İstanbul Tarihi Hanlar-2 | Hayat40tansonra

 

İstanbul Hanları-2

Genel:

Bir önceki yazımda beş tane tarihi han, bir tane de çarşıyı sizlerle paylaşmıştım. Hatırlamak isteyen arkadaşlar yazıya buradan ulaşabilir:) Bu bölümde kaldığımız yerden devam edeceğiz. Altı tane tarihi han ve  iki tane çarşı bu bölümde sizlerle beraber olacak. Ve hanlara ilave, ama gezi rotası üzerindeki birkaç tarihi yapıyı keşfedip, yazı dizimizi sonlandıracağım.

Ulaşım:

İlk bölümde olduğu gibi buraya da bir gezi rotası bırakıyorum. 

İstanbul Tarihi Hanlar-2 Rotası

Burada mesafeler ilk bölüme göre biraz daha fazla. Orada 6 dakika süren toplam ulaşım mesafesi, burada 20-25 dakikaya çıkıyor ve arada yokuş tırmanmak zorunda kalıyorsunuz. Ama burada ki hanları gezmek, sokak aralarında dolaşmak çok daha keyifli:)

Keşfet:

İlk durağımız olan Sağır Han için hafif bir yokuş tırmanmanız ve sonrasında çıkmaz bir sokağa girmeniz gerekiyor. Buraya çıkan yokuşta tam 3 tane daha han var:) Ben bunlara girmedim. 

Sağır Han:

Özellikle 2019 yılında Büyük Valide Han ile birlikte çatısına kaçak yapı yapılması ve para karşılığı fotoğraf çektirilmesiyle gündeme gelmiş bir yapı:) 100 ile 1000 TL. arasında, boğaz manzarasına karşı dekorlarla fotoğraf çektiriliyormuş. Tabi yoğun şikayetler sonrasında zabıtaların sürekli kontrolleri ile bunun önüne geçilmiş. Ticaret anlamında en faal olan hanlardan biri. 

Sağır Han

Burası Büyük Valide Han'ın üçüncü avlusuymuş. Yani birbirlerine bağlantısı varmış. Ama anladığım kadarıyla çevrenin gelişmesi, değişmesi nedeni ile şu an ikisi ayrı hanlar ve buraya Sağır Han deniliyor. Belki yolun arka tarafından birbirine bağlıdırlar ama ben göremedim:)

Sağır Han Koridorları

Avlu kısmı değil ama koridorları çok ilgi çekici. Karşılıklı esnaf dükkanları var ve izin almanız durumunda harika kareler çekebileceğiniz çalışma alanları var. Burasının da kitabesi yok. Fakat Büyük Valide Han ile tarihi aynı. Birazdan onu da anlatacağım. Bahsettiğim koridorlardan birinin sonu ilginç şekilde dekore edilmiş ve koridor sonundaki kapının arkasında sanat galerisi gibi bir yer var. Ben oradayken o kapıdan çıkan amcaya "içeri giriliyor mu" diye sorduğumda, son hazırlıklar yapılıyor, yakında açılacak dedi, ama ne olduğunu anlayamadım.

Mustafa Paşa Hanı:

Mustafa Paşa Hanı

Tam tarihi bilinmiyor ama 18 yy.ın sonlarına doğru yapıldığı düşünülüyor. Diğer hanlara göre epey küçük ve kapalı bir avlusu var. Ancak fotoğrafçılık anlamında benim en çok hoşuma giden han burasıydı. Birçok kaynakta Giritli Mustafa Paşa Hanı diye geçse de girişteki tabela benim başlıkta verdiğim isim gibi:)

Mustafa Paşa Hanı

Tescilli ve koruma altına alınan binalardan biri. Özel mülk olduğu yönünde bir çok kaynak var ama içeri giriş sıkıntı olmuyor. Zaten odaların bir kısmı imalathane yada depo olarak kullanılıyor. Daha çok perdecilerin olduğu bir han. İçeride 20'ye yakın oda var ama yarısı neredeyse boş ve harabe halde. 

Bir oda harabe haldeyken, yanında ki odada bir şeyler imal ediliyor olması gerçekten ilginç ve dikkat çekici. Yani terkedilmiş bir bina, yada han zannediyorsunuz ve tedirgin oluyorsunuz. Ama kapalı kapılar arkasından sesler geliyor. Yada oradayken bir kapı açılıyor ve içeride çalışan insanlar görüp şaşırıyorsunuz. 

