Anadolu Kavağı Gezi Rehberi

Anadolu Kavağı

Genel:

Bu aralar ister istemez gezi yazılarımın sıklığı biraz azaldı:( Herkesin bildiği, yakinen hissettiği ve bir çoğumuzun sıkıntı yaşadığı ekonomik şartlar ne yazık ki benim gezilerimi de etkilemeye başladı. Çok basit bir hesap ile sizi baş başa bırakıyorum:) 1 Ocak 2022'de motorin litre fiyatı; 11 lira 50 kuruş yani sadece 6 ay öncesi, daha öncesine hiç gitmiyorum:) Ve 100 kilometre ötede ki İstanbul'a otoyol ücretlerini hesaba katmadan gidiş-geliş maliyeti 140 TL. (Yoğun trafiğe rağmen 100 kilometrede 6 litre yakıt harcadığımı farz ediyorum ki mümkün değil). 18 Haziran 2022'de ise motorin litre fiyatı; 30 lira:) Aynı hesapla gidiş-geliş ücreti 360 TL. Sanırım daha fazla anlatmaya ve açıklama yapmaya gerek yok:)  

Hafta içi fırsat bulup günübirlik İstanbul ziyareti yaptım ve daha önce iş sebebiyle 2 seneye yakın yaşadığım ve bundan dolayı iyi bildiğimi söyleyebileceğim Anadolu Kavağını sizin için kaleme aldım. 

Nasıl ki Rumeli Feneri'nin hemen karşısında Anadolu Feneri, Rumeli Hisarı'nın karşısında Anadolu Hisarı varsa Rumeli Kavağı'nın karşısında da Anadolu Kavağı var:) 

Osmanlı Türkçesinde "Kavak" Gümrük anlamına geliyormuş ve Rumeli Kavağı geçmişte boğaza giriş çıkış yapan gemilerin gümrük kontrollerinin yapıldığı karakol olarak kullanılırmış. Bundan hareketle Anadolu Kavağı isminin de buradan geldiği tahmin ediliyor. Bazı kaynaklar semt isminin girişte ki sağlı, sollu devasa kavak ağaçlarından geldiğini yazsa da, kabul edilen gümrük kontrol noktası olması. 

Anadolu Kavağı

Semtin geçmişi epey eskilere dayanıyor ve kaynaklar Bizans döneminde kurulduğu, Hieron ismiyle anıldığını yazıyor. Hieron; tapınak ve kutsal alanların olduğu yer anlamına geliyormuş. Buraların kutsal sayılmasının sebebine gelirsek; Karadeniz'e çıkacak gemiciler şimdilerde olduğu gibi Karadeniz'in hırçınlığından korkarlarmış ve deniz durumunu kollarken, deniz sakin olsun diye Tanrılarına adak niyetine kurban keserlermiş. İlerleyen zamanlarda sunaklarda kurban kesme işini buraya yapılan tapınaklar izlemiş. Hieron isminin kaynağı genel olarak bu husus kabul ediliyor:) 

Bizanslılardan sonra bir süre de Cenevizliler bölgede kalmışlar ve Anadolu Kavağı'nın hemen sırtlarına meşhur Yoros Kalesi'ni inşa etmişler. O dönemde buraya Hieron dendiği ile ilgili yazılı kaynaklar da var. Sonrasında ise bölgeye Osmanlılar hakim oluyor. Ama bu küçük semt eskiden olduğu gibi balıkçı köyü olma özelliğini hep sürdürüyor. Gerçi şu an geçim kaynağı balıkçılıktan ziyade turizm. Hatta sadece yeme-içme üzerine kurulu bir sistem var diyebiliriz.

