığım fotoğraflar çektim. Bunları sınırsız paylaşabilmek ve sizleri de sıkmadan okumanız için iki yazı dizisi olarak paylaşacağım. Keyifli okumalar:)

Ulaşım:

İstanbul'un pek çok yerini ziyaret ettim ama inanın Eminönü, Fatih civarı denildiğinde mideme kramplar giriyor. Ama gelin görün ki İstanbul'un bence en özel yerlerinin başında geliyor, yani gitmeden de olmuyor:) Her gidişimde büyük sıkıntı çektiğim bölgede ne yaz, ne kış, ne bayram, ne seyran fark etmiyor... Hep kalabalık, trafik hep kabus:) Fatih ilçesine, İzmit'ten 1 saat 30 dk. gibi bir zamanda giderken, bölgede trafik ve otopark bulmak için abartısız 1 saat civarında vakit kaybediyorum. İmkanınız varsa araba ile gitmeyin. Tramvayla, vapurla gidin ve acı çekmeyin:)

Bu bölgede fazlası ile otopark mevcut. Ancak İSPARK'larda yer bulmak çok ama çok zor. Yol üstü İSPARK otoparkları ise sadece kısa süreli kabul ediyor. Diğer otoparklarda ise fiyatlar ne yazık ki bölgenin çok işlek olması, araya dereye araba bırakma şansınız olmadığı için yüksek. 2 saati geçen parklarda rakamlar 50 TL'nin üzerine çıkıyor.

Aşağıya han ve çarşılar yazısının ilk bölümü için bir gezi güzergahı bırakıp, keşfetmeye başlıyoruz. Unutmadan Fatih Belediyesinin resmi internet sitesinde bölgede 200'e yakın han ismi veriliyor:) Tabi bunların büyük çoğunluğu tarihi değil ve iş merkezi tadında yerler. O yüzden bu yazıda hem tarihi değeri olup, hem de koruma altına alınan tescilli han ve çarşıları yazacağım. Ayrıca bu bölgede her köşe başında bir han var ve benim yazdıklarımdan daha fazlasını göreceğiniz de aklınızda olsun. Sadece bazıları biraz ürkütücü ve girip girmemeye, gidince siz karar veririsiniz:)

Tarihi Hanlar Bölüm-1 Gezi Rotası

Son olarak bilmeniz gereken, ilk bölümde ki gezi noktalarının sadece önünden bile geçseniz, yürüyerek 6 dakika da hepsini görmüş olacaksınız. Zaten tamamı da 30 dakika:) Bu yüzden hanlar ve çarşıların yanına mutlaka başka yer planlaması da yapın. Bölgenin tamamı tarihi ve görülecek çok yer var:)

Keşfet:

Keşfetmeye başlamadan önce hanlar hakkında kısa bir bilgilendirme yapmak istiyorum. Han kelime olarak iki anlama geliyor. İlki; genellikle uzun yollarda, yol üzerinde, kentlerde, kasabalarda, yolcuların hayvanlarıyla birlikte konaklamalarına yarayan yapı. İkincisi ise; İş Hanı, merkezi. İstanbul'da ki hanlar her iki anlamda da kullanılan yerlermiş. Yolcular için otel, hayvanları için ise garaj olarak kullanılan, aynı zamanda ticaret yapılan mekanlar. Şu an konaklama yok ama birçoğunun odaları depo, avluları ise otopark olarak hizmet vermeye devam ediyor. 

Otopark olarak kullanılan bir han avlusu

Bizans döneminde ve özellikle İstanbul fethedildikten sonra bölge gerek doğu, gerekse batıdan gelen her türlü malzemenin gemilerden indirildiği, önemli bir ticaret merkezi oluyor. Böyle olunca da çevrede han kültürü gelişmeye başlıyor. Yukarıda da yazdığım gibi, hem depo olarak, hem de yolcuların konaklaması maksadıyla otel anlamında hanlara ihtiyaç duyuluyor. Tabi İstanbul'un meşhur yangınlarından dolayı sürekli yok olan hanların yerine yenileri sürekli, yoğun ihtiyaçtan dolayı inşa ediliyor. Ne yazık ki günümüze az sayıda tarihi han ulaşabiliyor. Onların durumu da pek iç acıcı sayılmaz.. Hazırsanız bunları keşfetmeye başlıyoruz:)

Büyük Çukur Han:

Büyük Çukur Han
 
Geziye, girişin yasak olduğu bir han ile başlamak istemezdim:) Ama başlangıç için en ideal bölge burası. Giriş anladığım kadarıyla güvenlik sebebiyle yasak. Kapıda ki abiyi zorladım ama içerinin kameralar ile izlendiğini ve izin veremeyeceğini söyleyince vazgeçtim:)

Kitabesi olmadığı için ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmiyor. Mimarisinden dolayı 18 yy. yapıldığı tahmin ediliyor.