Büyük Valide Han:

İstanbul'da herhangi bir külliyeye bağlı olmadan yapılan en büyük han olarak tarih kitaplarına geçmiş:) Eskiden içeride 153 tane oda varmış ama şu an sayı çok daha fazla. Çünkü zaman içerisinde imar affı vs. gibi nedenlerle içeriye bir sürü ilave yapı eklenmiş. Handa, avlu namına pek birşey kalmamış. Avluya bile prefabrik tarzda yapılar eklenmiş. Burası da karman çorman yerlerden.

Her ne kadar mimarı bilinmese de Kösem Sultan tarafından yaptırıldığı biliniyor. Zaten bir Padişah Annesi tarafından yaptırıldığı için bu kadar büyük:) Eskiden burada Mehmet Paşa Sarayı varmış. Ancak bir sebeple Kösem Sultan tarafından burası yıktırılarak yerine han yaptırılmış.

Han Koridorları

İçeri girdiğinizde tedirgin eden yerlerden ama az önce de dediğim gibi kapalı kapılar arkasında normal işler yapıldığını görünce yada duyunca rahatlıyor ve keyifle gezebiliyorsunuz:) İç alanlarda çok fotoğraf çekeceğiniz yerler yok ama han koridorundan çıkışta, güzel bir manzara sizleri bekliyor.

Handan manzaralar

Alt kat dükkanların, üst kat ise depo ve imalathanelerin olduğu tipik bir han. Yapısı nedeniyle Hanlar içinde görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. 

Büyük Yeni Han:

Burası da güzel hanların başında geliyor. Ben, ilk başta ana giriş kapısını kullandım. Ama "burada çalışanlar hariç girmek yasaktır" diye bir tabela vardı. O yüzden de girişten bir kaç kare çekip yoluma devam ettim. Ancak Büyük Valide Han'dan çıktıktan sonra düz devam ederseniz hanın diğer girişine geliyorsunuz. Ve bu girişi kullanın:) Çünkü hem en üst kata çıkmış oluyorsunuz, hem de giriş için bir sıkıntı yaşamıyorsunuz.

İlk giriş yaptığım ana kapı

Kitabesi olan sayılı hanlardan:) 1764 yılında Sultan III. Mustafa tarafından Mimar Mehmet Tahir Ağa'ya yaptırılıyor. Eğimli arazi üzerine yapılmış. Bu yüzen ana giriş kapısını kullandığınızda zemin kata, diğer girişi kullandığınızda 3üncü kata direk giriş yapıyorsunuz. 

Sokağa bakan tarafları dükkan, içerideki odalar yine depo yada imalathane olarak kullanılıyor. Burası ilk yapıldığında Topkapı Sarayı Harem Dairesi'ne bağlı, konuk ağırlama maksatlı olarak kullanılıyormuş. Sonrasında dönemin bankerlerinin işlemlerini yaptığı bir ticaret merkezi olmuş. Bir dönem de işgal kuvvetlerinin yönetim merkezliğine ev sahipliği yapmış. Şu an ise fotoğrafta görüldüğü gibi:)

Büyük Yeni Han

Han duvarlarında da ilginç tablo ve yazılar var. Bunlardan birini olduğu gibi yazıyorum:) Charles Darwin der ki; "Bilim ve sanat bir kuşun kanadı gibidir. Bu iki kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar. Uçamayanlar ise tavuk olur. Tavuk Toplum, önüne atılan bir avuç yemi gagalarken, arkadan yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz."

Büyük Yıldız Han:

Büyük Yıldız Han

Diğerleri gibi tescilli ve koruma altında olan hanlardan. 19 yy.da yapıldığı tahmin ediliyor ve içeride ağırlıklı konfeksiyoncular var. Benim hiç ilgimi çekmedi:) Ama buraya kadar gelmişken içeri bir kafanızı sokup, çıkartabilirsiniz. Burası ilgi çekici değil ama hemen karşısında 2 tane daha han var. Daha doğrusu biri han, diğeri hamamdan bozma çarşı. 