Anadolu Kavağı Sahil

Aslına bakarsanız Anadolu Kavağı uzun bir sahil şeridine sahip ancak yer yer askeri bölge olduğu için sahil şeridi parça parça bölünmüş ve bir kısmı yasak bölge olarak geçiyor. O yüzden de bölgede tam bir bütünlük yok ve merkez olarak kabul edilen Anadolu Kavağı çok küçük bir alana sıkışmış. Bölgeyi kullanmak isteyen işletmelerde zaten küçük olan  sahili iyice daraltıp, aslında bunaltıcı bir görüntüye sokmuşlar. Çoğu internet sitesinde sakin, şirin ve ferah bir sahil şeridi diye anlatılsa da aslında hiç de öyle değil:) Eminim bu kalabalıktan hoşlanan insanlarda vardır ama inanın bunaltıcı ve gürültülü bir kalabalığın hakim olduğu bir sahil şeridine sahip. Özellikle de havalar ısınmaya başlayınca. Genel kısmını iyice uzatıp sizi kaçırmadan diğer başlıklara geçelim:)

Ulaşım:

Anadolu Kavağı Konum

Ben her ne kadar bu semte araba ile gitmiş olsamda, toplu taşıma ile gitme imkanı da var. Üsküdar kalkışlı İETT otobüsleri yada Eminönü ve Sarıyer'den kalkan şehir hatları vapurları ile Anadolu Kavağı'nı ziyaret edebilirsiniz. 

Keşfet:

Anadolu Kavağı:

Anadolu Kavağı Sahil

Yukarıda genel bilgilerini verdiğim Anadolu Kavağında neler var? İlk olarak Beykoz tarafından gelirken doğa içerisinde harika bir araba yolculuğu sizleri bekliyor. Ve semt girişinden hemen önce uzun bir sahil şeridi mangalcılar ve kayalıklardan denize girenler için ayrılmış:) Tabi yapım maksadı bu değil. Belediye bu alana banklar koyarak çevre düzenlemesi yapmış. Ama özellikle hafta sonu başta olmak üzere, günün her saati mangalcıların yer tuttuğu bir sahil haline gelmiş. Açık hava... Deniz kenarı... Ama hafta sonları 10 dakika kalsanız üzeriniz saatlerce is kokacak duruma geliyorsunuz:) Hafta içi erken saatlerde kısmen boş ve semte girmeden burada biraz oturup deniz havası alabilirsiniz.

Semt içerisinde ilk yapmanız gereken ise aracınıza uygun bir park yeri bulmak. Sokaklar çok dar olduğu için yol üzerine araç bırakmak biraz riskli. Eğer uzun süre kalacaksanız, açık otopark sayısı yeterli ve ücret genelde tüm gün 25 TL. civarında. En azından riskli değil ve gözünüz arkada kalmaz. Ama kısa süreli kalacaksanız, yani bir şeyler yiyip içmeyecek ve sadece etrafa bakacaksanız, burada geçireceğiniz zaman en fazla 30 dakika. Bu süre için de 25 TL. biraz fazla:)

Anadolu Kavağı Meydan

Birçok internet sitesinde ara sokaklarında kaybolmanın keyfinden bahsediyor ama açıkçası pek öyle bir yer değil. Evet ara sokaklar var ama özelliği olan sokaklar değil. O yüzden merkez diyebileceğimiz meydan ile vapur iskelesinin olduğu sahil dışında görebileceğiniz bir şey yok. Yukarıda da bahsettiğim gibi tamamen yeme-içme üzerine kurulu küçük bir yer.

Tarihi yapı olarak görebileceğiniz yerler ise; meydanda ki Midillili Ali Reis Cami ve Cevriye Hatun Çeşmesi. Birde Marko Paşa Köşkü var ama askeri bölge içinde kaldığı için ziyaret edilemiyor. Camiye geri dönecek olursak; 1593 yılında adını taşıdığı kişi tarafından yaptırılıyor. Aslına bakarsanız yapım tarihi epey eski ama mimari anlamda bir görselliğe sahip değil. Şu an restorasyonda olduğu için kapalı. Çeşme için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Tarihi ama görsel anlamda bir güzelliği olduğu söylenemez.

Midillili Ali Reis Cami

Meydan denilen yerde bu iki tarihi yapı dışında; birçok kafe/ restoran, bir iki tane şirin ev ve hediyelik eşya dükkanı var. Meydan dışında ise; vapur iskelesinin de olduğu sahili var. Ağzına kadar balık restoranlarla dolu ve kalabalık:) 

Anadolu Kavağı Sahil

Burada ne yapılır derseniz; haliyle balık yenir:) Birde tost makinesinde yapılan waffle. Bunun dışında oturmaya, soluklanmaya alan yok gibi. Az önce de yazdığım gibi eğer burada yemek yemeyecekseniz geçireceğiniz zaman en fazla 30 dakika. 