Kızıl Han (Papaz Hanı):

Eminönü'ne, meydana gelip te bu yapıyı görmeyen sanırım yoktur. Ama arka tarafında, iç tarafında ki dünyayı bilen sanırım çok azdır:) Ne yazık ki buranın da kitabesi yok. Ancak mimari özelliklerden dolayı 17 yy. da yapıldığı tahmin ediliyor.

Dıştan olmasa da iç yapı olarak günümüze değişerek gelmiş ve iç açıcı bir görüntüsü yok. İçerisi daha çok toptancıların deposu olarak kullanılıyor ve sanırım ambalaj ağırlıklı. Ortaya kocaman bir çadır kurdukları için, avluyu ve içe bakan cephelerin tarihi dokusunu anlamak biraz zor. Hazır gelmişken bir girip çıkarsanız:)

Kızıl Han

Yukarıda Büyük Çukur Han ile Kızıl Han arasında kalan camii ise; Kanuni Sultan Süleyman'ın sadrazamlarından ve damatlarından birisi olan Rüstem Paşa tarafından, kendi adına yaptırdığı ibadethane. Mimar Sinan tarafından yapılan eserlerden.

Mısır Çarşısı:

Burayı daha önce Tarihi Yarımada Gezimde kısaca anlatmıştım. İğne atsanız yere düşmeyecek bu çarşının yapım tarihi 1664. Çarşı ağırlıklı kurutulmuş meyve, gıda ve esanslar satışları üzerine kurulu. Ama daha çok turistlere hizmet eden, bölge insanın yüzüne bakılmayan bir yer haline gelmiş.

Mısır Çarşısı

Burasının ilk ortaya çıkışı, son yıllarda restorasyon ve tadilat işlemleri bir türlü bitmeyen Eminönü Yeni Cami'nin yapım tarihine kadar dayanıyor. Ve zaten Caminin arastası olarak inşa ediliyor. Başlangıçta aktarlara, pamukçulara ve yorgancılara tahsis edilen çarşının içeriği zamanla değişmiş. İsmi ise daha çok Mısır'dan gelen mal ve baharatların ağırlıklı olmasıymış:) Toplam 6 tane giriş kapısı var ve ne kadar büyük olduğunu siz düşünün. Ayrıca üst katları uzun süre Ticaret Mahkemeleri olarak kullanılmış. Önceki gezimde detaylı gezmiş olsamda, bu sefer sinirlerimi bozmamak için içeri girmedim. Sadece bir kaç giriş kapısının fotoğrafını çekmekle yetindim.

Balkapanı Han:

Balkapanı Han

En eski ve özellikli yapı diyebiliriz. Daha doğrusu eskiden, bir zamanlar öyleymiş. Tam yapım tarihi bilinmese de 1500 yıllık bir yapı olduğu tahmin ediliyor. Ve mimari itibariyle Bizans dönemine ait olabileceği yazıyor. O zamanlar ticaret maksadıyla değil, Venedik Elçilerinin makamı olarak kullanılıyormuş. 

Özellikle Osmanlı döneminde şehre gelen mallar, kapan adı verilen hanlarda toplanıyormuş. Dönemin en önemli üç hanı ise; Galata'da bulunan Yağkapanı, Unkapanı'nda bulunan Unkapı ve Tahtakale'de bulunan Balkapanı Hanlarıymış. Diğer ikisi han ne yazık ki günümüze kadar ulaşamamış. 

İstanbul'un fethinden sonra ise önemli bir ticaret merkezi haline geliyor. Mimarisinde de değişlikler yapılarak bizim kültürümüzü andıran bir hale getiriliyor. Tabi zamanında deprem ve yangınlardan dolayı onarım görüyor ama bir şekilde günümüze kadar ulaşıyor. Bir şekilde diyorum ama eski halinden pek eser kalmamış. 1800'lü yılların ikinci yarısına kadar çok faal kullanılmış. Ancak bu tarihten sonra ilgisiz ve bakımsız kalmış. Özellikle 1950'li yıllardan sonra da etrafına tarihi dokuya aykırı yapılar yapılmış. Ve şu an karman çorman bir hal almış:)

Balkapanı halen ticaretin devam ettiği, iki katlı ve kubbeleri olan 80 odadan oluşan bir ticarethane olmaya devam ediyor. Avlusunda da ilginç mimari de bir Mescit var. 1986 veya 1989'da esnaf burada kendi aralarında bir araya gelerek restorasyon yapmak istiyorlar ve eskiden burada bir mescit olduğunu söyleyerek, yaptırıyorlar. Bence acınacak halde ve el atılması gereken bir yer. Tabi orada şu an iş yapan esnafı çıkarmak eminim çok zordur. Tabi etrafına yapılan yapıları da kaldırmak ve restorasyon çok kolay değildir. Muhtemelen kaderine terk edilecek ve zamanla yok olacak..