Fransızca ve Arapça Orjinal Tabela- İstanbul Yeni Çarşı

Abut Efendi Hanı; 1895 yılında yapılmış olsa da cam ve metal mimarisinden dolayı Avrupa'nın önemli tarihi yapılardan biri olarak gösteriliyormuş. Yapıldığı günkü formunu koruyan sayılı hanlardan ve halen güzel, işlek bir ticaret merkezi. Ayrıca Rahmetli Kemal Sunal'ın oynadığı "Yoksul" filmi bu handa çekilmiş. Bu arada Mehmet Abut Efendi dönemin güvenilir tüccarlarından ve 1884 yılında İstanbul Ticaret Odası Başkanı olup, 33 yıl bu görevi yürütmüş bir şahıs.

Diğer çarşı ise; aslında İstanbul'un en eski hamamlarından birisi olan Mahmut Paşa Hamamı. Kendisi Fatih Sultan Mehmed'in sadrazamlarından ve bu hamam, Mahmut Paşa adına yapılan külliyenin bir parçasıymış. Çifte hamam olarak yapılmış ama 1755'te ki büyük yangında kadınlar kısmı yanıp, yıkılmış. Zaten yukarıda bahsettiğim Abut Efendi Hanı da 100 seneden fazla bir zaman sonra yanan bölümün yerine inşa edilmiş. 1953-1990 yılları arasında erkek kısmı yine hamam olarak kullanılmış ama sonrasında çarşıya çevrilmiş. Şu an halen çarşı olarak hizmet vermeye devam ediyor.

Kapalı Çarşı:

Kapalı Çarşı

Büyük Yıldız Han'dan sonra başımızı Kapalı Çarşı'ya sokuyoruz. Burayı yazmak pek te kolay değil:) Toplam 9 iş sektöründe hizmet veren ve 21 tane giriş kapısı olan bir çarşı.

Yapım tarihi olarak Fatih Sultan Mehmed'in inşaat faaliyetlerini başlattığı 1461 yılı kabul ediliyor. Topkapı Sarayı İmparatorluğun beyni, Kapalı Çarşı ise ekonominin kalbi olarak kabul ediliyormuş. Gerek devletin, gerekse zenginlerin hazine, değerli mallarının saklandığı kale gibi bir yermiş:) İlk yapıldığında esas temelini, İç Bedesten ve Sandal Bedesteni olarak anılan Yeni Bedesten oluşturuyormuş. Sandal Bedesteni halen ayakta ama özel mülk olmuş. Nusret'in restoranı olarak hizmet veriyor.

Sandal Bedesteni

1954 yılına kadar 20'den fazla deprem ve yangın görüyor. Ancak şu an ki halini 1894 yılında yapılan kapsamlı tadilat sonrasında alıyor. 19 yy.ın başlarından sonra bankerler ve bankalar Galata tarafına taşınınca burası da önemini kaybetmeye başlıyor. Zaten sonrasında Saray'da karşıya taşınıyor ve burası tamamen esnafın işlettiği bir ticaret merkezi olarak kalıyor. Vakti zamanında 4399 dükkan, 2195 oda, 24 han, 1 mektep ve 1 türbenin olduğu bir yermiş. Ancak 1894'te ki büyük tadilat sonrası bazı hanlar çarşı dışında bırakılınca sayılar haliyle azalmış. Bugün halen dünyanın ilk bankasının kurulduğu, en büyük ve eski alı-veriş merkezi olarak kabul görüyor. Ama ilk yazımda da belirttiğim gibi para kimdeyse, ona yönelik hizmet veren ticaret anlayışının hakim olduğu bir yer olduğunu düşünüyorum.

Zincirli Han:

Zincirli Han

Kapalı Çarşı içerisinde ve çevresinde ki son ziyaret noktamız, hanlar içindeki en renkli olanı:) Aynı zamanda İstanbul'un en zengin hanı diyebiliriz. Üst katları kuyumcu atölyeleri, alt kat ise ilk elden bu eserlerin satıldığı dükkanlardan oluşuyor. 