Ben buraya kendi arabamla geldim ama vapur ile gelmek ve geri dönmek sanki çok daha keyifli olacaktır. Bu şekilde gelen turist sayısı epey fazlaydı. Harika bir boğaz turu çok keyifli olacaktır:) Anadolu Kavağı'nın merkezinde benim keşfettiğim yerler bunlardan ibaret. Ama çevresinde, sınırlarında kabul edebileceğimiz bir kaç yer daha var ve her biri ayrı ayrı görmeye değer güzel yerler. 

Yoros Kalesi:

Yoros Kafeden Boğaz Manzarası

Burası daha önce birkaç yazımda bahsettiğim yerlerden. Ancak içerik ve konum olarak bahsedilmesi gereken yer burası:) Anadolu Kavağından yürümek isterseniz en fazla 30 dakika da ulaşabileceğiniz mesafede. Ancak biraz dik yokuş ve merdivenler çıkmanız gerekiyor:) Araba ile ise sadece 5 dakika mesafede. Daha önceki gidişlerimde sadece kaleyi ziyaret etmiş, diğer yerlere açıkçası bakmamıştım. Ama bu sefer kaleye gitmek yerine Yoros Kafe isimli yerde soluklanıp boğaz manzarası izlemeyi tercih ettim ve bu da inanılmaz keyifli:) O yüzden siz vaktiniz olursa hem kaleyi gezin, hem de bu kafelerde vakit geçirin.

Yoros Kalesi

Yoros isminin nereden geldiği ile ilgili farklı farklı görüşler olsa da, en ağır basanları kutsal yer anlamına gelen "Hieron" yada dağ anlamında ki "oros" kelimesinden geldiği yönünde. Boğaz girişini kontrol maksadıyla yapılan kalenin Doğu Roma zamanından kaldığı düşünülüyor. Alan olarak İstanbul'da ki diğer tüm kalelerin kapladığı alandan daha büyük. Ancak yarı yuvarlak iki gözetleme kulesi dışında pek bir kalıntısı kalmamış. Buna rağmen çok ziyaretçi ağırlayan bir bölge. Çünkü hem Karadeniz, hem de İstanbul tarafına inanılmaz güzel manzarası var.

Hz. Yuşa Tepesi:

Hz. Yuşa Türbesi

Aslında burası ilk iki yere göre Beykoz'a daha yakın. O yüzen böyle bir rota planlarken ilk ziyaret noktanızın burası olmasını tavsiye ederim. Buradan diğer yerlere geçmek daha mantıklı. Hem erken saatte gelirseniz daha az kalabalık olur ve rahat gezersiniz. Buraya da İETT otobüsleri ile ulaşım mümkün. Anadolu Kavağı'na giden otobüsler buradan geçiyor. Sadece durağında indikten sonra 5 dakika kadar yürümeniz gerekiyor.

Hakkında çok rivayet olan bu yer ile ilgili bilinen tek gerçek Hz. Yuşa'nın, Hz. Musa'nın kız kardeşinin oğlu ve peygamber olduğu. Kehf suresinin 60-64. ayetlerinde geçen yerin İstanbul Boğazı olduğuna inanılıyormuş ve bu yüzden de yaygın inanç olarak türbesinin burada olduğu düşünülüyormuş. Türbesinin burada olduğuna yönelik bir başka rivayet ise; Kanuni Sultan Süleyman'ın sütkardeşinin İstanbul'a ziyarete geldiğinde geceleri arka arkaya gördüğü rüyalarda Hz. Yuşa'nın kendisine mezarının burada olduğunu söylediği yönünde. Bu rivayetlerin doğruluğunu bilmiyorum ama son derece bakımlı ve itina gösterilen bir yer:) Ayrıca inanılmaz sayıda ziyaretçi ağırlayan bir türbe.

Türbe Girişi

Tabi buranın da geçmişi Hz. Yuşa ile sınırlı değil. Türbenin bulunduğu yer Antik Çağ'da sunak olarak yapılmış, arkasından da tapınağa çevrilmiş. Bizanslılar Hristiyanlığı kabul edince Kilise olarak kullanılmış. Osmanlı zamanında ise rivayetler sonrası türbe yapılmış. Türbe girişinde ücretsiz otopark var. Ve yine giriş kısmında bir sürü hediyelik eşya satan dükkan ile gözleme yapan dükkanlar mevcut.