Beta Yeni Han:

Beta Yeni Han

Burası haritada yer vermediğim ama bir sonraki durağımıza giderken gözünüze çarpacak hanlardan birisi. Aslında tarihi çok eski ve Hasırcılar yada Tahmis Han olarak biliniyormuş. Ancak ağır hasar aldıktan sonra uzun yıllar boş ve bakımsız kalmış. Sonrasında Beta Gıda isimli şirket tarafından alınarak, aslına ve ruhuna uygun restore edilerek yeniden aramıza dönmesi sağlanmış. 

İçerisinde çok güzel mağaza ve oturma yerleri var. Keşke diğer hanlara da birileri el atıp bu hale getirseler. Kahve severlerin kaçırmaması gereken bir yer:)

Kuru Kahveci Han:

İlk bölümün son ziyaret noktasına geçelim. Buraya kadar olan hanlar 2-3 dakika ara ile dizilmişler. Tabi buraya gelene kadar onlarca han var ama dediğim gibi bunlar daha çok iş hanı/ merkezi tadında.

Gezdiğim hanlar içinde ki en yeni ve en modern, halen sapasağlam ayakta olan tek han:)

Kuru Kahveci Han

Yapım tarihi 1912 ve İhsan Kurukahveci tarafından yaptırılıyor. Zaten yan tarafında da halefleri tabelalı bir dükkan var:) 1993 yılında korunması gereken tarihi eser olarak tescillenmiş hanlardan biri. Binanın dışarıdan en dikkat çeken özelliği o tarihlerde yapılmış büyük camları. Şimdiki modern denilen yapılar gibi. Böyle yapılmasının sebebi, daha eski hanlardan ayrılması maksadıylaymış. Toplam 5 katlı ve 1 avluya sahip. Şu an zemin ve birinci kat harici diğer kat ve odalar depo olarak kullanılıyor.

Birinci bölüm için 6 tane han/ çarşının anlatımını burada bitiriyoruz:)

Tavsiyeler:

Benim gibi erken giderseniz, Tarihi Eminönü Börekçi'sine uğrayıp kahvaltınızı çok masraf yapmadan geçiştirebilirsiniz. Lezzetleri çok abartı değil ama bina tarihi ve görülmeye değer:)

Tarihi Eminönü Börekçisi

Bu bölümde yazdığım hanlarda girişin serbest olduklarına rahatça girip çıkabilirsiniz. Sizi rahatsız eden bakışlar olmayacağı gibi tedirginlik duyacağınız bir durumda yok. Buralar her ne kadar tarihi yada koruma altına alınmış olsa da işlem görmüş, müze haline getirilmiş yerler değil. Haliyle bölge esnafının sürekli girip çıktığı ticaretin olduğu yerler. O yüzden gönül rahatlığı ile girebilirsiniz.

Tabi tüm hanlarda ticaret çok yoğun değil. Bazıları biraz fazla ıssız ve yapı anlamında fiziki güvenliği sıkıntılı. O yüzden bastığınız yere dikkat etmekte, aralık kapılara çok kafa sokmamakta fayda var:) Zaten buralar tarihi yapı özelliğini kaybetti kaybedecek kıvamda. O yüzden daha önce yazdığım gibi, eğer giderseniz müze tadında yerler bulamayacaksınız:) Buralara tarihi dokulara özel ilgisi olanlar ve fotoğraf konusunda, özellikle insanlı kompozisyonlar yakalamak isteyenler için ideal.

Fotoğrafçılık anlamında bu bölümde çok özel bir yer yok. Ama çalışan insanlardan izin almanız durumunda çok güzel kompozisyonlar yakalayabilirsiniz. Geniş açı lensler burası için ideal. Sadece bazı yerlerde ışık problemi var.

Pandemi her ne kadar normalleştirilmeye çalışılsa da hayatımızın halen önemli bir gerçeği. Bu bölgede pandemi çoktan bitmiş gibi davranılıyor ve maske takmayan insan sayısı çok fazla. İlave olarak inanılmaz bir kalabalık söz konusu. Ve ziyaretçilerin %80'i yabancı. Kendi insanına değer vermeyen esnaflardan hoşlanmadığım için bir şey almadım. Tahtakale de alış-veriş yapabileceğiniz ucuz yerler var ama Mısır Çarşısı, Kapalı Çarşı gibi yerler tamamen turistlere yönelik.