Gitmeden önce yaptığım araştırmalarda fotoğraflara kanarak, burada oturup çay/ kahve molası verebileceğimi düşünmüştüm. Ama öyle değil. Sadece girişte bir çay ocağı var ve isterseniz alıp, ayak üstü içebiliyorsunuz. Görmeye değecek bir yer ama keşke avlusunda oturmaya da yer olsaydı:) Bu arada 18 yy.ın sonlarına doğru inşa edilmiş ve hep kuyumculuk faaliyeti yürütülen bir han olmuş. Geçelim son han ziyaretimize:)

Vezir Hanı

Öncelikle bilmeniz gereken buranın girişinin neresi olduğu:) Google Maps beni biraz uğraştırdı ve telefonum şarjının bitmesine sebep oldu. Her yer tarihi yapı ve bina olduğu için girişi bulmakta zorlandım. Tabi birde oraya gir, buradan çık derken başım gözüm de dönmüş olabilir:)

Vezir Hanı

Hana Çemberlitaş'ın bulunduğu meydandan giriş yapabiliyorsunuz. Kitabesi olan ve en eski hanlardan biri. 1660 yılında Fazıl Ahmet Paşa tarafından Köprülü Külliyesi'nin bir parçası olarak yaptırılıyor. Bir dönem 20 tane odası İstanbul'a yerleşmiş Katolik Gürcülere aitmiş ve burada misafirlerini ağırlarlarmış. Ama 1nci Dünya Savaşı sonrasında bir şekilde ellerinden çıkmış. 

Otopark avlu

Eskiden sac sektörünün yoğun olduğu bir hanmış. Türkiye'nin ilk yaylı yatağını yapan ustaların buralardan geldiği söyleniyor ve ağırlıklı Ermeni ustaların olduğu bir yermiş. Şimdilerde yine imalathane ve depoların olduğu hanlardan biri. Avlusu da otopark olarak kullanılıyor. 

Son ziyaret noktasına geçmeden önce, burada ziyaret edilebilecek birkaç yapıyı daha kısaca yazıp Sahaflar Çarşına geçeceğim:)

Vezir Hanı ile aynı meydanda ki ilk tarihi eserimiz; Çemberlitaş Sütunu. Yanık Sütun yada Konstantin Sütunu olarak da adlandırılıyormuş. Zaten Bizans İmparatoru Konstantin onuruna yapılmış bir eser.

Çemberlitaş Sütunu

Her biri 3 ton ağırlığında ve 3 metre çapında toplam 8 adet sütun ve bir kaidenin üst üste koyulmasıyla yapılmış. Uzunluğu ise 57 metre. Aslında ilk yapıldığında en üstte İmparatorun heykeli varmış. Hatta kendinden sonrakiler de, bir öncekinin heykelini kaldırtıp kendilerininkini koymuşlar ama en son büyük bir kasırgada heykel yıkılınca yerine bir daha heykel koymamışlar ve bir kaide yerleştirilmiş. 

Sütunun ön tarafı meydan, karşınızda Nuruosmaniye Külliyesi, yan tarafta Vezir Hanı, diğer tarafta ise Gazi Atik Ali Paşa Camisini de ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca buradan yürüyerek Sultan Ahmet Meydanı ve orada ki yerleri de ziyaret edebilirsiniz. Kısa Kısa Tarihi Yarımada Turu isimli yazıma buradan ulaşabilirsiniz.

Sahaflar Çarşısı:

Hanlar ve çarşılar durağımızın son noktası:) Eskiden Kapalı Çarşı içerisindeymiş ve yaklaşık 50 dükkandan oluşan bir yermiş. Şu an ki yerinde ise Fesçiler varmış. Sonralarda nedense yer değiştirmişler ve burası, yeni yerinde sadece kitap satılan bir çarşı haline gelmiş. 

Sahaflar Çarşısı

1950'de geçirdiği büyük yangın sonrası belediye tarafından yeniden inşa edilmiş ve halen sadece kitap satan bir çarşı olarak hizmet vermeye devam ediyor. Böylelikle keşfedilecek yerlerin de sonuna geldik. Geçelim bu bölüm ve bölge için genel tavsiyelere:)

Tavsiyeler:

Öncelikle genel bir değerlendirme ile başlayalım. Gezdiğim hanların tamamına yakını harabe durumda ama buna rağmen yoğun olarak kullanılmaya devam edilen iş hanları. Her biri tescilli ve koruma altında olan yerler olmasına rağmen çivi çakılmıyor. Herhangi bir tadilat yada restorasyonda söz konusu değil. Bu halleri ile kaç sene daha ayakta kalabilirler, bu da belli değil. Peki neden böyle? Neden restorasyon işlemi yapıp, turizme kazandırılmıyor?