Cami

İçeride ise; Türbe ile birlikte bir Cami, çeşme ve başka insanlara ait farklı şekilde mezar taşları bulunuyor. Ayrıca iki adet seyir terasından güzel bir İstanbul manzarası izleyebiliyorsunuz. Buranın en önemli özelliklerinden birisi de Çamlıca Tepe'sinden sonra İstanbul'un en yüksek ikinci tepesi olması. 

Çeşme

Burada geçireceğiniz zaman ise tahminimce 1 saati bulmayacaktır. Buraların tamamı Beykoz İlçesi sınırları içerisinde ve Anadolu Kavağı semtinin hemen yakınında ki yerler. Bu yerlere ilave olarak çok yakın sayılabilecek Poyrazköy'ü de bu rotaya dahil edebilirsiniz. Orası da çok şirin ve güzel, aynı zamanda denize girebileceğiniz yerlerden birisi. Poyrazköy'ü anlattığım yazıya buradan ulaşabilirsiniz.

Geçelim tavsiyelere.

Tavsiyeler:

Öncelik tabi ki mevsimde:) Bahsettiğim yerlerin tamamı doğa ile iç içe olan yerler. Bu yüzden de en keyif alacağınız mevsimler ilkbahar ve sonbahar olacaktır. Tabi yağmur yokken:) Her ne kadar tepelik yada deniz kenarı olsalar da sıcaklar da çok çekileceğini düşünmüyorum. Geçen sene Yoros Kalesi'ni ziyaretim yağmurlu bir güne denk gelmişti. Daha doğrusu aşağılarda yağmur yoktu ama burada ki yağmurdan dolayı arabadan bile inememiştim:)

Fotoğrafçı arkadaşlar için Hz. Yuşa Türbesi hariç diğer tüm yerler çok başarılı karelerin çıkartılacağı alanlar. Özellikle tele-objektifi olan Arkadaşları fazlası ile mutlu edecek yerler:)

Kıyafet ile ilgili özel bir tavsiyem yok. Çok aşırı yürüme gerektiren yerler değil. Sadece Yoros Kalesinin olduğu alan topuklu vs. için uygun değil.

Yazdığım tüm yerler çocuklarınız ile birlikte gidebileceğiniz ama onların pek keyif alacağı yerler değil:)

Özellikle İstanbul'da ama merkez olarak kabul edebileceğimiz, yoğun trafik ve insan kalabalığı yaşanan yerlerde yaşayan Arkadaşlar için nefes almaya ideal yerler:) İstanbul dışından gelen Arkadaşlar için öncelikli ziyaret edilecek çok daha güzel yerler var ama ziyaret süreniz uzun olacaksa buraları da gezi rotalarınıza ekleyebilirsiniz:)

Vakit ayırıp okuduğunuz için şimdiden teşekkür ederim.

Yorum Gönder

28 Yorumlar

  1. Looks like a nice place to visit. Petrol prices here are increasing daily. €2.20 a liter. Enjoy your day.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Thank you so much Bill. Oil prices are rising all over the world. But most importantly, people's purchasing power. Unfortunately, the minimum wage is not very high and people's purchasing power is decreasing day by day:(

      Sil
  2. Anadolu Kavağı'na geçmişte birkaç kez gittim. Gerçekten güzel yer. Ama dediğiniz gibi mazot durumları fena. Baharda İstanbul yapacaktık erteledik, bu aralar niyetimiz vardı git gel kara kara düşünüyor insan. Yol sadece mazotla neredeyse 2 bin 500 lira.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayda 1 kez konaklamalı gezilere, haftada 1 de İstanbul'a giderdim:) Ama şu an pek mümkün değil..

      Sil
  3. Emeğinize sağlık. Ekonomik şartlar git gide kötüleşiyor. Halimiz nereye varacak bilemiyorum. :( Bende eskisi kadar gezemez oldum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim:) Şu an iyi gezi şekli, yaşadığımız şehrin güzel yerlerini toplu taşıma ile keşfetmek:)

      Sil
  4. Park işi özellikle böyle dar sokaklara sahip semtlerde büyük dert.. Her otoparka bırakmakta insanın içinden gelmiyor..