Birinci Bölümü burada bitiriyoruz. Bir sonraki bölümde bir bu kadar daha yer ziyaret edip, yazı dizimizi sonlandıracağım:) Vakit ayırıp okuduğunuz için şimdiden teşekkür ederim.

Yorum Gönder

30 Yorumlar

  1. Great review and nice photos. Have a fantastic day!

    YanıtlaSil
  2. Balkapanı Hanı ilk defa duydum, hiç farketmemişim ben bu yapıyı. Keyifli olacak bu yazı dizisi :)) Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnanın her yer han:) Kafanızı ne tarafa çevirseniz mutlaka yeni veya eski bir han var:) İkinci bölüm sanki biraz daha güzel gibi:))) Teşekkür ederim, saygılar.

      Sil
  3. Beta Yeni Ham güzel görünüyor, diğerleri gerçekten terk edilmiş gibi. Mısır Çarşısı'na hiç gitmedim qma yüzümüze bakmayacaklarsa gitmeye de gerek yok. Her yer paragöz olmuş. Eskiden müşteriye değer verilirdi bari.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beta Yeni Han'ı bende beğendim, en azından özel bile olsa restore edilmiş.. Pandemi azaldı, tursitler gelmeye başladı ve biz yine kısa sürede unutulduk:)

      Sil
  4. kuru kahveci han yapı olarak çok güzelmiş gerçekten, çukur hana neden girişe izin vermiyorlar merak ettim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kapıdaki abi yasak dedi, biraz zorladım, kameralar var geliyorlar hemen deyince vazgeçtim:)

      Sil
  5. Beta Yeni Han'ı çok merak ettim, oldukça farklı geldi bana:))) Fotoğraf çekmek konusunda düşünceli davranışınız da takdir edilmeli bence, ne kadar güzel düşünmüşsünüz, kimseyi rahatsız etmemek için, tebrik ederim:)))) Yazının 2. bölümünü de merakla bekliyorum:)))) Emeğinize sağlık:))))

    YanıtlaSil
  6. Ulaşım çok mu karmaşık? O kadar trafik varmış gibi görünmüyordu.
    Güzel fotoğraflar! Tabii ki İstanbul çok fotojenik ve güzel bir yer değil mi? Ben onu seviyorum!
    İspanya'dan büyük kucaklama

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lamentablemente, el mayor problema de Estambul es el tráfico. Gracias, amigo:)

      Sil
  7. Ne çok han varmış öyle. Mısır Çarşısı hariç hiçbirini görmedim, bilmiyordum. Güzel bir dizi başlamış. Harika fotoğraflarla. Tescilli olanlarını yazmanız isabet olmuş. Emeklerinize sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben araştırma yapıp gittim ama oraya vardığımda bu kadar çok han göreceğimi düşünmemiştim:) Çok teşekkür ederim, sağ olun:)

      Sil
  8. Hanların çoğunu hiç duymamış, görmemiştim, ne kadar güzeller.. Şehrin yaşayan tarihi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdilik.. Ama çok uzun süre ayakta kalabilecekler gibi durmuyor. Belki de yıkılmasını bekliyorlardır yeniden restore etmek için:)

      Sil
  9. İstanbul tarih kokuyor gezmekten en büyük keyif aldığım yer gez gez bitiremezsin.

    YanıtlaSil
  10. Some nice places to enjoy life!
    Have a nice weekend!

    marisasclosetblog.com

    YanıtlaSil
  11. Efendim pek güzel yazılarınız sayesinde, İstanbul da nereye giderim diye düşünmeyeceğim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim:) İstanbul'u bitirmeyi kafaya koydum:) Ama önce havaların düzelmesi lazım...

      Sil
  12. Marvelous report of the town! My two favourite pictures show the local market.
    Have a nice Sunday!

    YanıtlaSil
  13. İnstagramdaki paylaşımlarınızdan da zevkle takip etmiştim bu seriyi :)
    Bildiklerim var bilmediklerim var...Ne iyi yapmışsınız böyle bir Hanlar serisi oluşturmakla :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, merak ettiğim yerlerdi:) En azından yıkılmadan görmüş oldum:)

      Sil
  14. Hanları mümkünse yanında biriyle, tripotla gezmeli. Dediğin gibi ışık sorunlu. Net kareler için bazen tripot şart. Issız koridorlar var. Kimine girerken yasak deniyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim giremediğim sadece Büyük Çukur Han oldu, diğerlerinde tuhaf bakışlar oldu ama pek sıkıntı yaşamadım. Tripod dediğiniz gibi şart ama onu da kur, çek, topla:)))

      Sil