Bununla ilgili pek çok düşünce söz konusu. Öncelikli olarak şunu yazayım; daha önce restore edilen ve restorasyon sonrası tarihi dokunun kaybolması nedeniyle eleştirilen birçok han var:) İkincisi ülkemizin pek çok yerinde el sürülmeyen tarihi yapılar gibi buralar için de ödenek sıkıntısı olma ihtimali var. 

Ama sanki en önemli sebep şu gibi; Şu an bu hanların tamamında esnaf var ve faal olarak kullanılıyorlar. Ya depo, ya da atölye olarak. Alt katları, cadde, sokaklara bakan tarafları ise yine faal satış yapan dükkanlar ve han sayısı az değil. Resmi olarak sadece bu bölgede 200'e yakın han var. Tabi burada ki esnaf yada çalışanlar zengin tüccarlar değil ve görünen kendilerini zor çeviriyorlar. 

Arkalık, Semer

Gerek hanların harabe olması, gerekse esnafların zengin olmaması nedeniyle kiralar epey düşükmüş. Eğer buralar restore edilmeye kalksa bu insanlar buradan çıkmak zorunda kalacaklar. Peki nereye gidecekler? Burasının öyle yerleşmiş bir düzeni var ki ve öyle kalabalık ki başka yere gitme ihtimalleri bence yok, yada İstanbul'da gidecek böyle büyük ve boş semt yok:) 

İlave olarak restore edildikten sonra buraların yeniden düşük kiralı olma ihtimali de yok. Hadi çıktılar, peki kiralar artınca geri gelebilecekler mi? Bence bu da çok mümkün değil. Peki nereye kadar böyle gidecek:)? Muhtemelen bir kaçı yıkılıp, can almaya başlayınca bir şeyler yapılacak. Ama görünen, o zamana kadar bu şekilde devam edecek ve bir çok tarihi yapıyı kaybedeceğiz. Zaten çoğu tarihi dokusunu kaybetmiş ama olanlarda yakında bitecek gibi...

Tüm hanlar ve çarşılar için mevsim tavsiyem yağmur ve aşırı soğukların olmadığı tüm zamanlar. Her ne kadar çarşıların üstü kapalı olsa da hanlara ulaşım esnasında dışarıda yürüyeceğiniz için ıslanmak keyifli olmayacaktır.

Bu bölümde ki hanlar, iç mekan yada insan portreleri çekmek isteyenler için ideal. Fazlası ile sizleri mutlu edecektir. Ama burada ki insanların artık fotoğraf isteklerinden sıkılmış olmalarını, yoğun ve ağır bir şekilde çalıştıklarını da göz önünde bulundurmanızda fayda var. Bu mekanlar için geniş açılı lensler yine ideal olacaktır. 

Kıyafet konusu ve ayakkabı önemli. Sonuçta girip çıkacağınız yerler harabe ve ıssız yerler. Çoğunlukla da ağır iş yapan insanların çalıştığı yerler. Bunun yanısıra yürüme mesafaleri çok olmasa da bir süre sonra ayaklarınız şişecektir:) 

Benim gezmekten ve özellikle de fotoğraf çekmekten büyük keyif aldığım bir gezi oldu. Umarım sizlerde okurken, bakarken keyif almışsınızdır:) Değerli vaktinizi ayırdığınız için şimdiden teşekkür ederim.

Yorum Gönder

27 Yorumlar

  1. Dizilerden filmlerden görmek ile gezmek arasında çok fark vardır eminim, görmek isterdim bu tarihi dokuları :) sağır hanın eğlenceli bir hikayesi varmış :) köprüleri kuleleri satan eski zaman dolandırıcıları geldi aklıma :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten farklı bir atmosfer:) Tuhaf yerler ve hayatın gerçekleri ile yüzleşilen bir yer..