    YanıtlaSil
  5. İş hayatına yeni atılacak bir Arkadaş için pek iç açıcı bir tablo değil.. İnşallah güzel günler görürüz. Teşekkür ederim:)

    YanıtlaSil
  6. Nice places to visit, as always!
    Have a great week

    marisasclosetblog.com

    YanıtlaSil
  7. Gözlemeler cep yakıyor mu hocam :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yakıyor Hocam:) El yakmayan bir şey kalmadı, çay simit yemeye devam gezilerde:)

      Sil
  8. I read your posts and I always get to know a little more about history.
    Good week
    Coisas de Feltro

    YanıtlaSil
  9. Hani Yoros Kalesi için " biraz dik bir yokuş" demişsin ya...Kocaman bir göbeğiniz varsa ve 50 yaşını geçtiyseniz o yokuş resmen 90 derece ve bitmiyor diye de ekleyebilirim bilgiye :-) Hepsi birbirinden güzel ve sevdiğim yerler. Bildiğim bir yeri anlatırken okumak daha da keyif verdi. Eksiksiz, fazlasız ve fotoğrafları da harika. Yine emeğine sağlık.

    Benzin fiyatları ile ilgili kısa bilgi de dudak uçuklattı... ne olacak bu böyle hiç bilmiyorum :-(

    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında dediğiniz gibi çok dik yokuşlar var.. Ve insanı gerçekten zorlayacak tarzda:) Çok teşekkür ederim, beğenmenize sevindim:)

      Sil
  10. Balığın kavağa çıkması şimdi daha çok anlam kazandı bende...

    O masraflar hepimizin belini büküyor abi. :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabi ben gezi yazıları yazdığım için bu alanda ki etkisinden bahsettim ama tabi ki hayatıma etkileri sadece bundan ibaret değil:) Hakkımızsa hayırlısı..

      Sil
  11. Fotoğraflar çok güzel,İstanbula sadece gezmek için gelmek gerek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim:) Yaşamak için zor bir şehir..

      Sil
  12. İstanbul'dan döndüm, gezdim ama buraya gitmedim:) Çok güzelmiş, bayıldım fotoğraflara:))) Anadolu Kavağı sahil fotoğrafına ayrıca bayıldım:)))) Emeğinize sağlık:))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burası biraz ters tarafta kalıyor, araba şart gibi:) Çok teşekkür ederim:)

      Sil
  13. İstanbul'da en sevdiğim yer :) Fotoğrafik açıdan da insanı mutlu ediyor gerçekten.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevilmeyecek gibi değil:) Fotoğraf konusunda gerçekten başarılı bir yer:)

      Sil
  14. Geçtiğimiz hafta İstanbul merkezli bir seyahatim oldu. Vakit kısıtlı olduğu için sadece Gazhane' yi görebildim. Galataport ve Bomonti maalesef öksüz kaldı :))
    Anadolu Kavağı yine gençliğimden itibaren defalarca kez ziyaret ettiğim ve keyif aldığım bir yerdir. Özellikle kaleye yürüyerek çıkmak, o yorgunluğu enfes bir manzarayla taçlandırmak için gerekli bir eylem. :)
    Geziler ister münferid, ister grupla olsun inanılmaz fiyatları içeriyor ve artık ne yazık ki sadece seyirci kalacağız bunlara :(
    Teşekkürler paylaşıma.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gazhane benimde planlarım arasında ve merak ettiğim yerlerden:) Blog teması gezi olan biri için zor bir durum olacak ama bakalım.. Elden geldiğince yazmaya devam:) Teşekkür ederim, saygılar:)

      Sil
  15. Üsküdar'dan Bpğaz Hattı ile keyif yapmak için gidip, vapur yeniden kalkmadan 45 dakikada dondurma yiyip geri dönülecek yer :) Eskiden ekmek arası midye yemeye giderdik. Artık öyle şişe dizip mangalda pişirdikleri midyelerden var öı bilmiyorum, olsa da yenilir mi o da başka konu tabi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu vapur işine bir türlü giremedim:) O kadar gelip gidiyorum ama sanırım en büyük eksiğim vapur gezisi.. Teşekkür ederim:)

      Sil