      Sil
  2. Hepsi de birbirinden güzel :) Mustafa Paşa Hanı benim de dikkatimi çekti,fotoğrafik açıdan hoş kareler yakalanabilir diye düşündüm,epey harabe olan yerleri de varmış ne yazık ki..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mustafa Paşa Hanı gerçekten fotoğraf için ideal bir yer. Birde insan ilişkileri iyi olanlar için, kapılı kapılar arkasında farklı hayat hikayeleri ve güzel kareler var:)

      Sil
  3. The Booksellers' Bazaar would be an interesting one to visit. Being a lover of books, this would be a place I would visit. Thanks for your report, I find that I learn a lot of history through your writings. Have a great day.

    YanıtlaSil
  4. Sahaflar çarşısı benim favorim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hocam bu tarihi yerde, olmasa ayıp olurdu:)

      Sil
  5. Zincirli han ve sahaflar çarşısını çok sevdim:))) Kapalı Çarşı'yı hep merak ederim, hiç gezme fırsatım olmadı. Tarih kokan yerleri seviyorum, oldukça farklı geliyor bana:)))) Çok güzel fotoğraflar çekmişsiniz, emeğinize sağlık:))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür derim:) Kapalı ve Mısır Çarşıları çok ilgi çekmese de diğerleri güzel:) Mutlu haftalar:)

      Sil
  6. Tarihi hanlar güzel bir seri oldu. Fotoğrafları ve özellikleri dahilinde keyifli bir yolculuğa çıktık yine. Kapalı kapılar ardında çalışanlar her an bir göçük tehlikesi yaşayabilir yalnız. Bu hanlara yıllık olmasa bile 3-5 yılda bir bakım yapılsa dimdik ayakta olurlardı diye düşündürdü. İyi haftalar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bakım konusunda kesinlikle haklısınız ve bende oluşan fikir; buraların kendi kendine yıkılması bekleniyor gibi.. Sonrasında ne olur bilemiyorum:) Mutlu haftalar:)

      Sil
  7. İstanbul'a gidişimde yarım güncük ben de gezdim birkaç han. Kesinlikle hepsi gezilmeli çok güzel yerler. Görmediklerimi not alacağım senden.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim:) Yazı için ilham olduğunuz için ben teşekkür ederim:)

      Sil
  8. Tavuk Millet bir yerden tanıdık geldi ama...

    5 yıl bu bölgede okudum ama bu kadar gezmemiştim hanları. :)

    YanıtlaSil
  9. Pandemi alışkanlıkları her şeyi zorlaştırdı galiba:)

    YanıtlaSil
  10. Harika bir hizmet biz uzaktaki okuyucular için satır satır okudum görselleri dakikalarca inceledim ve bazılarında üzüldüm o güzelim yerler ne hale gelmiş biz ne zaman elimizdeki bu güzelliklerin kıymetini bileceğiz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, beğenmenize sevindim:)

      Sil
  11. Merhabalar.
    Bu bölümde bizlerle paylaştığınız hanların durumları, tarihe ve geçmişimize olan saygımızda samimi olmadığımızı gösteriyor.
    Emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Bey, teşekkür ederim değerli yorumunuz için:)

      Sil
  12. İstanbul benim hiç bilmediğim bir kent. Birkaç kere geldim ama o birkaç kerede de ne kadar gezilebilir ki :)
    Bu yazılar çok güzel olmuş. Olur da bir gün yeniden yolum düşerse bana kılavuz olacak türden.
    İyi gezmeler ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnanın biliyorum diyen de çok bilmiyordur:) Çalışanlar için değil ama turistler için inanılmaz bir şehir:) Teşekkür ederim.

      Sil
  13. Bayağı detaylı bilgiler vermişsiniz. Bir kısmının harabeye dönmesi kötü. Bir iki yer hariç gidip görmek ister miyim bilemedim. Fotoğraflar güzeldi, emeğinize sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fotoğrafa özel ilginiz yoksa, çoğunluğuna gitmeye gerek yok. Zaten tarihi yapıdan ziyade iş merkezi ve dediğiniz gibi harabe haldeler... Teşekkür ederim:)

      Sil
  14. Merhaba bu hanlardan harabe olan kullanılmayan ve belediyeye ait bir han var mı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her ne kadar halen kullanılıyor olsalar da aslında birçoğu harabe halde. Ama hangileri belediyeye ait, hangileri şahıs mülkü bilmiyorum. Bununla ilgili bildiğim hanların koruma altına alınan tescilli binalar olduğu ama restorasyon yapılmadığı:)

      Sil